V. İklim Değişiklikleri ve Tarımsal Sulama Tarıma Etkileri

Tarım İl Müdürlüğü verilerine göre aşağıdaki tabloyu incelediğimizde Antalya’nın 410 bin ha tarım alanlarının %58’i olan 240 bin ha alanın sulanamadığını görüyoruz. Öncelikle Antalya ve ilçelerinde tarımsal sulama planlaması yeniden yapılmalıdır. Sulamanın yapılabileceği alanlar belirlenmeli ve bu alanlara sulu tarıma uygun tarımsal üretim planlaması yapılmalıdır. Suyun kesinlikle götürülmesinin mümkün olmayacağı tarım alanlarına ise kış yağmurlarının yeteceği su ile yetişen meyve ağaçları dikilmelidir. Keçi boynuzu, badem gibi.

Türkiye ve Antalya iklim değişikliklerinden olumsuz yönde etkilenmektedir. Özellikle yağışların düzensiz olması mevsimsel yağacak olan yağış miktarının birkaç günde yağması sel felaketlerine yol açmaktadır. Ayrıca orantısız yağış aynı zamanda yeraltı kaynaklarının beslenmesine de fayda sağlamamaktadır.

Çözüm olarak ilçelerde gölet ve baraj yapılabilecek her yere ivedilikle göletler ve barajlar yapılmalıdır. Birden bire m kareye çok yağış düşen yerlerde gölet ve barajlarda toplanacak su tarım arazilerini ve yerleşim yerlerini sel baskınından kurtaracağı gibi yaz aylarında tarımsal sulama ihtiyacını karşılayarak daha çok alanda üretim yapılmasına olanak sağlayacaktır.

Tüm ilçeler de tarımsal sulama kapalı devre sulama sistemi ile yapılmalıdır. Suyun kapalı borularla taşınması ile açık sistemde oluşan su kayıpları önlenerek suyun rantabl şekilde kullanılması sağlanacaktır.

Sulama maliyetleri çok yüksek sulama birlikleri dekara ilçeye göre yıllık 80 tl ile 250 tl aidat almaktadır. Sulama giderleri açık alan arazilerde üretim yapan çiftçilerin üretim maliyetlerinin çok artmasına sebep olmaktadır. Çiftçinin tarımsal sulama giderleri düşürülmelidir.

VI. Antalya’da Tarım Sorunları Temel Değerlendirme ve Önlemler

Çalışma boyunca birçok başlıkta Antalya ilinde ve bölgesinde yaşanan tarım sorunları konusunda Türkiye perspektifinden hem durumu saptayan hem de sürdürülebilir çözüm önerilerini dile getiren birçok konuya değindik. Temel değerlendirme ve öneriler bölümünde yukarıda sıraladığım satır aralarında kalan ve bu raporun asıl yazılma nedenlerini ortaya koyan önerileri maddeler halinde tekrar toplu halde dile getirmek istedim. Böylece raporu inceleyenler veriler, tablolar ve grafikler arasında kaybolmadan kolayca çözümlere ve önerilere odaklanabilecek, değerlendirme süreci bir nebze daha kolay sonuçlanabilecektir.

Üretim Süreci

• Devletin yapması gereken İyi Tarım uygulamalarını zorunlu hale getirerek, yetişecek olan ürünün fide aşamasından, tüketiciye ulaşıncaya kadarki sürecin izlenebilirliğinin sağlanması. Avrupa’da kullanımı yasaklanan zirai ilaçlar eş zamanlı olarak Türkiye’de üretiminin, ithalatının ve kullanımının yasaklanmalı.

Toprak İslah Çalışmaları

• İyi verim alabilmek için toprakta %5 olması gereken organik madde miktarını %5’e çıkarıncaya kadar çiftçinin kullandığı katı organik gübre miktarının %50 sini devlet sübvanse etmelidir.

Üretim Planlaması

• Devletin stratejik tarım planlama birimini kurması gerekmektedir. Stratejik tarım birimi, hangi sebze ve meyvenin iç piyasada ne kadar tüketildiğini, ihracat yapıldığını, fiyatını ve daha birçok veriyi yayınlayarak, istatistikleri paylaşarak üreticiyi bilimsel olarak yönlendirebilecektir.

• Meyve ağaçlarının çeşidi, sayısı ve yaşının istatistik olarak envanterinin yapılması ve mevcut durumun izlenmesi, saptanması zorunlu hale getirilmelidir. Böylece meyve bahçeleri Türkiye’nin ihtiyacına göre planlanır. Dikimi yapılan her meyve ağacını üretici tarafından ilçe/il tarım müdürlüklerine kayıt yaptırma zorunluluğu getirilmelidir.

• Yeni tesis edilecek meyve bahçeleri, gelecek trendler araştırılarak iç ve dış pazarın ihtiyacına göre kurulmalı, meyve bahçeleri bölgenin iklim yapısına, toprak yapısına uygun çeşitlerden oluşturulmalıdır.

• Zirai don bölgelerinde zirai dondan zarar görecek meyve bahçelerinin kurulması yasaklanmalıdır. Bu bölgelerde zirai dondan etkilenmeyen ürünler yetiştirilmelidir. Planlama öncesi zirai don bölgesine dikilen meyve bahçeleri için devlet bölgedeki çiftçilere zirai donu önleyecek rüzgar fanlarını kurmalarını destekleyecek teşvik vermelidir.

Üretim Maliyetleri

• Dış pazarlarda kalıcı olabilmenin yolu üretim maliyetlerini düşürmektir.

