31 Mart’ta Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığını kim kazanır? Bu soruya benim cevabım “herkesin başkanı” kazanır, şeklinde. “Herkesin başkanı” ile, seçim sloganlarının ilk sırasına bunu koyan Muhittin Böcek’i işaret ettiğim düşünülmesin. Benim tahminim, Antalyalı seçmenin Muhittin Böcek’in mi yoksa Hakan Tütüncü’nün mü “herkesin başkanı” olacağına, bugüne kadarki icraatlarıyla olmaya hak kazandığına inanmasıyla ilgili. 
***
Muhittin Böcek 2019 seçimine “herkesin başkanıyım” diye girdi, Antalyalılar buna inandı, oylarını verdi, Böcek seçimi önde bitirdi. 5 yıllık belediye başkanlığı döneminde de buna uygun davranmaya çalıştı. “Bankamatikçi” adı verilen kişilerin dışında farklı görüşten, farklı partiden olduğu gerekçesiyle işinden ettiği kimse olmadı. Yatırımlarında, hangi mahalle ya da köyden hangi partiye ne oranda oy çıktığının hesabını yapmadı. Sağcı partilerden bürokratları görevi başında tuttuğu gibi daha iyi görevlerle ödüllendirdiği de oldu. Bu tutumu CHP’de bir kesimin tepkilerinin de hedefi oldu. 2019’da “herkesin başkanıyım” diye çıktığı yolda, beş yıl boyunca da “herkesin başkanı” olarak yol aldı. Buraya bir parantez açarak, “Dem Parti’nin dışında” ibaresini koymak gerekir. Böcek’in seçimi kaybedeceğini söyleyenler, iddialarını Böcek’in Dem Partililerin dışında “herkesin başkanı” olmasına dayandırıyorlar. 
***                    
Tütüncü’ye gelince… Tütüncü’ye gelmeden önce Menderes Türel dönemine kısaca bakmak yerinde olur. Türel’in iki döneminde de belediye ve bağlı kurumlarda çalışan insanlara toplu çıkışlar verildi, tabiri caizse tam anlamıyla bir doğrama yapıldı. Antalya’da yaşayan CHP’li bürokratlar Akseki’ye, Gündoğmuş’a, Kaş’a, Korkuteli’ne sürgüne gönderildi. Daire başkanlarına tamirci atölyeleri makam odası yapıldı. Korkuteli’nde insanlara yoldan geçen arabaların saydırıldığı, yoldan saatte ortalama kaç araba geçtiğine dair raporlar tutturulduğu konuşuldu. Meclis toplantılarında izlediğim Türel’in öne çıkan özelliği ayrımcılıktan beslenen polemikçiliği idi. Türel polemikçi mizacını alaycı esprilerle “öteki” olarak gördüklerine dayatan bir başkan idi; “herkesin başkanı” değildi. 
***
Kepez Meclis toplantılarında izlediğimiz Hakan Tütüncü, Türel’in aksine başkanlık görevi sürdürdüğü uzun yıllar boyunca “herkesin başkanı” görüntüsünü başarıyla sürdürdü. Kendisine ya da partisine yöneltilen eleştirilere olgunluk içinde cevap verdi. Tütüncü’nün seçim kazanma konusundaki en büyük avantajı buydu. Bu avantajına entelektüel donanımını da eklemek gerekir. Tütüncü, Böcek’le yarışında bu avantajlarını değerlendirebildi mi? Tütüncü’nün sorunu burada başlıyor. Tütüncü seçmene hiç mi hiç dokunmayan “altın çağ” gibi saçma sapan, soyut bir slogan uğruna “halkın başkanı” imajını Böcek’e kaptırdı. Tütüncü seçim kaybederse “herkesin başkanı” olma unvanını Böcek’e kaptırdığı için kaybeder. Böcek, seçimi kaybederse anketlerde oy oranı yüzde 7 olarak çıkan Dem Parti dışında “herkesin başkanı” olduğu için kaybeder.