23 Mart’tan bu yana Marmara Cezaevi'nde (Silivri) tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi'nin resmi sosyal medya hesabı aracılığıyla kaleme aldığı yazıda kamuoyuna önemli mesajlar verdi.
"Refahı ve Adaleti Demokrasiyle Getireceğiz" başlıklı bir makale kaleme alan İmamoğlu, mevcut siyasi durumu ve "tek adam" olarak nitelendirdiği yönetim sistemini eleştirdi. Türkiye'nin parlamenter sisteme geri dönmesi gerektiğini ve bu dönüşümün adaleti, bereketi ve refahı getireceğini savunan İmamoğlu, sistemin yasama, yargı ve yürütme üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekti.
İMAMOĞLU'NUN ELEŞTİRİLERİ VE TESPİTLERİ
İmamoğlu, makalesinde Türkiye'nin yasama, yürütme ve yargı organlarının zayıfladığını savundu. Ona göre, milletvekilleri Cumhurbaşkanı'nın iki dudağının arasından çıkacak kararları bekliyor, yargı ise siyasileşerek muhalifleri, gazetecileri ve sendikacıları cezaevine gönderiyor. Yürütme ise Cumhurbaşkanı'nın talimatıyla hareket ediyor.
CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ ELEŞTİRİSİ
Ekrem İmamoğlu, tüm bu sorunların temelinde mevcut Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin yattığını da öne sürdü. 2016'daki darbe girişiminin ardından OHAL kapsamında yapılan anayasa değişikliği ile Türkiye'nin 150 yıllık parlamenter sisteminin sona erdirildiğini belirtti. İmamoğlu'na göre, bu sistem Gazi Meclis'i zayıflattı, denetim mekanizmalarını ortadan kaldırdı ve Cumhurbaşkanı'nı bir siyasi partinin genel başkanı yaparak yasama üzerinde kontrolsüz bir güç elde etmesini sağladı.
GELECEK İÇİN YOL HARİTASI
Makalede, İmamoğlu, "tek adam rejiminden kurtulup" demokrasiye, kuvvetler ayrılığına ve hukukun üstünlüğüne dönme çağrısı yaptı. İmamoğlu, bu dönüşümün yargıyı bağımsız kılacağını, TBMM'yi siyasetin merkezine taşıyacağını ve yürütmeyi liyakatli kişilere teslim edeceğini belirtti.
REFORM TAAHHÜTLERİ
Ekrem İmamoğlu, reform taahhütlerine de yer verdi.
Parlamenter sisteme dönüş: TBMM'de geniş uzlaşma sağlanarak parlamenter sisteme geri dönülecek.
Yasama gücünün artırılması: Meclis'in denetim araçları geri getirilecek ve bütçe hakkı güçlendirilecek. "Torba kanun" uygulamasına son verilecek.
Yargı bağımsızlığı: Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) yapısı yeniden düzenlenecek, yargı tarafsız ve bağımsız hale getirilecek. AYM ve AİHM kararlarının bağlayıcılığı tartışmasız kabul edilecek.
İfade ve basın özgürlüğü: İfade özgürlüğünü kısıtlayan yasalar değiştirilecek, medya üzerindeki baskılar sona erdirilecek. TRT ve Anadolu Ajansı'nın tarafsız yayın yapması sağlanacak.
Yerel yönetimlerin güçlendirilesi: Yerel yönetimlerin yetkileri artırılacak, kayyım uygulamalarına son verilecek ve mali özerklik sağlanacak.
Liyakat ve adalet: Kamu görevlisi alımlarında mülakat kaldırılacak veya objektif kriterlere bağlanacak.
Düzenleyici ve denetleyici kurumların özerkliği: RTÜK, TCMB, TÜİK gibi kurumlar siyasi baskıdan kurtarılacak.
BEREKET, REFAH VE ADALET
İmamoğlu, makalesini adalet, refah ve bereket kavramları arasındaki ilişkiye vurgu yaparak bitirdi. Ona göre, adalet ve demokrasi olmadan refah mümkün değildir. Adaletin olduğu bir ülkede toplumsal huzur gerçekleşir ve ekonomi düzelir. "Çok az kaldı" diyerek makalesini noktalayan İmamoğlu, bu reformların yakın zamanda hayata geçirileceğini sözlerine ekledi.