Antalya’nın Kumluca ilçesinde yerel halkın karşı çıkmasına, yargını iptal etmesine rağmen yasaları dolanarak inşa edilen Dereköy HES 2017’de tamamlandı. Ancak Alakır Vadisi’nde HES’leri çalıştırmaya yetecek su olmadığı yönündeki uyarıları gözardı eden Reis Enerji şirketi, kurulu olan HES’ten verim alamayınca bu kez de DSİ’nin çıkardığı yönetmelikten yararlanmak için başvuru yaptı. Dereköy HES’e yardımcı GES projesi için ÇED başvurusu yapan şirketin projesine 7 Ekim 2021’de ÇED Gerekli Değildir kararı verildi. Bu arada proje başka bir firmaya devredilirken, 17 Temmuz 2025 tarihinde Cumhurbaşkanlığı kararı ile GES projesinin uygulanacağı Kumluca’ya bağlı Çaltı köyünde toplam 40 bin 200 m2’den oluşan 9 parsel arazi için acele kamulaştırma kararı çıkarıldı. Arzilerin tarım dışı kullanımı için EPDK’nın hazırlattığı raporda, nar bahçeleri nohut tarlası, zeytinlikler kuru tarım arazisi sayıldı. Yaklaşık 2,5 dönümlük bir araziye 57 bin TL kamulaştırma değeri biçilirken, Çaltı Muhtarı İsmail Yavuz, “Bu arazilerde bugüne kadar hiç nohut ekildiğini görmedim” dedi.
KÖYLÜLER KARŞI ÇIKTI
Antalya’nın Kumluca ilçesinde, Alakır Vadisi’nde projelendirilen 8 HES, kaynağından denize kadar Alakır Çayı’nın suyunu kullanarak enerji üretmeyi planlıyordu. 2010’ların başından itibaren gündeme gelen HES projelerine, başta bölgede yaşayan Alakır Kardeşliği Platformu olmak üzere Alakır Derneği ve yöre köylüleri karşı çıktı. Kuraklığın eşiğindeki bölgede iklim her geçen gün değişirken, daha az yağış alan vadinin suyunu paylaşmak isteyen HES projelerine karşı hukuk mücadelesi başlatıldı.
‘HES İÇİN SU YOK’ DİYEN HALK HAKLI ÇIKTI
Alakır Vadisi’nde yapımı planlanan 8 HES’ten üçü inşa edilirken, diğer projeler hayata geçirilemedi. Ancak inşaatı tamamlanan Kürce HES, Kozdere HES ve Dereköy HES için sıkıntılı bir süreç başladı. “Alakır Vadisi’nde HES’ler için yeterince su yok, vadiyi yıkıma uğratmayın” diyen halk, haklı çıktı.
DSİ, HES’LERİN YANINA GES YAPILMASI İÇİN GENELGE ÇIKARDI
Enerji üretmekte zorlanan HES’lerin bağlı olduğu şirketlerin imdadına DSİ yetişti. DSİ, Ekim 2021’de (2021/6) bir genelge yayınladı. “Ana Kaynağı Hidrolik Olan Enerji Tesislerinde Birleşik Yenilenebilir Enerji Tesisi Kurulması Hk.” adını taşıyan genelge, HES projelerine birleşik olarak GES ve RES gibi enerji santrallerinin kurulmasına olanak sağlarken, aynı zamanda bu konudaki iş ve işlemleri düzenliyordu. Şirketlerin talepleri doğrultusunda şekillenen düzenleme kapsamında DSİ verilerine göre 2023 itibari ile ülke genelinde 140 HES şirketi başvuruda bulunmuş. Bir başka deyişle 140 HES’e entegre olarak çalışacak GES ve RES gibi yenilenebilir enerji santralleri kurulmak isteniyor. Türkiye genelinde barajlar dâhil toplam 732 HES olduğu göz önüne alındığında, gelinen noktada enerji politikasındaki plansızlık ve öngörüsüzlüğün boyutları daha iyi anlaşılıyor. Türkiye’deki her 5 HES’ten birinin mevcuttaki üretimine GES ya da RES entegre etmek istediği görülüyor.
