Türkiye’nin mera alanlarının büyüklüğü 1940’lı yıllarda 44 milyon hektarla ülke coğrafyasının yarısına yakınken günümüzde bu oran yüzde 14,6 seviyesine düştü. Bir başka deyişle her üç mera alanından ikisini kaybettik. Tarım ve Bakanlığı verilerine göre 1970’de 21,6 milyon hektar olan mera alanları, 2024’de 13,2 milyon hektara geriledi. Doğu Anadolu’dan İç Anadolu’ya, Akdeniz’den Ege’ye birçok bölgedeki mera alanlarının son 50 yılda yarı yarıya azaldığı görülüyor.
SAYIŞTAY’DAN BAKANLIĞA MERA DENETİMİ
Antalya Körfez Gazetesi muhabiri Yusuf Yavuz'un haberine göre, 1998’de çıkarılan Mera Kanunu ile meraların ıslah edilmesi ve sürdürülebilir kullanımı için düzenlemeler yapıldı. Ancak uygulamadaki aksaklıklar ve mevzuatın gerekliliklerinin takibinin yapılamaması hayvancılık için yaşamsal önemde olan meraların gelişmesini de engelliyor. Sayıştay’ın 2024 yılında Tarım ve Orman Bakanlığı’nda yaptığı denetimlerde, meralarla ilgili çarpıcı bulgulara ulaşıldı. Sayıştay denetçileri, mevzuat gereği köy ve belediyelerce elde edilen mera gelirlerinin takip edilmediği gibi bu gelirlerin amacına yönelik kullanılmadığını tespit etti.
MERALAR İÇİN TOPLANAN PARALAR AMACINA UYGUN KULLANILMAMIŞ
Sayıştay’ın Eylül 2025 tarihli raporunda, “Mera, yaylak ve kışlak alanları ile umuma ait çayır ve otlakların sürdürülebilirliğinin sağlanması ve verimliliğinin artırılmasına yönelik olarak, ilgili köy ve belediyelere ıslah ve geliştirme çalışmalarında kullanılmak üzere mera mevzuatı uyarınca gelir elde etme imkânı sağlanmış olmasına karşın elde edilen bu gelirlerin takip edilmediği ve amacına yönelik olarak kullanılamadığı tespit edilmiştir” tespitine yer verildi.
ISLAH PARALARI KÖY SANDIĞINDA YA DA BELEDİYELERDE TOPLANIYOR
Mera Kanununun, amaç dışı kullanım yüzünden bozulan mera, yaylak ve kışlakların iyileştirilmesi için yapılacak masrafların, sebebiyet verenlerden tahsil edileceğine yönelik hükümler içerdiğine işaret edilen Sayıştay raporunda, “tahsil edilen tutarlar genel bütçeye, yapılacak olan masraflar karşılığı tahsil edilen tutarlar ise il müdürlüklerince hazırlanan ıslah projelerine uygun olarak o yerin ıslah çalışmalarında kullanılmak üzere köy sandığında veya belediye bütçesinde açılacak hesaba gelir kaydedilir” denildi.
2024 YILINDA SADECE BİR ADET MERA ISLAHI PROJESİ YÜRÜTÜLMÜŞ
Muhtarlık veya belediyeler tarafından bozulan meraların iyileştirilmesi amacıyla yapılacak tahsilatların, o yerin mera alanlarının ıslahı dışında başka bir amaç için kullanılamayacağı belirtilen raporda, “Yapılan görüşmelerde köy ve belediyelere yatırılan, ıslah ve geliştirme amacıyla kullanılması gereken mera gelirlerinin bu amaçla kullanılıp kullanılmadığı araştırılmış, 2024 yılında sadece Tokat ilinde bir adet ıslah ve geliştirme projesi yürütüldüğü bilgisi alınmıştır” ifadelerine yer verildi.
