Kaş Limanağzı bölgesinde eko-turizm amaçlı girişime tepki gösteren STK temsilcileri ve yerel halk eylem yaptı. Tekne sahipleri ve siyasilerin de destek verdiği eylemde, orman arazisinde açılmaya başlanan yolun emsal oluşturarak Limanağzı bölgesinin betonlaşmasına zemin hazırlayacağına dikkat çekildi.
"VERİLEN İZİNLER GEÇERSİZ"
Kaş Çevre ve Kültür Derneği’nin Avukatı Tuncay Koç ise konuyla ilgili yaptığı açıklamada, imar planıyla ilgili yargı kararlarına atıf yaparak eski Bakan Erkan Mumcu’ya ait şirkete verilen izinlerin geçersiz olduğunu dile getirdi. Koç, “Şu aşamada Limanağzı bölgesi imara açılamaz herhangi bir yapılaşma faaliyeti yürütülemez” dedi.

ESKİ BAKAN MUMCU, "YASA GEREĞİ ZORUNLU BİR ÇALIŞMA" DEDİ
Antalya’nın Kaş ilçesindeki ünlü Limanağzı bölgesinde eski Bakan Erkan Mumcu’ya ait şirkete orman arazisinden yol izni verilmesi tepkiyle karşılanmıştı. Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırlarında yer alan 3. Derece doğal sit alanındaki özel arazide eko-turizm amaçlı proje için zemin etüdü yaptırdığını açıklayan Eski Bakan Mumcu, hiçbir imtiyaz talep etmediklerini belirtmişti. Yapılan çalışmanın yol olmadığını savunan Mumcu, imar mevzuatının zorunlu kıldığı sondajların yapılabilmesi için zemin düzeltme ve tesviye çalışması olduğunu dile getirdi.

KAŞ’TA LİMANAĞZI İÇİN EYLEM YAPILDI
Karayolu ulaşımı bulunmayan Limanağzı bölgesine yol açılmasının emsal teşkil ederek korunan alan niteliğindeki arazilerin betonlaşmasına yol açacağını savunan Kaşlı STK’lar ise çalışmanın yapıldığı bölgede eylem yaparak girişimin durdurulmasını talep etti. Kaş Çevre ve Kültür Derneği’nin çağrısıyla Limanağzı bölgesinde buluşan vatandaşların katıldığı eyleme CHP ve İYİ Parti gibi siyasi partilerin temsilcileri ile sivil toplum örgütleri ve bazı tekne sahipleri destek verdi.

DERNEK BAŞKANI AKOY: ‘ORMAN ARAZİSİNDE KIRICIYA YOL AÇILMIŞ’
Topçu Yolu olarak bilinen kültür rotasının başlangıç noktasında toplanan halka Limanağzı ve çevresinin koruma statüleri ile orman arazisinde yürütülen çalışma hakkında bilgi aktarıldı. Kaş Çevre ve Kültür Derneği Başkanı Ahmet Murat Akoy, Topçu Yolu’ndan itibaren orman arazisinde başlatılan çalışma sırasında zeytin ve pırnal ağaçlarına zarar verildiğini gözlemlediklerini belirterek, “Burası yaklaşık 3,5 km’lik bir yol. Hem Topçu Yoluna hem de Likya Yolu’na zarar verilmiş oluyor. Bölgede lahitler, işlikler ve sarnıçlar yer alıyor. Limanağzı’na ulaşım için açılmak istenen ve 380 metre denilen yolun ilk etabında kırılarak çıkılmış. Sanırım ilk 100 metrelik kısmı açılmış. Orman arazisi temizlenerek kırıcıya yol açılmış” dedi.

‘BİRDEN FAZLA KORUMA STATÜSÜ OLAN ÖZELLİKLİ BİR ALANDAYIZ’
Dernek Başkanı Akoy, alanın Özel Çevre Koruma Bölgesi, 3. derece doğal sit ve zeytinlik vasfında olduğunu belirterek, “Birden fazla koruma statüsü olan, çok özellikli bir alandayız. Aynı zamanda burada imar yok. Geçtiğimiz yer Sebeda antik kenti. Bu alan, 1. Dünya Savaşında Meis açıklarında demirleyen İngiliz uçak gemisini batıran Mustafa Ertuğrul ve arkadaşlarının açtığı yol. Bu yol Likya yolu ile birleşiyor. Bu yol zamanla genişletilmiştir” diye konuştu.

