Bazı şiirler yağmurun şarkısı, karın zarif süzülüşüyle inerler. Kendinizi bir an Kuğu Gölü

balesinde hissedersiniz. Ya da dingin bir yağmur altında kumsalda birbirine koşarak kavuşan iki

sevgilinin yavaş çekiminde.

Çığ düşmesi, yanardağ patlaması misali öfkeli olanları da vardır şüphesiz. Malum şiirin de şairin

de bir eşref saati vardır çünkü.

Yağmur misal inen harflerle sözcüklerin bir de gezgin hâlleri vardır ki yazıda bakmalara,

yazmalara kıyamazsınız. Onlar kendilerini söyletip yazdırırlar ışığın kavlince. Sel olup

ırmaklara, denize karıştığı da olur, göllenip mola verdiği de.

Dağlara inen yağmurun yamaçlardan süzülürken bir orman gezintisi vardır ki başlı başına bir

roman kurgusudur adeta. İnsanın romanını olmasa da öyküsünü yazası gelir ol gezintinin, geçiş

yolculuğunun.

Ormanı geçerken veya çıkışta ırmağa karışması ise ol roman ve/veya öyküde özgün bir bölüm

olacaktır şüphesiz.

Ormandan alıp da önüne kattığı dal parçaları, yapraklar ve çakıllarla boz bulanık bir ırmak çizer

yazıya. Çakılların deniz göçünde su trenidir sanki ırmak.

Şiir derken nerelere geldi yazı. Malum onun da bir canı var. Suyun, şiirin mi demeliydim yoksa,

hâlleri işte.

Uçurumlarda şelâleler çizerek göle veya ırmağa inişi apayrı bir musikidir. Köpük kanatlı kuş

tufanı olmuştur adeta.

Göle inmişse bir yol soluklanıp, dağlara, göğe bakar. Ona göz kırpan güneşin ışığında bulutları

görür. Bulut demlerini hatırlar mı dersiniz? Doğanın belleği, evrensel aklın seyir defteridir

şüphesiz, kendi yıldız haritasıyla yönünün bulan.

Yağmurlarla beslenen krater göllerinin matematiği, güneşin artıp eksilmeyen albenisinde legato

çalınan yaylı sazların ezgisidir sanki.

Biz şiire dönmeye çalışırsak, ilk yazımında dağınık yapboz parçalarını andıran şiir notları vardır

bir de. O gelen dizeleri not aldıktan bir süre sonra fark edersiniz karmaşayı. Farklı frekanslarda

gelen dizelerin kurgusu ise şairin çilesi olacaktır şüphesiz. Bu durum pek yaygın olarak

görülmese de şiirin yolcuları için bilgi notu babında yazalım dedik. Heybemizde biriken bizimler

toprak olmasın diye bütün çabamız.

Harf okumak

Yazmak illâki

Astral bir yolculuktur şüphesiz.