Osmanlı döneminden bu yana özellikle yağlı güreş kültüründe önemli bir yer tutan cazgırlık mesleği, er meydanlarında güreşi seyircilerle buluşturmak, pehlivanları tanıtmak ve müsabakanın coşkusunu artırmak amacıyla ortaya çıktı. Cazgırlar, güreş boyunca pehlivanların geçmişini, mücadelelerini anlatan, maniler söyleyen ve seyirciyi güreşe hazırlayan ses sanatçıları. Zamanla sadece duyurucu değil, aynı zamanda kültürel bir aktarıcı ve atmosfer oluşturucu haline geldiler.
PEHLİVANKEN CAZGIR OLDU
Emin Ger, mesleğe adımını güreşçi olarak atmış. Ancak zamanla er meydanındaki rolü değişmiş. Pehlivanlıktan cazgırlığa geçişinin hikâyesi 1997 yılına dayanıyor. Güreşten para kazanamadığı için bir süre turizm sektöründe çalışmış, ardından tekrar güreşe dönse de adapte olamamış. Sonrasında Antalya’da esnaflık yapmaya başlamış. Cazgırlık ise tamamen tesadüfen hayatına girmiş. 2011’de bir mangal sohbetinde sesini uzaktan duyurması, güreş hakemi Seyfullah Korkmaz’ın dikkatini çekmiş. “Seni cazgır yapacağım” sözüyle başlayan süreç, cazgırlık belgesiyle resmileşmiş.
“CAZGIRIM” DEMEK HER YERDE ANLAŞILMIYOR
Ger, cazgırlığın hâlâ birçok yerde bilinmediğini, bazen “spikerim” ya da “sunucuyum” demek zorunda kaldığını söylüyor: “Cazgır, yağlı güreşlerde güreşi sunan, anlatan kişidir. Ama kelime zamanla farklı çağrışımlar da kazandı. Her yerde kendini anlatmak kolay değil.”
MANİLERLE ORTAMI DİRİLTİYOR
Güreş camiasında kısa sürede sevilen bir isim hâline gelen Ger, güçlü sesi ve sunumuyla hem seyirciyi hem de pehlivanı güreşe hazırladığını vurguluyor. “Pehlivanlık geçmişim olduğu için güreşçilerin psikolojisini iyi bilirim. O yüzden manileri duruma göre seçiyorum. Bazen coşku, bazen öğüt, bazen inanç temalı manilerle ortamın ruhunu diri tutuyorum.” diyen Ger, güreşin sadece bir spor değil, bir festival olduğunu söylüyor. Güneşin doğuşuyla meydana ilk gelenin, batışında en son ayrılanın cazgır olduğunu hatırlatan Ger, manilerin final güreşlerinde daha çok önem kazandığını belirtiyor.
GÜREŞİN KALBİ ANTALYA’DA ATIYOR
Emin Ger, Antalya'nın Türkiye’nin güreş nabzını tutuğunu belirterek, “Kumluca’da bir kahveye oturun, konuşmaların çoğu güreş üzerinedir. Antalya halkı güreşi çok sever. Edirne’ye cebinde para olmasa da gider, Selimiye’de uyur ama güreşi kaçırmaz. Futbolcu gelse bin kişi izler, ama sıradan bir güreş antrenmanında 2 bin kişi olur” ifadelerini kullandı. Ayrıca güreş izleyicisinin diğer sporlardan farklı olarak küfür etmediğini ve şiddete başvurmadığını vurguluyor.
FİNALDE PEHLİVAN MANİ GELENEĞİ SÜRÜYOR
Eskiden her pehlivan için ayrı mani söylenirken, günümüzde yüzlerce güreşçinin katıldığı organizasyonlarda bu gelenek finalistlerle sınırlı kalmış. Ger, bu geleneği sahiplendiğini ve manilerle pehlivanları seyircinin gözünde yükseltmeye devam ettiğini belirtiyor.
İKİ DİLDE CAZGIRLIK
Kış aylarını sporla geçiren Emin Ger, yeni sezonda Kırkpınar’da İngilizce ve Almanca olarak da cazgırlık yapmayı planlıyor. Böylece meydanı dolduran yabancı izleyicilerin güreşi daha iyi anlamalarını ve atmosfere daha çok katılmalarını amaçlıyor.