ÇOBANLARDAN TOPLANAN OTLATMA PARALARI NEREYE GİTTİ
Mevzuata göre ilgili köy tüzel kişilikleri ile belediyelerin, mera, yaylak ve kışlakların eski haline getirilmesi için yaptığı tahsilatların yanında ihtiyaç fazlası ürünlerin satışından ve göçerlerin mera, yaylak ve kışlaklardan yararlanmaları karşılığında elde edilen otlatma bedellerinin yüzde 75’ini gelir olarak elde ettikleri kaydedilen Sayıştay raporunda, şu bulgulara yer veriliyor:
‘BELEDİYELERDE BİRİKEN PARALAR MERALAR İÇİN KULLANILMIYOR’
“Köylere yatırılan bedellerin tespiti mümkün olmamakla birlikte, belediyelere yatırılan mera gelirlerinin miktarını tespit amacıyla bir çalışma yürütülmüş, sadece yevmiye kayıtları Sayıştay’a intikal eden belediyelerin 2023 ve 2024 yıllarında elde ettikleri gelirler tespit edilebilmiştir. 2023 yılında 77 belediyede 18.201.402,90 TL’si, 2024 yılında 66 belediyede 20.802.981,03 TL’si gelirler hesabına kayıt yapıldığı, 2024 yılsonu itibariyle 120, 121, 122, 220 ve 222 nolu alacak hesaplarında toplamda 8.744.316,66 TL borç bakiyesi tespit edilmiştir. Bir başka deyişle 30 belediyenin mera gelirlerinden 2024 yılsonu itibarıyla 8.744.316,66 TL tespit edilebilen alacağı bulunmaktadır. İlgili belediyelerdeki muhasebe kayıtlarının hata ve yanlışlıkları bir yana bırakıldığında dahi mera ıslahında kullanılmak üzere belediye hesaplarında her yıl biriken bir kaynak bulunmakla birlikte, bu kaynakların ıslah ve geliştirme projelerinde kullanılamadığı anlaşılmaktadır.
HARCAMA GÖREVİ MERA YÖNETİM BİRLİKLERİNDE
Köy tüzel kişiliklerine ait hesaplarda da benzer şeklide bir kaynağın birikmesi muhtemeldir. Ancak köy veya belediye hesaplarında bulunan kaynakların mera ıslah ve geliştirilmesinde kullanılabilmesi için gerekli olan Mera Yönetim Birliklerinin kurulamaması nedeniyle, alternatif herhangi bir usul de geliştirilmediğinden, belediye ve köy tüzel kişiliklerinde biriken kaynaklar atıl olarak kalmaktadır. Zira Mera Yönetmeliği’nin 12’nci maddesine göre ‘otlatma ücretlerinin toplanması köy sandığına veya belediye bütçesinde ayrı bir hesaba yatırılmasına ve bunların mevzuata uygun olarak harcanmasını sağlama’ görevi Mera Yönetim Birliklerine verilmiştir.
‘BİRİKEN GELİRLER AMACI DOĞRULTUSUNDA HARCANMALI’
Köy veya belediyeler tarafından elde edilen mera gelirlerinin amaçlarına uygun kullanılamamasının nedeni Mera Yönetim Birliklerinin kurulamayan köy ve belediyelerde bu gelirlerin hangi organlar tarafından amacına uygun olarak harcanmasının sağlanması hususunun mevzuatla belirlenmemesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Mera, yaylak ve kışlak alanları ile umuma ait çayır ve otlakların sürdürülebilirliğinin sağlanması ve verimliliğinin artırılmasına amacıyla ilgili mevzuat uyarınca köy veya belediyeler tarafından elde edilen mera gelirlerinin amaçlarına uygun olarak mera, yaylak ve kışlakların ıslah ve geliştirilmesi projelerinde kullanılması için -Mera Yönetim Birliklerinin kurdurulmasının sağlanması,-Mümkün olmaması durumunda, hesaplarda biriken gelirlerin amacı doğrultusunda harcanabilmesi için yetkili ve sorumlu olacakların mevzuatla belirlenmesi gerektiği değerlendirilmektedir.”
