Anahtar Parti Antalya İl Başkanı Mehmet Çalışkan, Türkiye ekonomisinin mevcut durumunu değerlendirerek, hükümetin enflasyonla mücadeledeki yetersizliğini ve faiz ile döviz kuru politikalarının olumsuz etkilerini sert bir dille eleştirdi. 2020-2023 yılları arasında uygulanan düşük faiz politikalarının enflasyonu körüklediğini ve halkın alım gücünü düşürdüğünü belirten Çalışkan, özellikle "NAS" söylemi altında uygulanan politikaların ekonomik istikrarı zorlaştırdığını ifade etti. Mayıs 2023 seçimleri sırasında %39,59 olan yıllık tüketici enflasyonunun, 2024 ortasında yüzde 37,86'ya gerilemesine rağmen, bu düşüşün geçici olduğunu ve halkın yaşam standartlarında hissedilir bir iyileşme sağlamadığını vurguladı.
Çalışkan, gıda, kira ve ulaşım gibi temel ihtiyaçlardaki fiyat artışlarının dar gelirli kesimler üzerinde ağır bir yük oluşturduğunu dile getirerek, "Bugün Türkiye’de yoksulluk sınırı 81 bin TL, açlık sınırı ise 24 bin TL’ye yükselmişken, halkın büyük bir kısmı geçim sıkıntısı çekiyor" dedi. Çalışkan, Hükümetin enflasyonla mücadele politikasının etkisiz kalmasının, toplumun geniş kesimlerini zor durumda bıraktığını ve halkın hükümete olan güvenini zedelediğini kaydetti.
DÖVİZ KURU VE FAİZ POLİTİKALARININ EKONOMİ ÜZERİNDEKİ BASKISI
Başkan Mehmet Çalışkan, Türkiye'nin "carry trade" (faiz farkı ticareti) cenneti haline geldiğini ve sıcak para girişinin artmasıyla ekonominin daha da kırılganlaştığını savundu. Kur korumalı mevduat (KKM) uygulamalarının dövizdeki artışı engellemediğini, aksine dövize olan talebi artırarak dolarizasyon riskini büyüttüğünü belirtti. Çalışkan, döviz kuru ile faiz arasındaki geçişkenliğin Türkiye ekonomisinin geleceği açısından büyük risk taşıdığını vurgulayarak, "Yüksek faiz oranlarına rağmen, dövize olan talep azalmadığı gibi, döviz kuru sürekli artmaya devam ediyor. Bu, halkın TL’ye olan güvenini zedeliyor ve dolarizasyonun artmasına yol açıyor" şeklinde konuştu.
ANAHTAR PARTİ'DEN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Mehmet Çalışkan, Türkiye'nin ekonomik krizden çıkabilmesi için şeffaflık, adaletli gelir dağılımı ve sürdürülebilir politikaların hayata geçirilmesi gerektiğini ifade etti. Anahtar Parti'nin çözüm önerilerini şu şekilde sıraladı:
Şeffaflık ve hukukun üstünlüğü: Enflasyonla mücadelede şeffaflık ilkesinin ve hukukun üstünlüğünün esas alınması gerektiğini belirterek, hükümetin para ve maliye politikalarını halka açık bir şekilde paylaşması ve hesap verebilir olması gerektiğini söyledi.
Faiz ve kur politikalarının yeniden düzenlenmesi: Döviz üzerinden kar sağlayan spekülatif hareketlerin engellenmesi için tedbir alınması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, sanayi sektörünü rahatlatmak amacıyla politika faiz oranının kademeli olarak düşürüleceğinin ilan edilmesi gerektiğini savundu.
Vergi adaletinin sağlanması: Vergi dilimlerinin yeniden düzenlenmesi ve yüksek gelir gruplarının daha adil bir şekilde vergilendirilmesi gerektiğini ifade etti. Kamu harcamalarından sağlanacak tasarruf fonlarının, azalan vergi kaybının telafisinde kullanılması gerektiğini belirtti.
İhracatın artırılması ve ithalatın azaltılması: Dış ticaret açığının daraltılması için yerli üretimin teşvik edilmesi, sanayi üretiminin artırılması ve ithalatın azaltılması için yapısal reformlara gidilmesi gerektiğini söyledi.
Üretim reformları: Türkiye’nin üretim kapasitesinin artırılması gerektiğini vurgulayarak, tarım, sanayi ve hizmet sektörlerinde selektif üretim teşviklerinin artırılması gerektiğini ifade etti. Teknolojiye dayalı yapısal reformlarla Türkiye ekonomisinin güçlendirilebileceğini dile getirdi.
Başkan Çalışkan açıklamasını, "Anahtar Parti olarak, enflasyonla mücadelede halkın yanında duracak, üretimi artıracak ve gelir dağılımını iyileştirecek adımlar atacağız. Daha iyisi mümkün diyenlerle bu yolda yürümeye kararlıyız" sözleriyle tamamladı.