Antalya il sınırları içinde bulunan Pamfilya’nın en önemli şehirlerinden biri olan Aspendos Antik Kenti, antikçağ dünyasının da adı en çok geçen kentlerden biri. Aspendos, anıtsallığı ve şaşırtıcı derecede korunmuş olmasıyla tanınan efsanevi tiyatrosu ve benzerleri arasında eşsiz su kemerleriyle her yıl 400 binin üzerinde kişinin ziyaret  ettiği bir kent... Peki Aspendos adını nereden almış olabilir? Sorunun cevabı haberin detayları içinde…

ASPENDOS ADINI NEREDEN ALDI?

Aspendos adının nereden geldiğine ilişkin varsayımlar vardır. İlkçağın erken döneminden kalma Aspendos sikkelerde şehrin adı Estwediiys biçiminde geçmekte. Estwediiys, MÖ 8. yy’da Kilikia ülkesinde hüküm süren Geç Hitit kralı Asitawandas’ın adı veya lakabıyla ilişkilendirilmekte, şehrin adını kurucusu olan Asitawandas’tan aldığı yorulmakta. Eski Farsça’daki  “aspinca” ("han, konaklama evi") Aspendos’un adıyla ilişkilendirilen ikinci varsayım. Asp(a) kök sözcüğünü içeren diğer adların türetiliş öğelerini göz önünde tutan Bilge Umar, Tarihsel Adlar adlı sözlüğünde Aspendos’un adıyla ilgili bir başka yorumda bulunur,

“İlkçağın en ünlü kütük, kalas, kereste üretim bölgelerinden biri olan ormanlık Torosların eteğindeki, üstelik iç bölgeden ırmak yoluyla kütük indirip pazarlamaya en elverişli durumdaki bu kentin adı içinde gördüğümüz Aspa sözcüğünü dahi kütük, kereste ile bağlantılı sayıyorum. Kanımca, kentin adı Aspanda yani Aspa-(wa)nda, kütüklü anlamında olmalıdır. Ancak, kent adının kendi paralarındaki yazılış biçimi, ilkçağ geç döneminde Aspa olarak  gördüğümüz kök sözcüğün Luwi dilindeki aslının Astwa olması gerektiğini bize anlatıyor.” der. 

ANTİKÇAĞIN EN ÖNEMLİ ŞEHİRLERİNDEN BİRİ: ASPENDOS

Aspendos, Serik ilçesinin 8 kilometre doğusunda, Köprüçayı'nın dağlık bölgesinden düzlüğe ulaştığı yerde Belkıs Köyü içinde yer alan antik tiyatrosuyla meşhur bir Pamfilya şehri. M.Ö. 10. yüzyılda Akalar tarafından kurulduğu söylenen Aspendos, Antik Çağın en önemli ve en zengin kentleri arasında yer alır. Coğrafyacı Strabon ve Pomponius Mela, kentin Agruslularca kurulduğunu yazarlar. Aspendos adının kaynağının Rumlardan önceki yerli Anadolu dilinden olması Aspendos’un kuruluşunu daha önceki yüzyıllara götürür.  M.Ö. 5. Yüzyıl ilk çeyreğine kadar Pers hakimiyetinde olan şehrin yakınlarında akan nehrin kenarında M.Ö. 467 yılında Yunanlarla Persler arasında geçen, Eurymedon Savaşı adıyla anılan savaşta Yunanlar kazanmıştı.

Aspendos Kuş Bakışı

ASPENDOS TİYATROSU'NUN MİMARI ZENON

Aspendos'un en önemli yapısı tiyatrosu ve su kemerleridir. Aspendos Tiyatrosu Antik tiyatrolar arasında en iyi şekilde korunarak gelmiş bir açık hava tiyatrosudur. Bu tiyatro Anadolu'daki Roma tiyatrolarının günümüze sahnesi ile ulaşabilen en eski ve sağlam bir örneğidir. Mimarı Aspendos'lu Theodorus'un oğlu Zenon'dur. Antonius Pius zamanında yapımına başlanmış Marcus Aurelius zamanında tamamlanmıştır (138-164). Tiyatro, kentin yerli tanrıları ile imparator ailesine sunulmuştur. 

Aspendos Gece Görüntüsü

Antalya "Doğu Ekspresinde Cinayet" oyununa tanık olacak Antalya "Doğu Ekspresinde Cinayet" oyununa tanık olacak

ASPENDOS ANTİK TİYATROSU EFSANESİ 

Aspendos Antik Tiyatrosu'nun bir de efsanesi var. Aspendos kralının bir zamanlar herkesin evlenmek istediği çok güzel bir kızı vardır. Kral kızını kime vereceğini bilemediği için halka, "Kim halkımız, kentimiz için en yararlı şeyi yaparsa kızımı ona vereceğim" diye duyurur. Bunun üzerine iki ikiz kardeş iki büyük yapı yaparlar. Biri kente çok uzaklardan, karmaşık yolları birçok zorluğu geçerek, su getiren su kemerleri; öteki ortasında yere metal para atıldığında üst sıralardan bile sesinin duyulduğu dünyanın akustik olarak en iyi tiyatrosudur. Kral su kemerlerini gördükten sonra kızını su kemerlerini yapana vermek ister. Bunun üzerine tiyatronun mimarı Zenon krala bir oyun oynar. Kral tiyatronun üst sıralarında gezerken bir fısıltı duyar: "Kral kızını bana vermeli." Akustiğe hayran kalan kral kızını büyük bir kılıçla ikiye ayırır ve kardeşlere verir.

