Antalya’nın Finike ilçesinde onlarca mermer ocağı faaliyet gösteriyor. Finike’deki ünlü Likya kenti Lmyra’nın adı, bu bölgede çıkarılan mermer için bir tür markaya dönüştürülmüş. Geçmişte bölgenin coğrafyasını keşfetmek uğruna dağı taşı gezerek araştırmalar yapıp kitaplar yazan Hüseyin Saraçoğlu gibi coğrafya tutkunlarının yerini, Finike coğrafyasının neresinde ‘Lmyra beji’ olarak adlandırılan mermer bulunur bunu araştıran ‘uzmanlar’ almış.
MERMER OCAĞI SAHİBİNİN ADININ KARIŞTIĞI CİNAYETİN ÜSTÜ ÖRTÜLDÜ
Mayıs 2017’de, Finike Alacadağ’daki evlerinde vahşice öldürülen Ali Ulvi Büyüknohutçu ve eşi Aysin Büyüknohutçu’nun ölüm fermanını bölgede mermer ocağı işleten bir şirketin verdiği iddiası kısa bir süre içinde silikleştirilmişti. Katil zanlısı olan Ali Yamuç, bölgede madde bağımlılığı ile bilinen bir isimdi ve cinayeti kendisinin işlediğini itiraf etmişti. Cezaevinden azmettiricisi olduğunu öne sürdüğü mermer ocağı sahibine yazdığı bir mektupta, şöyle demişti:
“Anlaşıp konuştuğumuz gibi eğer 10 gün içerisinde 100 bin TL parayı eşim olan (Fatma Yamuç'a) vermez iseniz Ali Ulvi Küçüknohutçu ve eşi Aysin Küçüknohutçu cinayetinden en az benim kadar sorumlu olursunuz. Bana vaad ettiğiniz ödemeyi yapın. Aksi takdirde mahkeme gününde isminizi savcılığa altın harflerle yazdırmaktan zevk duyarım. Benim başımı yaktınız, 'Öldür paranı hemen vercez' diye vaadlerde bulunup, neyi bekliyorsunuz. 10 gün içerisinde param gelmez ise görüşürüz. İpleriniz cebinizde haberiniz olsun. O kadar yakarım."
KATİL ZANLISI CEZAEVİNDE ÖLÜ BULUNDU, ‘İNTİHAR ETTİ’ DENİLDİ
Bu mektuptan bir süre sonra, Eylül 2017’de katil zanlısı Ali Yamuç’un tutuklu bulunduğu Alanya Cezaevi’nde ölü bulundu. Yetkiler, katil zanlısının eşofman lastiği ile ‘intihar’ ettiğini duyurdu. Bu açıklama kamuoyunu pek tatmin etmese de bir süre sonra cinayet davası da kapatıldı. Böylece Finike’deki ormanları, suyu, ilçenin geleceğini savunurken katledilen Büyüknohutçu çifti cinayeti 8 yıldır kapanmamış bir yara gibi toplumsal bellekte öylece duruyor. Tıpkı Finike dağlarında açıldıktan sonra bir daha kapanmayan vahşi madenciliğin yaraları gibi.
FİNİKE COĞRAFYASINI ÜZERİNDEKİ AĞIR YÜK
Türkiye’nin ilk çevre cinayetine kurban giden Büyüknohutçu çifti, Finike’deki mermer ocaklarını usulsüz ve mevzuata aykırı şekilde çalışmaları karşısında hukuki mücadele yürütürken katledildiler. Bu cinayet, insanıyla, kuşuyla, ağacıyla bir ilçenin coğrafyasının üzerinde ağır bir yük olarak hala aydınlatılmayı bekliyor.
GÖKLİMAN ÜZERİNDE İKİ YENİ PROJE, BİRİ TAYVANLI, BİRİ FİNİKELİ
Buna rağmen Fineke’deki vahşi madencilik yıkımı ise hız kesmeden sürüyor. Yeni ruhsat alanlarını açılmasıyla mermer ve taş ocağı madenciliği sahile kadar indi. Finike Boldağ Mahallesi’nde, ünlü Gökliman’ın hemen sırlarında iki ayrı mermer ocağı izni verildi. Bölgede mermer ocağı açmak isteyen firmalardan biri Finike kökenli, diğeri ise ortağı Tayvanlı olan bir İstanbul firması.
