Antalya Körfez gazetesinde haberi görmüşsünüzdür. Engelli bir vatandaş Antalya Eğitim Araştırma Hastanesi’nin karşısındaki durakta otobüs bekliyor. KC06 hattında çalışan otobüs, durağın yaklaşık 10 metre gerisinde duruyor. Elektrikli sandalyede oturan vatandaş otobüse doğru hamle yapıyor ve şoföre durması için işaret yapıyor. Şoför de sanki o vatandaş yokmuş gibi gaza basıp gidiyor.

Bu olayın vahameti yetmezmiş gibi, şoförün belli sürelerde belli duraklarda olması gerektiği, bu nedenle, engellinin refakatçisi yoksa, rampayı açıp geri kapatmaya zamanının olmadığı gibi haklı çıkaracak açıklamalar yapmaya çalışıyorlar.

Kimileri daha da ileri gidip, olayın ücretsiz taşıma ile ilgili olduğunu, bu nedenle ücretsiz biniş kartına sahip vatandaşların mümkün olduğunca alınmak istenmediği şeklinde de değerlendirmelerde bulunuyorlar.

Özetle, en temel insan haklarından olan ulaşım özgürlüğü, çeşitli gerekçeler gösterilerek bu engellivatandaşın elinden alınıyor.

Şimdi, bu konuda soruları soralım.
Şoförlerin, belli zaman aralıklarında seferlerini yapmaları, engelli bir vatandaşın bu otobüse binmesine engel midir? Burada yapılması gereken, engelli vatandaşı kaldırımda bir başına bırakıp gitmek midir, yoksa bu durumu göz önünde tutarak yeni zaman programları yapmak mıdır?

Ücretsiz biniş hakkına sahip olan vatandaşlar, kendilerinde özel bir ayrıcalık olduğu için değil, ama engel ama emeklilik ama görev nedeni ile sosyal devletin kendilerine sağladığı hakkı kullanmaktadırlar. Bu hakkın kullanımı, iki özel halk otobüsü sahibi ya da işgüzar şoförün inisiyatifinde
midir?

Neresinden bakarsanız ayrımcı bir uygulama var karşımızda.

İşin vahim tarafı, bu sorundan sadece engelliler etkilenmiyor. Engelliler, görünür durumda olanlar. Örneğin yaşlılar, kart akreditasyonları bitmeden bir öncesinden otobüslere alınmamaya başladılar.

Neden?
Çünkü ücretsiz biniyorlar.

Hiçbir gerekçe, engellilerin ya da çeşitli nedenlerle ücretsiz binen yolcuların en temel insan haklarından olan ulaşım özgürlüğünün elinden alınmasının gerekçesi olamaz. Çünkü bu çok temel bir insanlık sorunudur.

Antalya Büyükşehir Belediyesi bu konuda ne yazık ki iyi bir sınav vermiyor.