ASPENDOS'UN GÜNÜMÜZE KADAR ULAŞAN SU KEMERİ

Antik yerleşimde kentin su ihtiyacını karşılayan Aspendos su kemeri hâlâ yapıldığı tarihten günümüze kadar ayakta kalmış eserler arasında görülmekte. Su kemeri kalıntılarını inceleyen arkeologların yapmış olduğu bilimsel araştırma ve değerlendirme sonucu elde edilen verilerin M.S. 2. yüzyıl içerisinde yapıldığı sanılıyor. Yapılış tarz ve mimarisinde dönemin tekniklerini taşıyan su kemeri, kaynağından 15 metre yükseklikte oyulmuş taş bloklar kanalı ile antik yerleşime 30 metre yükseklikteki kulelerde biriktirilip antik yerleşime dağıtıldığı gözükür. Ören yerinde bulunan bir yazıtta adı geçen Tiberius Claudius Italicus tarafından yaptırıldığı ve şehrin hizmetine sunulduğu yazılıdır.

DÜNYA MİRASI GEÇİCİ LİSTESİNDE

Aspendos, antik tiyatrosu ve su kemeriyle UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. UNESCO’nun Dünya Mirası Listeleri'nin yer aldığı resmi sayfasında Aspendos’un geçici listede yer alma kriterleri şu şekilde belirtilir:

“Aspendos Tiyatrosu ve su kemerinin Aspendos'un hem tiyatrosu hem de su kemerleri, en yüksek kalitede işçilik ve teknolojik girdi ile ileri bir düşünce ve hayal gücünün ürünüdür. Her iki anıt da modern bilim adamlarının, bu kadar iyi korunmuş başyapıtları inceleyerek antik toplumları ve onların düşüncelerini kavramaları için bir platform sunuyor. Aspendos'un su kemerleri dönemin teknolojik gelişmelerine ışık tutarken, tiyatro ise mevcut yerel kültürün parçası olmayan 13. yüzyıl uygarlığının mimari müdahalelerini görme fırsatı sunuyor. Nitekim Selçukluların anıtı kullanma ve süsleme konusundaki titiz çabaları, onların da bu anıtı özellikle şaşırtıcı bulduğunu gösteriyor. Aspendos, kentin geç klasik dönemde önemli bir merkez olmaya devam etmesi, Hıristiyan dünyasında önemli bir yere sahip olması ve yeni gelenlerin eline geçmesi açısından benzersiz bir örnek sunuyor. Farklı antik kentlerdeki pek çok anıtın aksine tiyatro çok iyi korunmuş ve hatta yeni sahipleri tarafından daha fazla hikâyeyle süslenmiştir. Tiyatronun 13. yüzyılda Selçuklu sarayı olarak kullanılması onu benzersiz bir durum haline getiriyor. 

ASPENDOS'UN SU KEMERLERİ BENZERLERİ ARASINDA EŞSİZ

“Aspendos'un su kemerleri, halihazırda UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan iki yapıya benzetilebilir: Pont du Gard su kemerleri ve İspanya'daki Segovia su kemerleri. Aspendos'un ayakta kalan su kemerlerinin uzunluğu Segovia ve Pont du Gard'dakilerden daha fazladır ve Aspendos su kemerlerinin sifonları da Segovia su kemerlerinden daha yüksektir. Ayrıca Aspendos Su Kemerleri'ni eşsiz kılan, çok iyi korunmuş iki adet hidrolik sifonun varlığıdır; bu da onların yapısal ve teknolojik başarılarını incelememize olanak sağlar. Bu da Roma Mimarisinin karmaşık fiziksel unsurları hakkında daha derin bir anlayış kazanmamıza yardımcı olur. Aspendos'ta son derece iyi korunmuş olan sifonlar ne Pont du Gard ne de Segovia'da bulunur. Benzer sifonlar Lyon'da (Mont d'Or, Brévenne ve Gier) bulunabilir, ancak bunlar yapı teknikleri veya bu yapıların kullanımı hakkında herhangi bir fikir vermez. Aspendos'taki sifonlar, araştırmacıların sifonların nasıl işlediğine dair daha fazla keşif yapmalarına olanak sağlıyor.”
 

Muhabir: MUSTAFA KOÇ