BİRAZ MERMER, BOLCA MICIR: BOLDAĞ’I KESİP KESİP SATACAKLAR
Finike merkezli Abdullah Erdoğan Madencilik İnşaat Tic. Ltd. Şti. tarafından Boldağ’da açılmak istenen mermer ocağı ve kırma eleme tesisi için Eylül 2023’de ÇED Olumlu kararı verildi. Yaklaşık 1000 hektarlık ruhsat sahasının ilk etapta 190 dekarında mermer ocağı açmak isteyen firma, yılda 200 bin m3 parça ve blok mermer üretmeyi planlıyor. Bir de kırma ele tesisini içeren proje kapsamında yılda 390 bin ton mıcır üretileceği belirtiliyor. Bütün bu işlemlerden arta kalan 96 bin tonluk atık malzeme ise, yamaç arazideki pasa alanında depolanacak.
BÖLGE KORUMA KURULU MÜDÜRLÜĞÜ YOL ÇALIŞMASINI DURDURDU
Söz konusu firmanın ÇED başvurusu sürecinde görüşleri alınan kurumlardan biri olan Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, 28 Mart 2024 tarihli görüşünde söz konusu alanda mermer ocağı açılmasında bir sakınca olmadığını bildirdi. Ancak geçtiğimiz hafta mermer ocağı açılması planlanan bölgeye giderek arazideki arkeolojik kalıntıları fotoğraflayan vatandaşlar, konuyla ilgili Koruma Bölge Kurulu’na dilekçe ile başvurdu. Bunun üzerine mermer ocağı firmasının yol açma ve enerji nakil hattı çekme çalışması durduruldu.
ALANDA YENİDEN İNCELEME YAPILACAK
Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’nün ‘acele’ koduyla yazdığı ve ilgili birimlere ilettiği 5 Eylül 2025 tarihli durdurma yazısında, ruhsat sahasına ulaşım amaçlı yol ve enerji nakil hattı açılmasının bölgede bulunan 1. derece arkeolojik sit alanının bütünlüğüne zarar vereceği, ayrıca sit alanı dışında kalıntıların bulunduğu, bölgeden Likya Yolu yürüyüş rotasının geçtiği belirtilerek çalışmaların durdurulması istendi. Bölgede yapılacak yeni bir incelemenin ardından nihai kararın verileceği belirtilen yazıda, bu süre içerisinde alanda çalışma yapılmaması istendi.
BONDA TEPEDEN BOLDAĞ’A, PHOİNİKOS’TAN FİNİKE’YE
Koruma Bölge Kurulu’nu uyaran vatandaşların dikkati sayesinde mermer ocağı için açılan yol güzergâhında yer alan arkeolojik kalıntıların tahribatı şimdilik durduruldu. Ancak bu bölge Bonda Tepesi olarak bilinen antik bir yerleşimin kalıntılarını barındırıyor. Antik çağda Likya’nın iki önemli kenti olan Lmyra ve Myra arasında yükselen bu dağlık bölge, geç Roma dönemine kadar Lmyra kentine bağlı bir yaşam alanı olmuş. Mermer ocaklarının kıskacındaki kültürel miras alanı olan Boldağ’da ayrıca Karakuyu, Yalakbaşı, Dinektepe gibi antik yerleşim alanlarının olduğu biliniyor. Alanda gözle görülebilen kalıntılar arasında yapı duvarları, zeytin işlikleri, sarnıçlar vb. kalıntılar yer alıyor. Finike ilçe merkezinin bulunduğu alanda yer alan Phoinikos’un bir liman kenti olmasından dolayı Boldağ’daki antik yerleşimlerin birer üretim alanı olduğu düşünülüyor.
