Antalya Barosu, resmi sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile Türkiye’de son dönemde yaşananların ifade ve basın özgürlüğü bakımından son derece kaygı verici bir tabloyu ortaya koyduğunu belirtti. Baro, bu sürecin demokratik toplum düzeni açısından tehlikeli olduğunu ifade etti.
TUTUKLAMALAR VE KAYYUM ATANMASI ELEŞTİRİLDİ
Açıklamada, gazeteci Merdan Yanardağ ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun casusluk suçlamasıyla tutuklanmalarının, hukuk devletinin temel ilkeleriyle bağdaşmadığı vurgulandı. Ayrıca, TELE 1 televizyonuna kayyum atanması ve haber kayıtlarının silinmesi olayının, eleştirel ve bağımsız basının susturulması yönünde atılmış ciddi bir adım olarak değerlendirildi.
HUKUK GÜVENLİĞİ TEHLİKEDE
Süregelen hak ihlallerinin artık bir hukuk tartışmasını dahi anlamsız kılacak boyutlara vardığına dikkat çekilen açıklamada, "Zira hangi ceza kanununun uygulandığı, hangi normun geçerli sayıldığı, hangi delil standardının esas alındığı ve hangi hukuki ölçütlerin göz önünde bulundurulduğu uzun süredir belirsiz olup kişiye ve olaya göre değişmektedir." denildi.
YARGIYA SİYASİ İKTİDAR UYARISI
Yargı organlarının, siyasal iktidar açısından hangi düşüncelerin siyaseten “tehlikeli” sayılacağına karar veren bir pozisyona itilmesinin, yalnızca yargının tarafsızlığına değil, hukuk düzeninin bütününe zarar verdiğine dikkat çekilerek, "Hukukun siyasi iktidarın stratejisinin bir parçası haline getirilmesi tümüyle belirsiz, keyfi ve yurttaşlar için hukuk güvenliğinin ortadan kalktığı bir ortama işaret etmektedir." ifadeleri kullanıldı.
BASKIYA SON VERİLMESİ ÇAĞRISI
Antalya Barosu, tüm bu olumsuz tabloya rağmen hukukun temel ilkelerini ısrarla ve kararlılıkla hatırlatma sorumluluğunun farkında olduğunu bildirdi. Baro, basın ve ifade özgürlüğünü yok eden, kamuoyunu susturmayı hedefleyen, hukukun üstünlüğü ilkesini hiçe sayan ve halkın doğru haber alma hakkını engellemeye yönelik uygulamalardan vazgeçilmesi ve basın emekçilerine yönelen baskıya ivedilikle son verilmesi çağrısını yineledi.
