Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Gülşah Deniz Atalar, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, 2025 yılının ilk çeyreğine ilişkin turizm istatistiklerini değerlendirdi. Atalar, mevcut turizm politikalarını eleştirerek, sektördeki sorunlara ve vatandaşların tatil yapma hakkının elinden alınmasına dikkat çekti.
TURİZM VERİLERİ KAĞIT ÜSTÜNDE GÖZ KAMAŞTIRIYOR AMA SAHADA SORUNLAR VAR
Atalar, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın 2025 yılı için "rekor turist" ve "rekor gelir" hedeflediğini açıklamasına rağmen, sahadaki durumun farklı olduğunu dile getirdi. "Oteller dolmuyor, rezervasyonlar düşük, bununla birlikte işletmeler artan maliyetler ve baskılanan döviz kuru nedeniyle kâr edemiyor" diyen Atalar, bu tablonun sadece sektör profesyonellerini değil, ekonomik kriz nedeniyle tatil yapma hakkı elinden alınan milyonlarca vatandaşı da doğrudan etkilediğini belirtti.
ANTALYA'DA YABANCI TURİST SAYISINDA DÜŞÜŞ
Verilerin yüzeysel okunmaması gerektiğini vurgulayan Atalar, strateji eksikliğinin ağır sonuçlar doğurduğunu ve sektörün kan kaybettiğini ifade etti. Özellikle Antalya gibi önemli turizm destinasyonlarına gelen yabancı turist sayısında 2025 yılının ilk dört ayında düşüş yaşandığına dikkat çeken Atalar, Almanya, Rusya, İran ve İngiltere gibi Türkiye'nin ana pazarlarında da ciddi gerileme olduğunu söyledi. Atalar, sadece toplam sayının değil, yabancı turist profilinin de erdiğini dile getirdi.
TURİST AZ KALIYOR, AZ HARCIYOR
Turizmin sadece sayı değil, içerik, değer ve kalite olduğunu belirten Atalar, ilk çeyrek verilerinde yabancı turistin ülkeye geldiğini ancak kısa süre kaldığını ve az harcama yaptığını ifade etti. "Sadece turist sayısının artması, nitelikli bir turizm yapısı kurulduğu anlamına mı geliyor? Hayır" diyen Atalar, turistin neden geldiği, ne kadar kaldığı, ne harcadığı ve bu harcamanın kime yaradığı gibi soruların asıl belirleyici olduğunu vurguladı.
KAMUNUN ELİNE GEÇEN MİKTAR SINIRLI
Atalar, ilk çeyrekte turizmden devletin elde ettiği gelirlerin sınırlı kaldığını dile getirdi. Otellerden alınması gereken konaklama vergisinin sadece yüzde 68'inin tahsil edildiğini belirten Atalar, Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı'na aktarılan kaynakların ise daha yüksek olduğunu söyledi. Atalar, vergi tahsilatındaki başarısızlık ve şeffaflık eksikliği olmak üzere iki büyük sorun olduğunu ifade etti.
MİLYONLARCA İNSAN İÇİN TATİL HAYAL OLDU
Atalar, turizmden bahsederken sadece tesisleri ve gelir tablolarını değil, vatandaşın tatil hakkını da konuşmak gerektiğini belirtti. Üç kişilik bir ailenin bir haftalık Antalya tatilinin ortalama 90 bin TL'ye mal olduğunu hesaplayan Atalar, bu rakamın 4 asgari ücretten fazla olduğunu ve tatili halktan koparan bir ekonomik düzene işaret ettiğini söyledi. Tatilin artık bir ihtiyaç değil, lüks haline geldiğini vurgulayan Atalar, yerli turistin tatilden uzaklaştığını, yabancı turistin ise rotasını başka ülkelere çevirdiğini dile getirdi.
BÜYÜK SERMAYENİN ÇIKARLARI ÖNCELENİYOR
Atalar, Türkiye'deki turizm politikasının uzun süredir kamu yararını gözetmekten çok, büyük sermayenin çıkarlarını önceleyen bir anlayışla yürütüldüğünü tekrarladı. Kıyılar, milli parklar ve tarihi alanların rant alanlarına dönüştürüldüğünü belirten Atalar, yüksek maliyetler ve baskılanan döviz kurunun orta ölçekli işletmelerin karlılığını neredeyse tamamen ortadan kaldırdığını söyledi. Atalar, İspanya, İtalya ve Yunanistan örneklerinde olduğu gibi, emekliler, gençler ve düşük gelirli vatandaşlar için ulaşılabilir tatil imkanlarının sağlandığı, çalışanların ezilmediği ve kaynakların adil kullanıldığı bir turizm politikasının mümkün olduğunu ifade ederek sözlerini tamamladı.