10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Garı önünde düzenlenen ve Türkiye tarihinin en kanlı terör saldırılarından biri olarak kayıtlara geçen bombalı saldırının 10.yılında, Antalya Barosu yazılı bir açıklama yayımladı. Açıklamada, saldırıda yaşamını yitiren 103 kişi anılırken, ihmali olan kamu görevlilerinin yargılanmaması eleştirildi.
“YAŞANAN OLAY EN KARANLIK GÜNLERİMİZDEN BİRİ”
Antalya Barosu açıklamasında, “Yaşanan olay ülkemizin en karalık günlerinden biri olarak hafızamıza kazınmıştır” ifadesine yer verdi. Baro, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince verilen ağırlaştırılmış müebbet cezalarına rağmen toplumda adalet duygusunun tam olarak sağlanamadığına dikkat çekti.
“GÖREV İHMALİ OLANLAR DA YARGILANMALI”
Baro açıklamasında, katliamın önlenebilir olduğu yönündeki güçlü bulgulara rağmen kamu görevlileri hakkında etkin bir soruşturma yürütülmemesi eleştirildi. Açıklamada, “Katliamın önlenebilir olduğu yönündeki güçlü bulgulara rağmen, görev ihmali iddiasıyla yargılanması gereken kamu görevlileri hakkında etkin bir soruşturma yürütülmemesi, hukukun eşitlik ve hesap verebilirlik ilkeleriyle bağdaşmamaktadır” denildi.
“BARIŞ İÇİNDE BİR ÜLKE UMUDUMUZ SÜRECEK”
Açıklamasının sonunda, barış ve adalet çağrısı Antalya Barosu tarafından yenilenerek şunları söylendi:
“Adaletin sağlanması, benzer acıların bir daha yaşanmaması ve barış içinde bir ülke umudunun korunması için mücadelemiz kararlılıkla devam edecektir.”
NE OLMUŞTU?
10 Ekim 2015’te KESK, DİSK, TMMOB ve TTB'nin çağrısıyla düzenlenen Emek, Demokrasi ve Barış Mitingi'ne katılmak üzere Ankara Garı önünde bir araya toplanan kalabalığa IŞİD tarafından bombalı saldırı düzenlendi. Birkaç saniye arayla düzenlenen çifte intihar saldırılarında 100 kişi hayatını kaybederken, yüzlerce kişi de yaralandı. 10 Ekim, Türkiye tarihinde en çok sivil ölüm gerçekleşen saldırı olarak kayıtlara geçti. Hayatını kaybedenler için üç gün ulusal yas ilan edildi.
36 KİŞİYE DAVA AÇILDI
Saldırıya ilişkin soruşturma yaklaşık 8 ay sonra tamamlandı, 36 kişi hakkında dava açıldı. İddianamede IŞİD’in Türkiye sorumlusu İlhami Balı, Deniz Büyükçelebi, Edremit Türe, Yakub Şahin, Hakan Şahin, İbrahim Halil Alçay, Resul Demir, Hacı Ali Durmaz, Hüseyin Tunç, Abdülmubtalip Demir, Talha Güneş, Mehmet Kadir Cebael, Metin Akaltın, Savaş Yıldız, Burak Ormanoğlu, Suphi Alpfidan, Hasan Hüseyin Uğur, Bayram Yıldız, Kenan Kutval, Ahmet Güneş, Abdulhamit Boz, Cebrail Kaya, Ömer Deniz Dündar, Muhammet Zana Alkan, Walentina Slobodjanjuk, Mustafa Delibaşlar, Mehmedin Baraç, Nihat Ürkmez, Nusret Yılmaz, Kasım Dere, Yakup Selağzı, Erman Ekici, Yakup Karaoğlu, Yakup Yıldırım, Esin Altıntuğ ve Hatice Akaltın sanık olarak yer aldı. 14 sanığın “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme”, “kasten öldürme”, “kasten öldürmeye teşebbüs”; 22 sanığın ise “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan cezalandırılması istendi.
16 SANIK HALA YAKALANMADI
Sanıklardan 16'sına saldırıdan bu yana ulaşılamadı. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nce iddianamenin kabul edilmesinin ardından sanıkların yargılanmasına 7 Kasım 2016’da başlandı.
Yargılama sırasında saldırının, birçok istihbari bilgiye rağmen gerçekleştiği ortaya çıktı. Mağdurların avukatları, 20 Temmuz 2015'te Suruç'ta düzenlenen saldırının ardından kalabalık organizasyonlara yönelik IŞİD saldırılarının beklendiğini dile getirdi. Bu bilgilerin güvenlik güçlerine Eylül 2015'te bildirildiği, canlı bombaların isimleri ve resimlerinin bile belli olduğu ifade edildi. Gaziantep merkezli bir IŞİD hücresinin Türkiye içinde eylem arayışında olduğu, bu hücrenin kod adı "Ebu Ali" olan Yunus Durmaz tarafından yönetildiği, Durmaz’ın ise Suruç saldırısını gerçekleştiren isimlerle bağlantılı olduğu ifade edildi.