ALAKIR VADİSİ’NDE GES YAPMAK İÇİN ACELE KAMULAŞTIRMA KARARI
Kumluca Alakır Vadisi’nde inşa edilen HES’lerden biri olan Reis Enerji’ye ait Dereköy HES için de ‘yardımcı kaynak’ arayışı başladı. Dereköy HES’e yardımcı bir Güneş Enerjisi Santrali (GES) kurmak için hazırlanan proje için 7 Ekim 2021’de ÇED Gerekli Değildir Kararı verildi. Vadi içindeki proje alanında bulunan vatandaşlara ait nar ve zeytin bahçeleriyle bazılarında narenciye de bulunan araziler için 17 Temmuz 2025 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Kararı ile acele kamulaştırma kararı çıkarılınca köylüler şaşkına döndü. Karar, toplam 40 bin 200 m2’den oluşan özel mülkiyete ait 9 parseli kapsıyor.
EPDK, 2417 M2’LİK ARAZİYE 57 BİN TL DEĞER BİÇTİ
EPDK tarafından hazırlatılan ve acele kamulaştırmaya dayanak oluşturan değerleme raporunda, köylülere ait nar, zeytin ve narenciye bahçelerinin bulunduğu bölgede nohut üretimi yapıldığının belirtilmesi tepkiyle karşılandı. Daha düşük fiyat vermek için bahçelerin münavebeli ve nadaslı kuru tarım arazisi olarak değerlendirilmesi, kamulaştırma kararındaki bedellere de yansıdı. Çaltı köyündeki 5437 m2’lik bir arazi için 184 bin TL kamulaştırma bedeli belirlenirken, 1769 m2’lik bir başka tarla için de 118 bin TL kamulaştırma bedeli öngörüldü. 2417 m2’lik arazi için 57 bin, 15.508 m2 büyüklüğündeki bir bahçe için de 1 milyon 815 bin TL değer biçildi. Toplam 40 bin 200 m2’lik arazi için biçilen değer ise 2 milyon 974 bin TL oldu. Vatandaşın arazilerine yok pahasına el koyma anlamına gelen bu karara tepki gösteren Alakır – Karacaören Doğa Kültür Turizm Tanıtma ve Dayanışma Derneği, yazılı bir açıklama yaparak, kararın yargıya taşınacağını duyurdu.
ÇALTI MUHTARI YAVUZ: ‘ATA TOPRAKLARIMIZ ELİMİZDEN ALINIYOR’
HES projesine GES entegre etmek için vatandaşların arazilerinin acele kamulaştırma kapsamına alındığı Çaltı Mahallesi Muhtarı İsmail Yavuz, şunları söyledi: “Benim memleketim, ortasından Alakır Çayının aktığı, yeşilin her tonunun hakim olduğu cennetten bir köşedir, demeyi çok isterdim ama bunu söyleyemiyorum. İçim acıyor, büyük bir burukluk içindeyim. Çocukluk ve gençlik yıllarımın geçtiği bu güzelim topraklar artık sermayenin işgali altında. Planlama yapılmadan, oldu bitti ile HES yapılarak insanlarımızın elinden alınan sulak ata topraklarımızın geri kalan kısmı şimdi de GES için elimizden alınmak isteniyor. GES için acele kamulaştırma kararı alınan arazilerimiz, 20 yıldır nar üretimi yapılan verimli arazilerdir. Benim mahallemde insanımızın başka hiçbir geçim kaynağı bulunmamaktadır. Çocuklarının eğitimlerini ve ailelerinin temel ihtiyaçlarını buradan sağladıkları gelirle elde ediyorlar. Benim devlet yetkililerinden tek isteğim, ata topraklarımızın korunmasıdır. Bu konuda bizlere yardımcı olmalarıdır.”