MERA ALANLARI DA HAYVANCILIK DA 1960’LARIN GERİSİNE DÜŞTÜ
Sayıştay’ın meralardan sorumlu bakanlıkta yaptığı denetimlerde elde edilen bulgular, Türkiye’nin mera alanlarının kaderine terk edildiğini gösteriyor. Geleneksel konar-göçer hayvancılığı sürdürmeye çalışan az sayıdaki çoban, özellikle Akdeniz Bölgesi’nin sahil kesimleri ile İç Anadolu Bölgesi’nin yaylaları arasında her yıl ‘otlatma parası’ dışında keyfi uygulamalarla baş başa kalıyor. Mersin-Konya sınırlarında keçi yetiştiriciliği yapan Sarıkeçili Yörükleri, bu sorunlardan en çok etkilenenler arasında. Sayıştay raporuna göre, köy tüzel kişilikleri ve belediyelerce tahsil edilen paraların amaçlarına uygun kullanılmamasının bir nedeni de mevzuatın öngördüğü mera yönetim birliklerinin kurulamaması. Birçok orman şefliğinin de benzer şekilde otlatma planını hazırlamamış olması nedeniyle geleneksel hayvancılık alanları giderek daraltıldı. Hatalı hayvancılık ve mera politikaları yüzünden Türkiye hayvancılıkta 1960’lı yılların da gerisine düştü.
ETHEM SANCAK, MERALARIN ÇİTLENMESİNİ SAVUNMUŞTU
Eski Tarım Bakanlarından Mehdi Eker’e âşık olduğunu söyleyen iş insanı Ethem Sancak, 2013 yılında yayımlanan bir ses kaydında, meraların özelleştirilmesini savunmuştu. Haziran 2009 yılında Ulusal Süt Konseyi Başkanı seçilen Sancak, 2005 yılında Ata Holding ile birlikte Denizli Acıpayam’da 10.500 büyükbaş hayvan kapasiteli endüstriyel hayvancılık tesisi kurmuştu. “İnek çok müthiş bir mahlûk ve tarımın özü zaten” diyen Sancak’ın konuşmasında özetle şu ifadeler yer almıştı: “Geriye doğru tarla tarımı, ileriye doğru tarım sanayinin esası inektir. Geçen günü Hollandalı işadamlarına da aynı şeyi anlattım. Şimdi bu ineğin bir sorunu var. Biz bu ineğin sorununu çözemezsek marka falan hikâye. Fakat bu ineğin yaşaması için de yem sorununun çözülmesi lazım. Yem sorununa 80 yıl önceki bu ülke kurucuları bir gem vurmuşlardır. Sovyetik bir anlayıştaydılar ve meralarımızı bütün halkın malı ilan ederek mahvettiler. Mera çitlenmiyor, bakılamıyor çünkü bütün halkın malı. Bir şey bütün halkın malı olursa bakılamıyor çünkü halkın malı… Bir şey bütün halkın malıysa yağmalanır. İnsanlık tarihi bunu böyle gösterdi.
‘SAYIN BAKAN’A ŞÜKRAN BORÇLUYUM’
Mesela kıyılarımız bütün halkın malıdır ama yağmalanmıştır. Halkın girebileceği kıyı yok. Ormanlarımız bütün halkın ormanıdır ama mahvoldu. 60 yıl öncesine göre ormanlarımız yüzde 40 küçüldü. Bütün halkın ormanı olduğu için. Meralar da öyleydi. Çok şükür Tarım Bakanımız geçen ay çok büyük bir devrim gerçekleştirdi. Bence sessiz bir devrim ve merayı çitlenebilir hale getiren kanunu çıkarttılar. Bunu nasıl başardılar bilmiyorum ama Anayasal bir sorundu. Ama yaptılar bunu sonuçta. Şimdi ben çok umutluyum. Bu kanun çıktıktan sonra petrolden de daha önemli zenginliğimiz olan meralarımız el birliğiyle işleriz. Bunları servete dönüştürürüz. Sayın Bakan’a bir tarım gönüllüsü olarak şükran borçluyum.”