EMNİYETİN CANLI BOMBA LİSTESİ YILLAR SONRA ORTAYA ÇIKTI
Ayrıca yine aynı yıl Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Dairesi Başkanlığı’nın 21 kişilik “canlı bomba listesi” listesi hazırlayarak taşra teşkilatlarına gönderdiği de yargılama sürecinde ortaya çıktı. Listede ismi yer alan Yunus Emre Alagöz 10 Ekim saldırısında canlı bomba oldu. Bu listedeki isimlerin neredeyse tamamı ise Gaziantep merkezli IŞİD yapılanmasıyla bağlantılıydı.
Canlı bombaların Ankara’ya taşınmasına eskortluk eden Yakub Şahin'in, bomba yapımında kullanılan malzemeleri Nizip’ten satın almaya çalıştığının esnaf tarafından ihbar edildiği, Nizip Emniyeti'nin de katliamdan 8 gün önce bunu Gaziantep Emniyeti’ne bildirdiği de yine yargılama sırasında mağdur avukatlarının çabasıyla ortaya çıktı.
"ÖNLENEBİLİR BİR EYLEMDİ" DEĞERLENDİRMESİ
Yargılama sürecinde İçişleri Bakanlığı mülkiye müfettişlerinin 25 Şubat 2016 tarihli raporu da dosyaya girdi. Raporda, Ankara Emniyeti ve ilgili birimlerin miting öncesinde gelen istihbarat notlarına rağmen gerekli güvenlik tedbirlerini almadığı ve “önlenebilir bir eylem” olduğu ifade ediliyordu. Müfettişler, dönemin Ankara Emniyet Müdürü ve bazı istihbarat yöneticileri hakkında soruşturma izni talep etti. Ancak bu talep, Ankara Valiliği tarafından “görev kusuru yoktur” denilerek reddedildi.
101’ER KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, yargılama sonucunda 3 Ağustos 2018'de hükmü açıkladı. Sanıklardan Abdülmubtalip Demir, Talha Güneş, Metin Akaltın, Yakub Şahin, Hakan Şahin, İbrahim Halil Alçay, Resul Demir, Hacı Ali Durmaz ve Hüseyin Tunç, "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" suçundan birer, "100 kişiyi kasten öldürme" suçundan da 100'er kez olmak üzere toplam 101'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırdı.
Sanıklardan Burak Ormanoğlu, Suphi Alpfidan, Mehmedin Baraç, Nihat Ürkmez ve Yakup Karaoğlu, "silahlı terör örgütüne üyelikten" 12'şer yıl; Esin Altıntuğ (Durgun), Hatice Akaltın, Yakup Yıldırım ve Abdulhamit Boz'u ise aynı suçtan 7 yıl 6'şar ay hapse çarptırıldı. "Terör örgütü yöneticisi olmak" suçundan 18 yıla mahkum edilen Erman Ekici hakkında, "anayasal düzeni ihlal" ile terör saldırısında meydana gelen ölüm ve yaralanma suçlarından suç duyurusunda bulundu. Firari 16 sanığın dosyasının ayrılmasına, yargılama sırasında ölen Mehmet Kadir Cabael hakkında açılan kamu davasının ise düşürülmesine karar verildi.
TEMYİZ İNCELEMESİ SONRASI CEZALAR ONAYLANDI
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 29 Temmuz 2022’de temyiz incelemesi sonucunda 9 sanığa verilen 101’er kez ağırlaştırılmış müebbet cezasını onadı. Yargıtay, 9 sanığa 391 kez öldürmeye teşebbüs suçundan verilen hapis cezalarının bir bölümünü ise eksik inceleme gerekçesiyle bozdu. Sanık Erman Ekici hakkında ise "silahlı terör örgütü kurma ve yönetme" suçundan verilen mahkumiyet kararını bozan daire, Ekici'nin "nitelikli kasten öldürme", "nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs" ve "insanlığa karşı suç"tan yargılanması gerektiğini bildirdi.
FİRARİ SANIKLAR İÇİN DOSYA KAPANMADI
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde Yargıtay’ın ana davayı kısmen bozmasının ardından 10 sanık yönünden yargılama yeniden yapıldı. İlk duruşmada, ana dosya ile firari sanıklar yönünden devam eden dosyanın birleştirilmesine karar verildi. Firari sanıklar yönünden Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde süren davada bazı firari sanıkların bulundukları ülkelerin de öğrenildiği avukatlar tarafından açıklandı.
TEK BİR KAMU GÖREVLİSİ BİLE YARGILANMADI
Terör saldırısına ilişkin 10 yıl boyunca süren davalarda, mağdur avukatlarının ihmali olduğunu belirttiği kamu görevlileri sanık sandalyesine oturmadı, haklarında hiçbir adli veya idari soruşturma yürütülmedi. Ankara 12. İdare Mahkemesi, idarenin hizmet kusuru bulunduğuna dair kararlar verdi. Bu kararlarda, Mülkiye Müfettişleri’nin raporlarına ve delillere dayanılarak idarenin gerekli önlemleri almadığı tespitinde bulunuldu. Ancak söz konusu kararlar Ankara Bölge İdare Mahkemesi 10. Dairesi tarafından 2019’da “kamu görevlileri hakkında herhangi bir idari veya adli ceza verilmediği” gerekçesiyle kaldırıldı. Anayasa Mahkemesi (AYM) ise “Yaşam Hakkını Koruma Yükümlülüğünün Yerine Getirilmediğine” ilişkin bireysel başvurularda ihlal kararı vermedi.