ALAKIR’DA 2009’DAN BU YANA HUKUK MÜCADELESİ VERİLİYOR
Alakır–Karacaören Doğa Kültür Turizm Tanıtma ve Dayanışma Derneği’nin konuyla ilgili yaptığı açıklamada ise Alakır Vadisi’ni ekolojik olarak yıkıma uğratacağı bilirkişi raporlarıyla ortaya konmuş olan HES projelerine karşı 2009 yılından beri hukuksal mücadele sürdürüldüğü anımsatılarak, “Bu kapsamda idare mahkemeleri ve Danıştay’da onlarca dava açmış ve hepsini kazanmış bulunmaktayız. Ancak maalesef, davaları kazanmamıza rağmen Alakır Vadisi boyunca yapımı planlanmış HESlerin bazılarının inşaatı hukuksuz bir şekilde tamamlanmıştır. Dereköy HES projesi, bunlardan biridir. Dereköy HES projesine karşı açtığımız 4 davayı da kazanmış olmamıza rağmen, yürütmeyi durdurma kararları uygulanmamış, her davadan sonra Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından kopyala/yapıştır yeni ÇED olumlu raporları verilerek hukuk tahrip edilmiş, inşaatın devam etmesi sağlanmış, hukuksal kazanımlarımız gasp edilmiştir” denildi.
MAHKEME DEREKÖY HES’İN ÇED KARARINI İPTAL ETTİ
Dereköy HES’in hukuk garabeti olduğu savunulan açıklamada, dava yaklaşık 15 yıldır devam eden hukuk mücadelesi ise şöyle anlatıldı: “25 Haziran 2010 tarihinde Antalya Valiliği’nce Dereköy HES projesine verilen ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararını yargıya taşıdık. Davayı gören Antalya 2. İdare Mahkemesi, doğal sit alanı özelliği taşıyan vadide ayrıca 8 HES projesinin daha bulunduğuna vurgu yaparak 14 Ekim 2011 tarihli kararında, ‘anılan alanda yapılacak bu nitelikteki bir projenin önemli çevresel etkilerinin olmadığı düşünülemeyecektir’ hükmünde bulunarak işlemin yürütmesini durdurmuştu. Dereköy HES için verilen ilk ÇED Gerekli Değildir kararı Antalya 2. İdare Mahkemesi kararıyla iptal edilmiştir. Bakanlık aynı yer ve şirket için 14/8/2013 tarihinde yeni bir ÇED Olumlu kararı vermiş olup, bu kararın davası Antalya 2. İdare mahkemesi 2013/1328 e sayılı dosya üzerinden devam etmiştir. Bu dava devam ederken Şirket Mahkemece verilen Yürütmeyi durdurma kararına ilişkin Bakanlığın 2009/7 sayılı genelgesine dayanarak 14/7/2014 tarihli 3561 sayılı 2. bir ÇED Olumlu kararı almıştır. Bu karara karşı da Antalya 2. İdare mahkemesi 2014/1697 E sayısıyla dava açılmıştır.
YARGIYI DOLANARAK HES İNŞAATINA DEVAM EDİLDİ
Antalya 2. İdare mahkemesi her iki davayı da reddetmiştir. Fakat bu kararların temyizi üzerine Danıştay 14.D. 2015/3252 E 2016/1078 nolu kararla ve Danıştay 14.D Esas No 2015/4429 ve 2016/1079 K sayılı kararlarla talepleri kabul ederek ivedi yargılama usulü gereğince kararları bozarak Alakır Vadisinin 1. derece SİT alanı olması nedeniyle ve 1. Derece Sit`lerde yenilenebilir enerji yatırımları yapılamayacağı gerekçeleriyle Antalya 2. İdare mahkemesi kararlarını bozarak ÇED Olumlu kararlarının iptaline karar vermiştir. Danıştayın kesin olarak verilen kararlarına göre Kumluca Kaymakamlığı’na başvurularak Dereköy HES şirketinin inşai faaliyetlerine son verilmesi istenmiştir. Kumluca Kaymakamlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığından görüş istemiş ve Bakanlığın verdiği görüş taraflara tebliğ edilmiştir. Buna göre Dereköy HES şirketinin faaliyetleri için 12/12/2014 tarihinde bir 1,3 MW’lık kapasite artırımı yapıldığı ve bunun için de ÇED Gerekli Değildir işleminin tesis edildiği bildirilmiştir. Şirketin bu karara göre faaliyetine devam ettiği ve iptal edilen kararların sadece o idari işlem için geçerli olduğu ve 12/12/2014 tarihli ÇED gerekli değildir kararı için geçerli olmadığı yürürlükte olduğu ve buna istinaden yapımına devam ettiği söylenmiştir.
