Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü'nü protesto eylemiyle kutladı. Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen eylemde, yer yer polisle kısa süreli gerginlikler yaşandı. Eylemin basın sözcülüğünü yapan KESK Dönem Sözcüsü Devrim Mol, küresel ve ulusal düzeydeki savaş ve çatışmalara dikkat çekti.
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE SAVAŞIN YIKICILIĞI
Konuşmasına 2. Dünya Savaşı'nın başlangıcının 86. yıl dönümünü hatırlatarak başlayan Mol, bu savaşta milyonlarca insanın hayatını kaybettiğini ve hayatını kaybedenlerin büyük bir kısmının emekçi ve yoksul insanlar olduğunu belirtti. Aradan geçen zamana rağmen emperyalist güçlerin silahlanmaya ve savaş politikalarına devam ettiğini vurgulayan Mol, savaşların kadınlar, çocuklar ve yoksul halklar üzerindeki yıkıcı etkilerine dikkat çekti. Mol, Gazze'deki insani krizi ve Suriye'deki katliamları örnek göstererek, uluslararası kamuoyunun bu duruma sessiz kalmasını eleştirdi.
SAVAŞ POLİTİKALARI HALKIN YÜZDE 99'UNA MAL OLUYOR
Mol, Türkiye'deki siyasi ve ekonomik durumu da değerlendirerek, iktidarın meşruiyet krizini siyasi baskılar, gözaltılar, tutuklamalar ve kayyum atamalarıyla çözmeye çalıştığını iddia etti. Savaş odaklı politikaların bedelini kadınların, çocukların, gençlerin, LGBTİ+'ların ve emekçilerin ödediğini belirten Mol, toplumun yüzde 99'unun bu durumdan olumsuz etkilendiğini ifade eden Mol, Osmanlıcılık hayalleri yerine, ezilen halkların kendi özgür iradelerini ifade edebileceği demokratik bir düzenin kalıcı barışı sağlayacağını savundu.
BARIŞ VE DEMOKRASİ İÇİN MÜCADELE SÜRECEK
Basın açıklamasında, barışın emek ve demokrasi güçleri için "ekmek ve su kadar temel bir ihtiyaç" olduğu vurgulandı. Devam eden sürecin emek, barış ve demokrasi lehine sonuçlanması için mücadele etmeye devam edeceklerini belirten Mol, kalıcı barışın ancak halkların doğrudan katılımıyla mümkün olacağını dile getirdi. Sürecin sadece parlamento ile sınırlı kalmaması, demokratik kitle ve emek-meslek örgütlerinin de söz sahibi olabileceği şeffaf bir işleyişle ilerlemesi gerektiğini söyledi.
Mol, sözlerini şairin "Çocuğun gördüğü düştür barış" dizeleriyle bitirerek, adalet, eşitlik ve laiklik temelinde insanca bir yaşam kurulana kadar barış mücadelesinden vazgeçmeyeceklerini sözlerine ekledi.