‘GELİŞİM YOL VE BETONLA DEĞİL, PLANLAMAYLA OLUYOR’
Limanağzı bölgesinin imara açılma çalışmalarının 2015 yılından bu yana devam ettiğini hatırlatan Akoy, geçmişte aralarında siyasi isimlerin de bulunduğu bazı özel şahıslar için yapılan düzenlemelerin vatandaşların açtığı davalar sonucu planların iptaliyle sonuçlandığını anlattı. Limanağzı’na yol açılması durumunda bölgenin betonlaşacağını savunan Akoy, “Gelişim betonla, yolla olmuyor. Planlamayla oluyor. Vicdanlı, hukuki, demokratik, insan ayırmayan planlamayla oluyor. Öbür türlü suyun başını tutanlar zenginleşirken halk fakirleşiyor. Burası inşaata açılırsa emsal teşkil edecek. Limanağzı’nın Meis Adası’na bakan tepelerine kadar betonlaştığını göreceğiz” diye konuştu.
CHP’Lİ MECLİS ÜYESİ CEMİL TUFAN: ZEYTİN KANUNU İZİN VERMİYOR
Burada bir konuşma yapan Kaş Belediyesi CHP’li Meclis Üyesi Cemil Tufan da kişilere özel eko-turizm planlamalarının son 3 yıldır Kaş için önemli bir sorun haline gelmeye başladığını savunarak şunları dile getirdi: “Eko-turizm Kaş köylüsü için, Kaş kırsalında yapılmış bir plan değil. Seçkin, özel insanlar için yapılmış bir planlama. Burada bu izni almış olan vatandaşlara ait olan arazinin vasfı zeytinlik. Yasa gereği zeytinliklerde ‘eko-turizm’ adı altında olmuş olsa bile eko-turizm planı yapmak mümkün değil. Zeytin Kanunu buna izin vermiyor. Bunun için cins değişikliği yapılması lazım. Firmanın açıklamalarında zemin etüdü yapılacağından bahsediliyor. Bu zemin etüdünün de zeytinlik vasfının değiştirilmesi girişiminin bir parçası olduğunu düşünüyorum. Çünkü Çukurbağ Yarımadasında 119 dönümlük bir zeytinlik alanın vasfının değiştirilerek tarla yapıldığını biliyorum, gördüm. Burada da benzer şeylerin yapılacağını ben görüyorum. Kaş’ımızı bekleyen önümüzdeki yıllardaki en büyük sorunlardan biri de halka yararı olmayan, kişiye özel yapılmış eko-turizm planları olduğunu dikkatlerinize sunuyorum.”
ASLAN: ‘TOPÇU YOLUNU AÇTIĞIMA BİN PİŞMAN OLDUM’
Topçu Yolu’nun bir kültür rotası olarak projelendirilmesine öncülük eden Fahri Aslan ise konuşmasında tarihi sit alanına giden kültür yolunun zamanla yapılan müdahaleler sonucu genişletildiğini belirterek “şimdi bu yolu açtığıma bile bin pişmanım” dedi. Aslan, şunları dile getirdi: “25 yıldır Kaş’tayım artık geriye doğru gidebilecek bir yerim kalmadı. Bundan sonrası deniz. Bundan sonra yaşam hakkımı, yaşam haklarımızı, çocuklarımızın hakkını artık denize dökmeleri gerekiyor. Denize dökemeyecekler. Biz varız. Bundan sonra geri atılacak bir adımımız kalmadı. Çevre için, doğa için, kaş için 8 yıl önce bu yolu açmak için Mustafa Ertuğrul Aker’in kitabını okudum, sonra yazarını buldum. Topçu yolu açıldı. Akdeniz’de savaş gemilerini durduran bir komutanın yolunda insanları yürütüm. Şimdi bu yolu açtığıma bile bin pişman oldum. Bu noktaya geleceğini tahmin etmedim.”

