Turizm sektörünün sorun yumağı haline geldiğini belirten CHP Lideri Kılıçdaroğlu, "Bu sektörün büyümesi için elimizde her türlü imkan var. Önce kendi ülkemizi tanıtma konusunda ciddi, kararlı ve tutarlı bir politika izlememiz gerekir. Ama bunu tek başına siyasilerin yapması mümkün değil" dedi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Antalyalı iş insanları ve turizmcilerle bir araya geldiği toplantıda Türkiye'nin en önemli sorununun imaj olduğunu belirterek, “Kendi ayağına kurşun sıkan bir turizm anlayışı var” dedi. Kılıçdaroğlu toplantının ardından Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal'ın düzenlediği iftarda vatandaşla buluştu. "Gelişmiş herhangi bir ülkeye gidin Türkiye'nin imajı güven vermiyor. Kavganın, dövüşün olduğu, demokrasinin olmadığı, bir dikta yönetiminin olduğu şeklindeki algı, bütün çağdaş demokrasilerde yer etmiştir" diyen Kemal Kılıçdaroğlu, "Bu algının değişmesi lazım. Türkiye'nin imajıyla ilgili sorunu çözecek olan siyaset kurumunun kendisidir. Demokratik standartları yükselttiğiniz, kişilerin can ve mal güvenliğini sağladığınızda turist elbette gelir. Turist gelirse bizim özel propaganda yapmamıza gerek kalmaz, Türkiye'yi anlatacak olan turistin kendisidir. Ama imaj çok kötüyse ne yaparsanız yapın zaten o turist gelmeyecektir. İmajı değiştirme konusunda 24 Haziran'da önünüzde önemli bir fırsat var. Eğer bir cumhurbaşkanı adayı 'Ben 48 saat içinde OHAL'i kaldıracağım' diyorsa bu demokrasi adına atılmış çok önemli bir adımdır" diye konuştu. İÇKİYE YAPILAN ZAMLAR İçki fiyatlarına aşırı zamlar yapılarak turizmin baltalandığını belirten Kılıçdaroğlu, “İçki fiyatlarına intikam alır gibi olağanüstü zam yaparsanız, otellerde kokteyl nasıl yapılırı öğretemezseniz, eğitimi engellerseniz, hangi turizmden söz edeceksiniz? Sen içmeyebilirsin. Otel sahibi içmeyebilir. Personel de içmeyebilir. Ama turist yemek için, içmek için geliyor. Sanki saraya giden birisi içki içmiyor mu? İçiyor. Devlet başkanları biraya gelip kadeh kaldırırlar. 'Benim istediğim yemeği ye, istediğim şeyi iç' derse neden gelsin. Siyaset kurumu bu konuda anlayışlı olmalı. Turizmin ne kadar önemli olduğunu anlamalı. Gidiyorsunuz Londra’dan borç istiyorsunuz. Yalvarıyorsunuz, yakarıyorsunuz. Turizm hizmet üretiyor. Kimseden bir borç aldığı da yok. Türkiye’de kalacak bu paralar. Sen de diyeceksin ‘Bizim Merkez Bankası’nın rezervleri Merkez Bankası’nda para yok diyeceksin. Türkiye'de kendi ayağına kurşun sıkan bir turizm anlayışı var. Tarım konusunda da büyük sorunlarımız var” ifadelerine yer verdi. TARİHİMİZİ TANITAMIYORUZ Türkiye'nin uygarlıkların merkezi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "O kadar zengin bir tarihimiz var ki, bunu yurt dışına tanıtamıyoruz. Öyle ki nerede neyimiz olduğunu onlar bize aktarıyorlar. Bilgi ile turizmi yan yana getiremedik. Kararlı ve tutarlı bir politika izlememiz lazım. Siyasetçiler ve yatırımcılar bir araya gelip bu işe gönül koyarsak, çözemeyeceğimiz, aşamayacağız hiçbir engel yoktur. Ama bunu yapmak için siyaset kurumunun turizme, turizmin önemli olduğuna inanması lazım. Turizmi bir günah sektörü gibi görüp, o şekilde yaklaşırsanız turizmi büyütemezsiniz” diye konuştu. TURİZM ÇÖZÜM ÜRETEBİLİR "Bir dönem bağımsız turizm bakanlığımız