TEK BİR MERMER OCAĞINDA GÜNDE 56 TON SU KULLANILACAK
Antik dönemden günümüze kadar kullanılan sarnıçlar, suyun bölge için önemine işaret ediyor. Bugün açılmak istenen mermer ocakları ise yoğun su tüketimiyle dikkat çekiyor. Yalnızca bir mermer ocağının günlük su tüketiminin 56,85 ton, yıllık ise 20 bin tonun üzerinde olacağı belirtiliyor. Bölgedeki üreticilerin tarımsal üretimde kullanacakları suyu bulmakta zorlandığı bir dönemde mermer ocakları için kullanılması düşünülen bu yoğun su tüketiminin Boldağ Mahallesi’nden karşılanacağı belirtiliyor.
TARİHİ COĞRAFYA ÇİN’DE MERMER, FİNİKE’DE İNŞAAT MALZEMESİ
Finike Boldağ’da açılmak istenen bir başka mermer ocağı başvurusu da Plato Mermer firmasına ait. İstanbul Sultanbeyli merkezli Plato Mermer’in ortaklarından biri Tayvan kökenli bir iş insanı olan Chih-Lin Büyükgüçlü. Marmara Adası başta olmak üzere, Isparta, Antalya, Bursa, Afyonkarahisar gibi illerde ocak ve depoları bulunuyor. Ağırlıklı olarak Çin pazarına satış yaptığı görülen firmanın Finike Alacadağ’da da bir mermer ocağı işlettiği biliniyor. Tayvanlı firma ortağı, aynı zamanda İstanbul’daki Tayvan İşadamları Derneği’nin de başkanlığını yürütüyor.
ÇED MEVZUATINI DOLANMANIN YOLU RUHSAT SAHASINI BÖLMEK
Plato Mermer’in Finike Boldağ’da açmak istediği mermer ocağı için yapılan başvuruya 29 Ağustos 2025 tarihinde ÇED süreci başlatıldığı duyuruldu. Yaklaşık 1000 dekarlık ruhsat sahasının ilk etapta yaklaşık dörtte birinde işletme yapılması planlanıyor. ÇED mevzuatını dolanmak için ruhsat sahasını parça parça işletmeye açan firmalar, kapasite artışına giderek ÇED filtresinden kolayca geçmenin yolunu buluyor.
‘DAĞ KESME’ YÖNTEMİYLE İHRAÇ EDİLEN BİR ÜLKENİN İDAM FERMANI
ÇED başvuru dosyasında yer verilen bilgilere göre, ‘dağ kesme yöntemi’ ile yılda 25 bin m3 export kalite mermer blok ile mermer moloz ve 100.000 m 3 /yıl pasa olmak üzere toplam 125.000 m3 tüvenan mermer (Blok + Moloz + Pasa) üretimi yapılması planlandığı belirtiliyor. Dağ kesme yöntemiyle ihraç edilen ülke coğrafyasının toprağı, suyu, ağacı yok edilirken, yüzeysel kurum görüşleriyle izin verilen yıkım, yaşam için bir tür idam fermanı anlamına geliyor.
ANTALYA İÇİN YOL AYRIMI: YIKIM MI, YAŞAM MI?
Antik yerleşimlerin olduğu bölgede açılmak üstenen mermer ocağı için Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğü 2 Kasım 2021 tarihinde ‘sakınca yoktur’ şekilden görüş vermiş. Ancak yerel halkın yaptığı başvuruların ardından alanda yeniden inceleme yapılacağı belirtiliyor. Boldağ Mahalesi’nin sırtında yer alan ruhsat sahasında yeni bir sit alanının tescil edilip edilmeyeceğini ise yapılacak çalışmaların sonucu belirleyecek. Ancak burası yalnızca kültürel miras açısından korunması gereken bir bölge değil. İlçe merkezine kadar inerek yerleşimleri de tehdit etmeye başlayan bölgedeki mermer ocaklarının nereye kadar ilerleyebileceğinin de göstergesi. Turizm, tarım, hayvancılık, su, deniz kirliliği ve birçok başka alanı doğrudan etkileyen vahşi madenciliğin geldiği nokta, özelikle Antalya gibi bir kent için yol ayrımına işaret ediyor. Ya vahşi madencilik, ya da tüm değerleriyle Antalya.