YARGI KARARLARI YOK SAYILARAK İNŞA EDİLEN HES SUSUZ KALDI
Bu bildirime göre öğrenilen yeni karara da derneğimiz ve diğer davacılar dava açmıştır. Antalya 4. İdare mahkemesi, davanın durumuna göre ek olarak verilen ÇED Gerekli değildir kararına da 15/6/2016 tarihinde yürütmeyi durdurma kararı vermiştir. Derneğimiz, durumu bildirir dilekçeyi de Kumluca Kaymakamlığı’na iletmiştir. Ancak maalesef karar uygulanmamış, Reis şirketi inşaat faaliyetlerine devam etmiştir. Sonuçta, bütün davaları kazanmamıza rağmen, 2017 yılı itibarıyle Dereköy HES inşaatı bir ‘hukuk garabeti’ olarak tamamlanmış ve işletmeye açılmıştır.”
HES’LER KUMLUCA’NIN İÇME SUYU KAYNAĞINA DA EL KOYDU
Alakır Nehri boyunca yapılması planlanmış olan diğer 7 HES gibi, Dereköy HES projesine de en önemli itirazlarının, derede bu HES projelerini verimli çalıştıracak kadar su bulunmadığı gerçeği olduğunun altı çizilen derneğin açıklamasında, “Nitekim, dava sürecinde bilirkişi raporlarıyla ortaya konmuş olan bu gerçek, inşaatı tamamlanan heslerin yeterli elektrik üretememesiyle pratikte de ortaya konmuş oldu. 10 yıldır faaliyette olan HES’lerden, Alakır Barajı ve sulama kanalı üzerindeki iki tanesi hariç, hiçbirinde düzenli elektrik üretimi yapılamamaktadır. Özellikle yardımcı kaynak GES için başvuru yapmış olan Dereköy HES, yaz aylarında ancak depolama havuzunda günlerce su biriktirip, kısa bir süre elektrik üretebilmektedir. Bölge köylüleri olarak bizler bu durumun birinci elden şahitleriyiz. Hatta su yetersizliği öyle düzeydedir ki, HES şirketleri devlete başvurarak Kumluca’nın içme suyu kaynağı olan Karaağaç Su Kaynağı’na kelepçe taktırmışlar, suyun neredeyse yarısına el koymuşlar, Kumluca halkının suyunun azalmasına neden olmuşlardır.
‘HES OLMADI, BARİ GES YAPALIM’
Halihazırda bu kelepçe yüzünden yaz aylarında Kumluca genelinde üst katlarda su basıncı sıkıntısı, zaman zaman da toplu su kesintileri yaşanmaktadır. Ayrıca, HESlerin su taşıma kanalları için yapılan kazılar yüzünden bölgede sık sık heyelan meydana gelmekte, Kumluca’ya içme suyu getiren boru hattı bu heyelanlardan zarar görmekte, her yıl bu nedenle günlerce susuzluk çekilmektedir. Maalesef bütün bu olumsuz durumlar, bizlerin açtığı davalara sunulan bilirkişi raporlarında yıllar öncesinden öngörülmüş ve projelerin yanlışlığı ortaya konmuştur ancak, bakanlık ve ilgili kurumlar, Turgut Özal dönemi ile başlamış olan ve AKP nin 23 yıllık iktidarı boyunca da binlerce örneğini gördüğümüz ‘iş bitiricilik’ mantığıyla bütün itirazlara ve mahkeme kararlarına rağmen yanlışta ısrar etmişler, bugün yaşanan mağduriyetlere yol açmışlar, aynı zamanda da Alakır Vadisi’nin mikroklimasına büyük zarar vermişlerdir. Durum böyle olunca, yeterli para kazanamamaktan şikayetçi olan Reis Enerji Şirketi’nin, ‘bari GES yapalım da para kazanabilelim’ mantığıyla hazırladığı proje gündeme gelmiş bulunuyor. Üstelik, bu GES projesi için seçilen bölge, Çaltı köylülerinin şahsi arazileridir” ifadelerine yer verildi.
