Antalya'da yaşanan skandal olayda, 11 yaşındaki B. sosyal medya üzerinden tanıştığı E.K.Y. ile 18 yaşında olduğunu belirterek görüşmeye başladı. 21 Şubat'ta B.'yi okulunun önünden alan E.K.Y., küçük kızı önce çalıştığı dükkana, ardından evine götürdü. İddiaya göre E.K.Y., iki gün boyunca küçük kıza c*nsel istismarda bulundu.

Çocuğun ailesi, kızlarına ulaşamayınca kayıp başvurusunda bulundu ve sosyal medyada paylaşımlar yaptı. İkinci gün kayıp ilanını gören E.K.Y., çocuğun annesi E.T.'ye sesli mesaj atarak kızını getireceğini söyledi. Bunun üzerine E.T., polise haber vererek şüphelinin yakalanmasını sağladı. İfadesi alındıktan sonra sulh ceza hakimliğine sevk edilen E.K.Y. tutuklandı. Adli tıp raporunda, küçük çocuğun iç çamaşırında şüphelinin sperm hücrelerine rastlandığı kaydedildi. Ancak E.K.Y., geçtiğimiz ay görülen ilk duruşmada tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildi.

ANNE YIKILDI: "KIZIM NE YAŞADIĞINI BİLE BİLMİYOR"

Kızının yaşadığı travma nedeniyle psikolojik olarak çöktüğünü belirten anne E.T., yaşadıkları acıyı dile getirdi. E.T., "Kızımı babaannesinde zannediyordum. Fakat bu şahıs kızımı buluşmak için ikna etmiş. 2 gün boyunca kızımı yanında tuttu, hiçbir şekilde kızıma ulaşamadım. Şahıs kayıp ilanını gördükten sonra bana ulaştı, mesaj attı. Sesli mesajında, kızımı akşam dışarıda gezerken gördüğünü, yolda tesadüfen bulduğunu söyleyerek yanıma getirmek istedi. Tutuklanmıştı, şu an elini kolunu sallayarak dışarıda geziyor. Aylardır uyku uyuyamıyorum, bize hiçbir bayram gelmiyor, ona da bayram gelmesin. Bir anne olarak yıkıldım. Bu sanığın bir an önce tutuklanmasını talep ediyorum. Kızım şu an psikolojik tedavi görüyor. Başına gelebilecek her şeyden korkuyor. İşin acı tarafı kızım ne yaşadığını bile bilmiyor" diye konuştu.

Çocuk Istismarı

HUKUKÇULARDAN TAHLİYE KARARINA SERT TEPKİ

Avukat Duygu Aydın, 3 Nisan'da görülen ilk duruşmada verilen tahliye kararının hukuka açıkça aykırı olduğunu savundu. Aydın, 11 yaşındaki çocuğun cezai ehliyetinin dahi bulunmadığını vurgulayarak, "Sanık, 11 yaşındaki mağdurun rızasının olduğu ve mağdur kendisini '18 yaşından büyüğüm' diye tanıttığı için tahliye edildi. 11 yaşındaki bir çocuğun cezai ehliyeti bile yok. Karar hükümlere açıkça aykırıdır" dedi.

Avukat Halil Erbil ise dosyanın işleyişindeki hızın dikkat çekici olduğunu belirtti: "Olaydan 2 gün sonra iddianame düzenlenmiş. Bu normalde hukuk sisteminde çok ender rastlanan bir durum. 2 gün içerisinde iddianame düzenlenip, 1 ay içerisinde ilk duruşmada sanığa tahliye kararı verildi. Çocuğun yaşı sadece 11... 11 yaşındaki bir çocuğa yönelik daha önce hataya düşme ihtimaline binaen tahliye kararı verildiğini görmedim."

"MAĞDURUN RIZASININ OLDUĞU SÖYLENİYOR"

Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği Antalya Hukuk Koordinatörü Avukat Fatma Yağmur Türkoğlu, Avukat Merve Koç Ülker ve Dosya Vekili Duygu Aydın, dün Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen çocuğun nitelikli c*nsel istismarına yönelik duruşmaya katıldıktan sonra dava ile ilgili görüşlerini paylaştı.

Dosya Vekili Duygu Aydın, olayın detaylarını aktararak, "Öncelikle olay 21 Şubat 2025 tarihinde gerçekleşiyor. 21 Şubat 2025 tarihinde müvekkilim malum çocuk ortaokulunun önünden sanık tarafından alınarak evine götürülüyor. Bu evde 2 gün c*nsel birliktelik meydana geliyor. Daha sonra sosyal medya üzerinden kayıp çocuk ilanını görerek anneye ulaşıyor. Anneye 23 Şubat 2025 tarihinde çocuğu teslim edilmek için getirdiğinde kolluk güçlerince yakalanarak ifadesine başlanmak üzere karakola götürülüyor. İlk ifadede bütün her şeyi itiraf ediyor zaten ikrarı mevcut. Daha sonra 24 Şubat'ta savcılıkta verdiği ifadede detaylı bir şekilde anlatıyor. Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 3 Mart 2025 tarihli telsiz tutanağından duruşmanın 3 Nisan'da yapılacağına karar veriliyor. Bu telsiz tutanağı daha anneye ulaşmadan ilk duruşma yapılıyor, anne de UYAP sistemi üzerinden öğreniyor ve duruşmaya katılıyor. Bu duruşmada mağdurun rızasının olduğundan, 11 yaşındaki çocuğun rızasının bulunduğu ve aynı zamanda 11 yaşındaki çocuğun '18 yaşındayım' demesi dikkate alınarak sanığın tahliyesine karar veriliyor. Sonradan müdahil olduk. Bir önceki celsede biz tutukluluğa yönelik taleplerimizi ve tahliye itirazlarımızı dile getirdik. Fakat yine aynı mahkemece bu itirazlarımız, adli tıp raporunda açıkça buluntu olmasına rağmen reddedildi. Biz de bu karara karşı yine itiraz yoluna başvuracağız. Bir sonraki çocuk sizin çocuğunuz da olabilir, bu hukuki durumu takipçisi olmaya devam edeceğiz" dedi.

