Muğla'nın Milas ilçesine bağlı İkizköy Mahallesi'nde bulunan Akbelen Ormanı, maden yasasına karşı direnişin merkezi oldu. Köylüler ve çevreci yurttaşların katıldığı protesto ve basın açıklamasında, "Maden Yasası'nı tanımıyoruz" sloganı yankılandı. Meclis'ten geçen yasa nedeniyle yaşam alanlarını ve topraklarının tehdit altında olduğunu belirten köylüler, mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceklerini açıkladı. Köylüler adına konuşan Esra Işık, yalnızca doğalarını değil, demokrasi ve yurttaşlık haklarını da savunduklarını ifade etti. "Başka memleketimiz yok" diyen Işık, yasa karşıtı direnişin Türkiye'nin dört bir yanına yayılacağını dile getirdi.

"BAŞKA MEMLEKETİMİZ YOK"

Köylüler adına açıklama yapan Esra Işık, mücadelelerinin yalnızca topraklarını korumak için değil, aynı zamanda demokrasi ve yurttaşlık hakları için olduğunu söyledi. Işık, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

''Bugün burada biz, bir karış toprağımızı da, bir dal zeytinimizi de, herhangi bir köyümüzü de, herhangi bir yaşam alanımızı da, tek bir ağacımızı da, hiçbir şeyimizi size vermeyeceğiz. Şirketlere vermeyeceğiz. Geleceğimizi peşkeş çekmeyeceğiz demek için buluştuk. Hemşerilerimiz, en son bir maden yasası geldi gündeme. Hepiniz gördünüz, hepiniz duydunuz çığlığınızı. O yüzden bugün buradasınız, bunu biliyoruz. Bu maden yasası geçmesin diye köy köy, kapı kapı dolaştık. Komşu köylerimize gittik. Buradan Ankara'ya defalarca kez yol teptik. Defalarca kez Meclis'in kapısına, Meclis'in içine gittik. Ankara'nın sokaklarında yattık, kalktık biz yirmi gün. İnsanlarımız, seslerimizi duymadılar diye köylülerimiz bedenlerini açlığa yatırdılar. Aç kalacağız, bunu anlatmak için açlığa yatırdılar. Ama bizi duymadılar. Sesimizi duymadılar. Çünkü bu Meclis, şirketlerin Meclisi olmuş. Çünkü bu Meclis’in koltuklarında artık görüyoruz ki patronlar temsil ediliyor."

"MECLİSE BİZİ ALMADILAR"

Köylüler adına açıklama yapan Esra Işık, Meclis'te kabul edilen maden yasasına karşı direnişlerini ve yaşadıklarını engellemeleri anlattı. Işık, açıklamasına şunları söyledi:

"Artık köylüler, yurttaşlar, vatandaşlar değil; patronlar, sermayedarlar, cebi dolular temsil ediliyor. Biz bunu birebir gördük, yaşadık. Meclise bizi almadılar. Meclis'in kapısına oturduk. Dedik ki, 'Bizi insan yerine koyuyorsanız gelirsiniz buraya. Buradan gitmiyoruz' dedik. Yedi saat boyunca Ankara'yı sel alan yağmurlar yağdı. Üzerimizden, altımızdan seller, sular geçti. İnanın bir adım ilerlemedik, kalkmadık, inat ettik. 'Geleceksiniz.' dedik. 'Biz insan yerine koyulmayı öğreteceğiz size' dedik. Biz de bu ülkenin yurttaşıyız. Bizi bu ülkenin yurttaşlığından kovdunuz, haberimiz mi yok' dedik. Meğer haberimiz yokmuş. Biz bu ülkenin yurttaşı değilmişiz artık. Bunu gördük. Şimdi topraklarımıza döndük. Çünkü burada bu mücadeleyi ilmek ilmek daha da öreceğiz, daha da büyüteceğiz. Sadece Muğla’da değil, Türkiye’de… Bu güzel memleketimizin, bu güzel topraklarımızın her bir karışında, her bir karışında bu mücadeleyi büyüteceğiz. Başka şansımız yok. Çünkü başka bir memleketimiz yok.''

Kaynak: HABER MERKEZİ