AV. TUNCAY KOÇ: ‘LİMANAĞZI’NDA GEÇERLİ BİR İMAR PLANI YOK’
Kaş Çevre ve Kültür Derneği’nin Avukatı Tuncay Koç ise konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Limanağzı’nı kapsayan bölgeyle ilgili imar planlarının yargı süreciyle ilgili güncel bilgileri aktardı. Limanağzı’nda mevcut durumda geçerli bir imar planı bulunmadığını belirten Av. Tuncay Koç, Eski Bakan Mumcu’nun açıklamalarına da değinerek şunları söyledi:
“Eski Kültür ve Turizm Bakanlarından Erkan Mumcu’nun Kaş Limanağzı bölgesinde şirketinin arkeoelojik sit, Özel Çevre Koruma Bölgesi ve orman alanı içinde yol açılması için aldığı izinler ile ilgili açıklamaları doğru değildir. Basına verdiği açıklamada ‘İmar mevzuatı zorunlu kıldığı için yapılan bir çalışma. Herhangi bir imtiyaz talebimiz olmadı.’ demiş ve 3 yıldır orada çalışmalar yaptığını da belirtmiş. Doğrusu en son burada imar gerçekten 3 yıl önce onandı. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 25.01.2023 tarihli Olur’u ile onaylanan 1/25.000 Ölçekli Nazım İmar Planı açılan dava sonucu Konya Bölge İdare Mahkemesi kararıyla iptal edildi. Yani şu anda alanda geçerli bir imar planı yok, 1/5000 ve 1/1000’lik planlar ise hiç yapılmadı. Bu durumda açıklamasında belirttiği ‘imar mevzuatının zorunlu kıldığı’ gibi bir durum hiç ortada yok. Yine alanda eko-turizm kararı getiren 1/100.000’lik planlar da yargıda ve bilirkişi raporları bu alanda eko turizm olmasının sakıncalarını ortaya koyuyor. Biz bu alanın doğal halinde kalması için tam 4 dava açtık ve hepsini de kazandık. 2023 de açtığımız son dava, 4. davaydı ve bu alanın bazı sermaye sahiplerinin ısrarıyla eko turizme çevrilmek istendiğini biliyorduk. Ortaya çıktı ki bu sermaye sahiplerinden biri Erkan Mumcu’nun şirketi imiş.”

PLANDAKİ EKO-TURİZM KARARLARI ŞAHIS TAŞEPLERİYLE ORTAYA ÇIKTI
Geçmişte alınan Mahkeme kararlarında Limanağzı sahasındaki eko-turizm kararlarının daha önceki planlardan ya da mevcut alan özelliklerinden kaynaklanmadığı, ilk kez gündeme gelen ve şahsi taleplerle ortaya çıkmış kararlar olduğunun açıkça ortaya konduğunu belirten Koç,
“Bu nedenle kamu yararından ziyade kişi yararının öncelendiği, planda yoğunluğun düşük tutulmasının burada hiç yapılaşma olmayacağı anlamına gelmediği; neticede düşük yoğunluklu yapılaşmanın gerçekleşebilmesi için bu sahaya yine karayolu erişiminin sağlanacağı; karayolu erişiminin bölgenin tabiî ve özel statülü fizikî yapısının ve doğal bitki örtüsünün değişmesine sebep olacağı, yapılaşmanın ve ulaşımın bu kesimde insan yoğunluğunun artmasına sebep olacağı, dar alanda gerçekleşecek yapılaşmanın karadan ve denizden siluet algısının bozulmasına ve doğal sit alanı özelliklerinin kaybolmasına neden olacağı, Yapılaşmanın ve ulaşımın bu kesimde insan yoğunluğunun artırması, sit alanlarına olan (yasal ve yasal olmayan) yerleşme baskını artıracağı, bunun da sit alanlarını tahrip edeceği gibi gerekçelerle uygun olmadığı sabittir” dedi.
‘LİMANAĞZI’NDA HERHANGİ BİR YAPILAŞMA FAALİYETİ YÜRÜTÜLEMEZ’
Geçtiğimiz yıl verildiği anlaşılan Orman Genel Müdürlüğünün ve Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu izinlerinin mevcut yargı kararları çerçevesinde hükmünün kalmadığını savunan Av. Tuncay Koç, açıklamasını şöyle tamamladı:
“Bu zemin etüdü için yol açma izinlerinin derhal iptal edilmesi gerekmektedir. Bu haliyle de bireysel verilmiş özel izinler gibi görülmektedir. Şu aşamada Limanağzı bölgesi imara açılamaz herhangi bir yapılaşma faaliyeti yürütülemez. Elbette tüm yasa dışı imar faaliyetlerinin yetkili mercilerce durdurulması gerekmektedir. Limanağzı bölgesi, günübirlik alan için uygun bir alandır. Zaten Kaş’ın alt yapısı daha fazla turizm yatağını kaldıracak durumda değildir. Şu anda bile alt yapı yetersizdir. Eko turizm adı altında da olsa yeni kapasiteye ihtiyaç olmadığı gibi eko-turizm mevzuatımızda tanımlanmamıştır. İmar planlarında getirilen plan notlarıyla bu iş yapılamaz. Bu nedenle yapılan iş yasal olmadığı gibi Kaş’ı koruyan ona değer kazandıran bir iş değil, bireysel menfaatlerin öncelendiği bir iştir.”




