Radyo Sputnik’te yayınlanan 'Yeri ve Zamanı' programında, gazeteci Güçlü Özgan’ın konuğu olan Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nihat Dipova, Antalya Arkeoloji Müzesi’nin yıkılmasının ardından önemli açıklamalarda bulundu. 16 Temmuz’da müzenin ziyarete kapatılmasının ardından, müze binası için çıkarılan raporlara yönelik eleştirilerde bulunan Dipova, yıkım kararının dayandığı raporların eksik ve tutarsız olduğunu belirtti.
“16 Temmuz’da müzemiz ziyarete kapatıldı. Kapatılacağı duyurusu da o anda yapıldı. Kimse kapatılacağını bilmiyordu. Turistler ziyarete geldiler çünkü internette hala açık görünüyor. Haftalarca turistler gelip geri döndüler. Antalyalılar neden kapandığına bir türlü anlam veremedi” diyen Dipova, kapatma kararının şaşkınlıkla karşılandığını söyledi. Dipova, ayrıca, müzede bulunan 100 binin üzerinde eserin taşınmasının ardından yıkım sürecinin başlatıldığına dikkat çekti.
DEPREME DAYANIKSIZLIK İDDİALARI VE RAPORLARIN YETERSİZLİĞİ
Yıkımın, depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle alındığını belirten Dipova, 2021 yılına ait deprem performans analizi raporlarına şüpheyle yaklaşan uzmanların, bu raporları yetersiz bulduklarını ifade etti. Dipova, raporlarda dikkat çeken eksiklikleri şu şekilde sıraladı:
“2021’deki raporlara baktığımızda hem yetersiz hem de aykırı olduğunu görüyoruz. 9 bin 500 metrekare kapalı alanı bulunan bir müze binasının zeminini anlamak için 30’un üzerinde sondaj yapmak gerekiyor. 2 sondaj yapıldığı ifade edilmiş ve yerleri de gösterilmiş. Müzeyi bilenler orada sondaj makinesinin çalışmasının mümkün olmayacağını, girip çıkamayacağını bilir.”
Bu tür raporların uzmanlar tarafından kabul edilmediğini belirten Dipova, "9 bin 500 metrekarelik alan için zemin etüdünde sadece 1 karot var. Numune sayısı da son derece yetersiz. 2025 tarihli bir belge 2021 tarihli raporların içine yerleştirilmiş. Acaba 2021 tarihinde deprem analiz çalışması yapılmadı mı? 2025 tarihli belge ekleniyor veya yapıldı da gösterilmek mi istenmedi?" şeklinde sorular yöneltti.
SONDAJ İŞLEMLERİNE YÖNELİK ŞÜPHELER
Dipova, sondaj işlemleriyle ilgili ciddi şüpheler olduğunu belirterek, "Eğer Temmuz 2025’te sondaj yapıldıysa orada neden kimse sondaj makinesi görmedi? Halk o müzede vakit geçirmeyi çok seviyordu. Antalyalılar dışarıdan gelen misafirleri de müzeye götürmeyi çok severdi. Sondaj noktalarında tarih yok. Sondaj makinesinin iş sırasında çekilmiş fotoğrafı yok" diye konuştu.
Sondaj raporları ile ilgili bir telefon görüşmesinde firma yetkililerinin, kendilerinin raporda gerekli tüm bilgilerin bulunduğunu söylediklerini ancak açıklanan raporda bu verilerin yer almadığını aktaran Dipova, "Bu raporu bu şekliyle ben yazsam geri çevrilir. Bu kabul işlemi nasıl yapıldı, aydınlatılması gerekiyor" ifadelerini kullandı.
DEPREM İSTİSMARI VE KÜLTÜREL MİRASIN ÖNEMİ
Prof. Dr. Nihat Dipova, yıkımın deprem korkusu üzerinden bir istismara dönüştürülmüş olabileceğini iddia etti. "Toplumu depremden korkutup bir takım kişilerin çıkar sağlaması deprem istismarıdır" diyen Dipova, Antalya şehir merkezinde büyük bir depremin meydana gelmediğini, sadece çok uzak mesafelerdeki fay hatlarında küçük sarsıntıların yaşandığını hatırlattı. Dipova, bu bağlamda müze binasının depreme dayanıksız olduğu iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirtti.
“Evet, Antalya’da deprem oluyor ama odakları o kadar uzakta ki sadece avize sallanıyor. O nedenle Antalya’da eğer müze binası depreme dayanıksız deniyorsa bunu çok iyi irdelemek lazım” diyen Dipova, yıkılan müzenin güçlendirilebileceğini ve bu kararın yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini savundu. Dipova, “Binanın mimari değeri, kültürel miras değeri varsa maliyet hesabı yapılmaz. Antalyalı’nın gönlünde o bina tescillidir” diyerek müzenin tarihsel önemini de sözlerine ekledi.