‘BU ARAZİLER HALKIN TEK GEÇİM KAYNAĞI’
HES şirketinin iletim hattı masrafı yapmamak için vatandaşın nar ve zeytin bahçelerine göz diktiği görüşüne yer verilen dernek açıklamasında, şöyle denildi: “Bu bahçeler düzenli sulama yapılan ‘nitelikli tarım alanı’ statüsündedir ve sahiplerinin tek geçim kaynağı durumundadır. Böylesi tarım arazilerine hangi akıl ve vicdanla tarım dışı kullanım izni verildiğini anlamak mümkün değildir. HES şirketi kendisi paradan tasarruf etmek için köylülerimizin geçim kaynaklarına el koymaya kalkışmıştır. Üstelik, her iki tarafı dağlık arazi olan, güneş zamanı az olan Alakır Vadisi içindeki bu alanda GES yapmak ne kadar verimli olacaktır, o da meçhuldür. Böylesi GES’lerin daha düz, gün boyu güneş alabilen arazilerde yapılmasının daha doğru olduğunu bilmek için mühendis olmaya gerek yoktur. Yani bir yanlışı düzeltmek için bir başka yanlış yapılmak istenmekte, yine Alakır halkı mağdur edilmektedir. İki yanlışın bir doğru etmeyeceğini anlamamızın zamanı gelmiş ve geçmektedir, bölgemizin daha fazla zarar görmeye tahammülü yoktur. Zaten 10 yılı aşkın bir süredir çalışmakta olan HESler, bölgede yağış rejimini değiştirmiş bulunmaktadır. HES’lere komşu alanlarda ürün verimi azalmıştır. Su varlığı azalmıştır.
‘GES PROJESİNİN YERİ DEĞİŞTİRİLSİN’
Şimdi planlanmakta olan GES projesinin, mikroklima özelliğine sahip olduğu uzman raporlarında kanıtlanmış olan Alakır Vadisi havzasına nasıl bir etkisi olacağı da meçhuldür ve şirketin hazırladığı ÇED raporunda bu konuda uzun vadeli projeksiyonlar bulunmamaktadır. Yani Alakır Vadisi yine ‘Allaha emanet’tir. Saygın Cumhurbaşkanlığı makamının bu yanlışa bir kararname ile destek vermesi çok üzücüdür. Dernek olarak sadece Karacaören Köyümüzün değil, bütün Alakır Vadisi Havzası’nın doğal ve kültürel varlıklarını korumak için mücadelemize devam etmekteyiz. Çaltı köyündeki komşu ve akrabalarımızın karşı karşıya oldukları bu haksızlığa itiraz ediyoruz ve projenin yerinin değiştirilmesini talep ediyoruz. HES şirketi, yanlış HES projesine destek için (muhtemelen yine yanlış bir) GES kurmak istiyorsa, gitsin bunu biz bölge insanlarını mağdur etmeyecek bir yerde yapsın.
ÇALTI KÖYLÜLERİ ACELE KAMULAŞTIRMA KARARINA DAVA AÇACAK
Avukatlarımız, sözkonusu GES projesine karşı Çaltı köylülerimiz tarafından açılacak davalara, konunun mülkiyet esaslı olduğu iddia edildiği için derneğimizin taraf olamayacağını bildirmişlerdir ancak aslında konu mülkiyet gaspının çok ötesindedir. Nitelikli tarım arazilerinin olur olmaz her proje için kolayca tarım dışı kullanıma açılması hem zor günler geçiren ülkemiz tarımına bir darbe daha demektir, hem de kişisel hak ve hürriyetlerimizin güvence altında olmadığı endişesi yaratmakta, toplum huzurunu tehdit etmektedir. Ancak savaş ve afet gibi durumlarda kullanılmak için çıkarılmış olan ‘acele kamulaştırma’ kanununun amacı dışında ve sadece şirketlerin maddi çıkarlarını korumak için pervasızca ve sıklıkla kullanılır hale gelmesi, görüştüğümüz vatandaşlarımızda ‘yarın benim de tapulu toprağıma el konulabilir’ endişesi yaratmaktadır. Kumluca köylüleri olarak bizler de bu endişeyi taşımaktayız. Bu nedenle, davaya müdahil olamasak da, Çaltı köylüsü hemşehrilerimize her türlü desteği vermek konusunda kararlıyız.”