vardı. Turizmciler dertlerini anlatacağı bir yer buluyordu. Sonra Kültür Bakanlığıyla birleşti. İtirazımız olmadı. Önümüzdeki günlerde bu bakanlık kalacak mı, kalmayacak mı? O da tartışmalı" diyen Kılıçdaroğlu, "Zengin uygarlıklara kaynaklık yapan bu coğrafyanın bütün dünyaya anlatılması lazım. Etiler döneminde yapılan, bugün hâlâ faaliyetini sürdüren Çorum'a gittiğimde gördüm. Bizim bunu dünyaya anlatmamız lazım. Kum, deniz, temiz hava diye bir turizme başladık. Yazın güzel ama kışın bekliyoruz. Oysa kültür turizmine, tarih turizmine, hayatın her alanında insanları buraya çekip, bu güzellikleri göstermeliyiz. Bunlar yapıldığı takdirde, Türkiye’nin dışarıdan borç almasına gerek kalmaz. Turizm, Türkiye'nin dış bağlantılı pek çok sorununa çözüm üretebilir. Cari açığımız var. Bu açık giderek büyüyor. Ama dikkat edin turizm kan kaybettiği sürece o açık daha da büyüyor” dedi. GERİLİM ÖNCE TURİZMİ VURUYOR Türkiye'yi ipek kozasına benzeten Kılıçdaroğlu, “Ama o koza, içindeki ipeği öldürüyor. Türkiye maalesef pek çok soruna akılcı politikalarla yaklaşmıyor. Dış politikadaki her açmaz, kavga, gerilim önce turizm sektörünü vuruyor. Dış politikada kavgaya gerek yok. Niçin kavga ediyoruz? Suriye olayı patlak vermediğinde, Güneydoğu'ya her gittiğimde bütün oteller ve lokantalar doluydu. Hiç kimse halinden şikayetçi değildi. Şimdi gidin Hatay’a bakın, kamyon ve TIR şoförüne varıncaya dek, herkeste bir bezginlik var” ifadelerini kullandı. KİMSEYİ ÖTEKİLEŞTİRMEYECEĞİZ CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Akra Otel'de düzenlenen toplantının ardından Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal'ın düzenlediği iftarda vatandaşlarla buluştu. CHP Genel Başkan Yardımcıları Çetin Osman Budak, Tuncay Özkan, CHP il ve ilçe yöneticileri, CHP’li belediye başkanları, milletvekilleri ve milletvekili adaylarının yer aldığı iftara İyi Parti İl Başkanı Nizamettin Sağır, İyi Parti milletvekili adayları ve Saadet Partisi İl Başkanı Ramazan Düzen de katıldı. Vatandaşların attığı "Hak, hukuk, adalet" sloganları eşliğinde kürsüye gelen Kılıçdaroğlu, “Bu geceye en yakışan slogan belki de ‘Hak Hukuk ve Adalet’ sloganıdır. Türkiye’de hep birlikte hakkı, adaleti ve hukuku gerçekleştirmek için mücadele etmemiz gerekir. Hiç kimseyi kimliğinden, yaşam tarzından inancından ötürü ötekileştirmeyeceğiz. İnsanı insan olarak seveceğiz ve ‘İnsan Allah’ın yarattığı en değerli varlıktır' diyeceğiz'" diye konuştu. KAVGASIZ BİR TÜRKİYE İSTİYORUZ “Ülkemizde gerginlik, kavga istemiyoruz. Müslüman dünyasında kan akmasını istemiyoruz. Bütün coğrafya barış içinde olsun istiyoruz. Huzuru yakalamak, adaleti, hakkı ve hukuku yakalamak hepimizin ortak görevi olmalıdır” diyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Bu ülkeye demokrasiyi, düşünce özgürlüğünü, can ve mal güvenliğini getirmek hepimizin görevidir. Muharrem İnce'yi cumhurbaşkanı, Millet İttifakı'nı da parlamentoda çoğunluk olarak gördüğümüz zaman göreceksiniz ki bu ülkeye, barışı huzuru kardeşliği getireceğiz. En ufak bir endişem yok. Kavgasız bir Türkiye, barış içinde yaşayan, kimsenin ötekileştirilmediği, inanç özgürlüğünün olduğu, kadın erkek eşitliğinin olduğu, annelerin umutla çocuklarını okula gönderdiği bir Türkiye istiyoruz." Mustafa KOÇ