Çocuk Istismarı 5

"ÇOCUĞUN RIZASI GEÇERSİZDİR"

Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği Antalya Hukuk Koordinatörü Avukat Fatma Yağmur Türkoğlu, Türk Ceza Kanunu Madde 103 ve CMK Madde 100'e değinerek, "Türk Ceza Kanunu Madde 103'te çocukların nitelikli c*nsel istismarı suçu düzenlenmiştir. Kanun maddesi düzenlenirken çocuklarımız iki gruba ayrılmıştır: 0-15 yaş aralığı çocuklarımız ve 15-18 yaş aralığı çocuklarımız. Bunun ayrı sebebi aslında şudur: Mahkeme devam ederken çocuklarda bir rıza araştırması yapılmalı mı yapılmamalı mı durumudur. 0-15 yaş aralığındaki çocuklarımızda mahkemece herhangi bir rıza araştırması yapılmaksızın failin doğrudan cezalandırılması gerekir. Çünkü bu yaş grubundaki çocuklarımızın zaten rızaya yönelik beyanları hukuki anlamda geçerli değildir. 15-18 yaş aralığındaki çocuklarımızda ise yine ikili bir ayrıma gidilmiştir. Burada çocuklar eğer ki yapmış oldukları eylemin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayabilecek durumda varsa burada artık rıza araştırması yapılabilir. Ancak yine algılamaları ise yine rıza araştırması yapılmamalıdır. İlgili dosyada mağdur çocuğumuz 11 yaşındadır. Yani 15 yaşından küçük bir çocuk söz konusudur. Bu durumda mahkemece yapılan rıza araştırması geçersizdir. Hukuki olarak Türk Ceza Kanunu'nda düzenlenen Madde 103 hükmü gereği çocuğun rızası var mıydı yok muydu durumuna girmeden failin direkt cezalandırılması gerekir" diye konuştu.

Fatma Yağmur Türkoğlu 1

"SANIK TUTUKLU YARGILANMALI"

Türkoğlu, sanığın tutuklu yargılanması gerektiği düşüncesini ise şöyle açıkladı: "Ayrıca biz burada yargılama devam ederken sanığın tutuklu yargılanması gerektiğini düşüncesindeyiz. Bunun sebebi de şudur; CMK madde 100'de tutukluluk halleri düzenlenmiştir. Failin tutuklanması için evet tutukluluk istisnai bir hükümdür. Ancak failin tutuklanması için öncelikli olarak kuvvetli bir suç şüphesi gerekir. İlgili dosyaya baktığımızda kuvvetli suç şüphesinin var olduğunu görmekteyiz. Çünkü sanığın açıkça ikrarı söz konusudur. Dosyada mağdur ile birlikte bir c*nsel birliktelik yaşadığını kendisi hem kolluk aşamasındaki beyanlarında hem mahkeme aşamasındaki beyanlarında açıkça kabul etmekte. İkrar yani ilgili dosyada kuvvetli suç şüphesi mevcuttur. İkinci bir durum ise sanığın kaçma ya da delilleri yok etme durumunun olmasıdır. Eğer sanığın kaçma şüphesi varsa ya da sanık delilleri karartma şüphesi içerisindeyse bu durumda sanığın tutukluluğu istenebilir. Fakat CMK madde 100'ün 3. fıkrasında katalog suçlar sayılmıştır. Eğer ilgili suç bu katalog suçlardan bir tanesi ise... Sanığın kaçma şüphesi var mıydı yok muydu? Sanığın delil karartma şüphesi var mıydı yok muydu ayrımına girmeksizin sadece bu katalog suçlardan biri oluyorsa eğer ki o zaman bunlara bakılmadan yine doğrudan tutukluluk istenebilir. İlgili dosyadaki suç çocuğun c*nsel istismarı suçu ve CMK madde 100/3'te çocuğun c*nsel istismarı suçu açıkça katalog suçlardan biri olarak düzenlenmiştir. Hal böyle olunca girmiş olduğumuz takip etmiş olduğumuz dosyamızda çocuğun nitelikli c*nsel istismarı dosyasıdır. Sanığın açıkça ikrarı mevcuttur ve dosya eklenen deliller değerlendirildiğinde somut olgular söz konusudur. Bu durumda sanığın tutuklu yargılanması gerekir. Çocukların c*nsel istismarı suçu yalnızca çocuğu ya da onun ailesini ilgilendiren suçlardan biri değildir. Bu suçlar bütün toplumu ilgilendiren suçlardır. Bu yüzden çok daha dikkatli, çok daha niyetli yargılamaların devam etmesi gerekir. Bu yüzden toplumun bekası için sanığın tutuklu yargılanması kanaatindeyiz." Avukat Merve Koç Ülker de açıklamasında hata hükümlerine değinerek, tahliye kararının hukuki açıdan değerlendirdi.

Muhabir: DUYGU TEKİN