• Stratejik tarım birimi tuttuğu istatistiklerle örtü altı sebze ürünlerin ne kadardan satıldığını bildiği için üreticiye taban fiyatı verebilir. Çiftçinin yıl boyunca sattığı ürünlerin ortalaması taban fiyatının altında kalırsa aradaki farkı devlet üreticiye ödeyerek üreticinin zarar etmesini önler. Hem de bu sayede üretim planlamasını yapmış olur.

• Gübre destekleme ve ürün destekleme primleri dekara göre değil kullanılan gübre miktarına göre verilmelidir.

• Çiftçinin kullandığı elektrik için ödediği fatura bedelinin belli bir yüzdesine destek iadesi verilmelidir.

• Sebze ve meyve üretilen arazilerden alınan toprak ve yaprakların tahlilleri sonucu yapılacak gübreleme programı ile bitkinin ihtiyacı kadar gübre verilecektir. Böylece verim artışı sağlanarak çiftçinin birim alan maliyetleri ve ihtiyaç fazlası gübre kullanımı önlenerek de çiftçinin girdi maliyetleri düşecektir. Sonuç olarak hem ithal gübrenin ham maddesini ithal etmeyerek döviz tasarrufu sağlanır hem de yanlış gübreleme sonucu toprakların çoraklaşması da önlenir.

Muz Üretimi

• Muz ithalatçısı Türkiye’de üretim açığını kapatmak için örtü altında muz yetiştirmek mantıklı olabilir. Ancak planlama yapmadan aşırı miktarda muz yetiştirmek üretim fazlası yaratacağından fiyatların çok düşmesine ve dolayısıyla üreticilerin uzun vadede zarar etmesine sebep olacaktır.

Avokado

• Avokado, iklim özellikleri dolayısı ile Alanya ve Gazipaşa için stratejik bir üründür. Alanya ve Gazipaşa’da avokado yetiştirilebilecek arazilerin tamamına avokado bahçeleri tesis edilerek bu ilçelerde ekonomik olarak bölgesel üstünlük sağlanabilir.

Finike Portakalı

• Finike Washington Navel çeşidi portakalı yeterli denetimler yapılmadığı için Finike’ye başka bölgelerden getirilen Washington portakalı narenciye paketleme tesislerinde ambalajlanarak Finike etiketiyle piyasaya sürülmektedir. Bunun için Finike portakalı ekonomik olarak hak ettiği değeri bulamamakta ve üreticilerin geliri azalmaktadır.

Karyağdı Armutu

• Türkiye’nin armut üretiminin yüzde 20’sine sahip olan Korkutelili armut üreticilerine ve coğrafi işaret alan ‘Karyağdı Armutu’nun ihracatına destekleme primi verilmelidir.

Mantar

• Korkuteli’nde mantar üreticilerinin üretim maliyetleri çok yüksektir. Mantar üreticisi de sanayicinin kullandığı ucuz elektrik fiyatlarından yararlanabilmelidir.

• Mantar üreticilerinin bir çatı altında toplanarak işlenmiş mantar ürünleriyle mantara katma değer katacak çalışmalar gerçekleştirmeleri zorunludur. Bu çerçevede devlet, birlik veya kooperatif kanalı ile mantara katma değer katmak isteyen üreticilere devlet desteği vermelidir.

Zirai Kazançlarda Vergilendirme

• Vergi hükümlerine göre bölgemizde gerçek usule tabi olmak için Seracılık faaliyetlerinde işletme büyüklüğü ölçüsü 8 dekar olarak belirtilmiştir. Bölgemiz için bu işletme büyüklüğü ölçüsü uygulamada birçok sıkıntı yaratmakta ve vergide adaletsiz bir durumu ortaya çıkarmaktadır. Bunun çözümlenmesi şarttır.

• Ayrıca tarıma verilen desteklerin ürün bazında gerçekleştirilmesi (Örneğin teşviklerin Müstahsil Makbuzu karşılığında verilmesi) sektördeki belge düzenini sağlamada büyük bir etki yaratacaktır. Devlet gerçek usulde vergilendirilmeyen çiftçilerin ödemiş oldukları stopaj bedellerini tahsil etme imkanına ulaşacaktır.

• Seracılık faaliyetinde 8 dekar gerçek usulde vergilendirilmesine rağmen ki bu oran yarıcılık sisteminde düşündüğünüzde 4 dekara düşmektedir. Narenciye üretiminde 60 dekar gerçek usulde vergilenmesi büyük haksızlığa yol açmaktadır. Seracılık faaliyetinde bu arazi büyüklüğü ölçüsü 30 dekar olarak belirlenmesi adaletli olacaktır.

Narenciye ve Yaş Sebze İhracatı Sorunları ve Çözüm Önerileri

Uluslararası İkili İlişkiler

• Türkiye, yaş sebze ve meyve ihracatı yaptığı, Rusya, Irak, İran, Suriye, Suudi Arabistan ve AB ülkeleri ile yanlış dış politika uygulamaları sonucunda düzenli ihracat yapamamaktadır. Dolayısı ile bu durum yaş sebze ve meyve ihracatımızın azalmasına neden olmuştur Özellikle yaş sebze ve meyve ihracatımızda en büyük pazarımız olan Rusya ile 2015 yılında yaşadığımız uçak krizi sonrası ihracatımız büyük oranda düşmüştür. Türkiye Rusya, Irak, İran, Suriye, Suudi Arabistan ve AB ülkeleri ile pamuk ipliğine bağlı olan dış ilişkilerimizdeki sorunları ivedilikle düzelterek pazarın açılmasını sağlamalıdır.