Yüksek tansiyonun, kalp hastalıkları, felç ve inme gibi ciddi sağlık sorunlarının önde gelen risk faktörlerinden biri olduğunun altını çizen Prof. Dr. Hakan Karpuz, “Şu anda bir uçak düşse hepimiz ne kadar kötü hissederiz değil mi? Ama bu ülkede zaten her gün bir uçak düşüyor. Yani bir uçak dolusu insan hipertansiyon nedeniyle ölüyor. Bunlar çok yüksek rakamlar ve aslında önlenebilir bir durum” diyerek konunun önemine dikkat çekti. 

TANSİYON İZLENİMİ ÖNEMLİ

Dünya Hipertansiyon Gününün sağlık açısından bu kadar önemli bir konuda farkındalığı arttırmak için özel bir gün olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Karpuz, “Bir hastalığı tedavi etmek için önce o hastalığın teşhisini koymak lazım. Bu hastalığın teşhisini koymak için de örneğin hipertansiyondan bahsediyorsak ölçülmesi gerekiyor. İşte böyle günlerde özellikle insanların hiçbir risk faktörü olmasa bile hipertansif olabileceklerini ve bunun farkına varmalarını sağlamak istiyoruz. Bu kadar ısrarcı olmamızın bir nedeni daha var; hipertansiyonun maalesef hiçbir belirtisi olmayabiliyor.  Ne kadar yüksek olursa olsun bazen kişiler hiçbir şey hissetmiyorlar. O yüzden çok dikkatli olunması gerekiyor. Problemimiz olsun olmasın düzenli bir şekilde kan basıncımıza baktırmalıyız” dedi. 

EN ÇOK CAN ALAN RAHATSIZLIK HİPERTANSİYON 

Yapılan araştırmalar sonucunda da hipertansiyonun her yıl diğer ölüm sebeplerinden daha fazla ölüme neden olduğunun altını çizen Hakan Karpuz, “Dünyada bütün ölüm riski taşıyan faktörlere bakmışlar. Sigara, şeker hastalığı, kötü su içme, stres gibi. En büyük faktör yüksek tansiyon çıkmış. Aynı zamanda felç kalma ve inmenin en önemli iki nedeni arasında da hipertansiyon var. Bunların dışında kalp krizlerinin hemen hemen en önemli nedeni de bu problemdir. Biz hep sonuçlarını gördüğümüz zaman etkileniyoruz. Halbuki onu oluşturan nedenleri kontrol etsek belki de buna maruz kalmayacağız. Her yıl dünyada 9 milyondan fazla insan sadece tansiyon yüksekliği nedeniyle ölüyor. Şu anda bir uçak düşse hepimiz ne kadar kötü hissederiz değil mi? Ama bu ülkede zaten her gün bir uçak düşüyor. Yani bir uçak dolusu insan hipertansiyon nedeniyle ölüyor. Bunlar çok yüksek rakamlar ve aslında önlenebilir bir durum” şeklinde konuştu. 

HER 3 KİŞİDEN 1’İ HİPERTANSİYON HASTASI

Sağlıklı olduğunu düşünen her 3 kişinden 1’inin bilmediği halde hipertansiyon hastası olduğunu da aktaran Karpuz sözlerine şöyle devam etti: 

“Bugün sokağa çıksak hiçbir sağlık problemi yaşamadığını söyleyen her 100 kişiden 30 kişinin bile tansiyonu yüksek çıkar.  İşin kötüsü de bu. Bilmiyoruz. Küçük küçük damarlarınızı vuruyor, beyin damarlarınıza, böbreklerinize, kalp damarlarınıza zarar veriyor. Ama biz bunu ancak kalp krizi, beyin kanaması geçirdiğimizde, böbrek yetersizliğinize girdiğimizde, bacaklarımızda, her tarafımızda problem olunca anlıyoruz. Bunu önleyebilmek için de öncelikli olarak ölçüm yapılmalı. Fakat burada da şu tuzağa düşmemek lazım; ‘Benim ölçümüm normal o zaman istediğim gibi yaşamaya devam edebilirim.’ Hayır. Hipertansiyonda tedavide birinci kural ilaç değildir. Hipertansiyonda birinci kural yaşam tarzı değişikliğidir.” 

YAŞAM TARZINI DEĞİŞTİRMEK ÇOK ÖNEMLİ

Tansiyon hastalığında yaşam tarzı değişikliği ile ilaçların veremeyeceği faydanın sağlanabileceğini de söyleyen Prof. Dr. Hakan Karpuz, “Sigara mı içiyorsunuz? Mutlaka bırakmanız gerekiyor. Kilo fazlalığınız mı var? Diyelim ki 10 kilo fazlalığınız var. O 10 kiloyu verin. Hiçbir ilacın sağlayamayacağı kadar fayda sağlayabilirsiniz. Tansiyonunuzu düşürebilirsiniz. Egzersiz yapın. Alkolü mutlaka kaldırın ama en önemlisini tuz. Çünkü ülkemizde tuz çok büyük bir sorun.  Şöyle söyleyelim, normalde günlük ihtiyacımız 5 gram kadar ama Türkiye'de ortalama tüketim 18-19 gram. Bu yüzden en büyük problemlerden bir tanesi. Hipertansiyonu önlemek için ise mutlaka düzenli egzersiz yapmalıyız, illa spor salonlarından ya da her gün aynı saatte planlı egzersizlerden bahsetmiyorum. En azından her gün yarım saatlik yürüyüşe önem verilmeli. Ayrıca sigaradan uzak durulmalı hatta içilen mekanda bile bulunulmamalı. Bakın bu söylediklerim ilaçlardan çok daha değerli” açıklamasında bulundu. 
 

Editör: Veli Akoğlu