Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Antalya Şubesi, şehitlerin hatırlanması, şehit aileleri ile gazilerin sorunlarının dile getirilmesi için dün dernek binasında bir basın toplantısı düzenledi. Toplantının ana konusu ise Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB), 2024 yılında yaptığı yönetmelik değişikliği ile okullara verilen şehit isimlerinin başındaki ünvan ya da rütbelerin kaldırılması oldu.
ŞEHİTLERİN ADI UNUTTURULMAYA ÇALIŞILIYOR
Dernek, MEB’in 2024 yılında uygulamaya geçirdiği Kurum Açma Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliği’nin 18. Maddesi’nin 2. Fıkrası’nda ‘Kurum adları mesleki unvan ve askeri rütbeye yer verilemez’ maddesine tepki gösterdi. Yönetmelikte yer alan bu maddeyle göre görev başında şehit olan asker, polis, jandarma ya da sivil kişinin okullara isimleri verileceği zaman ünvanlarının yer almayacağı belirtildi. Görev başında şehit olan Şehit Öğretmen Aybüke Yücel gibi önemli isimlerin okullara adları verilirken ‘Şehit Aybüke Yücel’ olarak verileceği ifade edildi. Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Antalya Şubesi İkinci Başkanı Ziya Kurt ise bu karar tepki gösterdi.
ŞEHİT AİLELERİNİ YARALAYAN BİR KONU
Suriye'nin Rasulayn ilçesinde 2020 yılında PKK/YPG teröristlerinin düzenlediği hain saldırıda şehit olan Jandarma Yüzbaşı Yasin Kurt’un babası ve Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Antalya Şubesi İkinci Başkanı Ziya Kurt, MEB’in 2024 yılında aldığı bu karara tepki gösterdi. Suriye’de evladını kaybeden Kurt, oğlunun ünvanın kaldırılmasını kendisini yaraladığını ifade ederek, “Geçmişte şehit isimleri okullara verilirdi. Okullara verildiği zaman mesela benim oğlum ‘Şehit Yüzbaşı Yasin Kurt’ diye verilirdi ya da ‘Şehit Astsubay Celal Özcan’ diye verilirdi. Şehit Polis Memuru Ahmet Yılmaz ya da Şehit Öğretmen Aybüke Yücel… Maalesef Milli Eğitim Bakanlığı bir yönetmelik değişikliğine gitti. İlk aşamada sadece ismi verilir diye değiştirdi. Bu yönetmeliğin adı da Kurum Açma Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliği. Bunu 18. Maddesi’nin 2. Fıkrası’nda ‘Kurum adları mesleki unvan ve askeri rütbeye yer verilemez’ diye bir madde ekledi. Bizim kültürümüzde bir şehit yüzbaşı rütbesiyle şehit olduysa artık Yüzbaşı Yasin’dir o! İsmi beraberdir artık ayıramazsınız onu. Mesela Çanakkale Kahramanımız Seyit Onbaşı gibi… Siz onbaşıyı ayırıyor musunuz? Ayıramazsınız” diye konuştu.

“PARASINI VERENE İSTEDİĞİ KADAR VEREBİLİYOR”
Vatan uğruna şehit düşen kahramanların isimlerinin sadece 1 kere bir kuruma verilebilirlerken parası ile okul yaptıran hayırseverlerin isimlerinin istediği kadar verilebilmesine tepki gösteren Kurt, “Maalesef böyle bir yönetmelik değişikliği yapıldı ve bu bizi çok üzen bir konu. Bu konuda ne bizim derneğimizle ne de şehit aileleri ile bir danışma, görüşme, yapılmada ve bu karar alındı. Yönetmelikte şöyle bir detay daha var: ‘Şehit adları, gazi isimleri, kültür sanatta, bilim ve teknolojide başarılı olanların isimleri bir defa verilebilir’ deniyorken bunun devamında ‘Hayırsever tarafından talep olması durumunda kendisinin ismi bir den fazla kuruma verilebilir’ deniyor. Yani canını verene bir sefer veriyor, parasını verene istediği kadar verebiliyor! Böyle bir şey olabilir mi? Can mı önemli, 3 kuruş para mı önemli? Bu durum şehit ailelerini üzen bir durum” diye konuştu.

“BENİM OĞLUM SURİYE’YE GEZMEYE GİTMEDİ”
Kendi oğlunun hain bir terör saldırısı sonucu vatan uğruna şehit olduğunu vurgulayan Kurt, “Benim oğlum mesela Şehit Yasin Kurt. Benim oğlum yüzbaşıydı, yüzbaşıyken terörün hedefi olarak şehit oldu! Suriye’ye gezmeye gitmedi. Oraya Türkiye Cumhuriyet Devlet’i gönderdi, orada şehit oldu. Dolaysısıyla böyle bir yönetmelik Türk Kültürü’ne de aykırı, Anayasa da aykırı, vicdana da aykırı” sözlerini kullandı.

“ŞEHİT VE GAZİ DİYE BİR İBARE YOK”
Terörle Mücadele Gazisi ve Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Antalya Şubesi Başkanı Mehmet Yurdakul, şehit ailelerin ve gazilerin pek çok sorunu olduğunu ama bunların asla maddi olmadığını ve sadece manevi olduğunu vurguladı. Yurdakul, vatan uğruna oğlunu, eşini kaybeden şehit ailelerinin ve terör saldırıları sonucu yaralanan ama gene de “Vatan sağ olsun” diyen gazilerin sadece okula isimlerini verilmesi gibi manevi beklentileri olduğunun altını çizdi. Yurdakul, Anayasa’da bile ‘Şehit’ ile ‘Gazi’ ibaresinin yer almadığına değinerek, “Bugün Türkiye Cumhuriyet’in kanunlarında şehit ve gazi diye bir ibare yok. Şehit ve gazi halk arasında geçiyor. Aslında bizim düzeltmeye ilk olarak buradan başlamamız lazım” dedi.
BU HEPİMİZİN GÖREVİ
Türkiye’nin huzuru ve güvenliği için şehit olan bütün isimlerin adının yaşatılması ve fedakarlıklarının gelecek nesillere aktarılmasının devletin ve milletin borcu olduğunu belirten Yurdakul, “Şehidimiz adını sonsuza dek yaşatmak devletimizin ve milletimiz görevidir. Biz şehidimizin ismini de yaşatırken ona en layık şekilde yaşatmalıyız. Şehit Astsubay, Şehit Öğretmen, Şehit Polis Memuru bunların hepsi ünvan. Bugün ‘Aybüke Yalçın’ dediğiniz zaman kim bilebilir? Kimse bilemez ama ‘Şehit Öğretmen Aybüke’ dediğimiz zaman hepimiz biliriz. Vekillere diyorum, ‘Seyit Ali Çabuk’u tanıyor musunuz?” dönüp bana ‘Yok’ diyorlar. ‘Seyit Onbaşı’yı tanıyor musunuz?’ diyorum, ‘Onu kim tanımaz?’ diye cevap veriyorlar. Onu Seyit Onbaşı olduğu için tanıyoruz” ifadelerini kullandı.
“SEYİT ONBAŞI’NIN ÜNVANI ALINIRSA ONU KİMSENİN HATIRLAYAMAZ”
Çanakkale savaşında kaldırdığı top mermisi ile efsaneleşen ve savaşın seyrini değiştiren bir kahraman olan Seyit Onbaşı’nın ünvanı alınırsa onu kimsenin hatırlayamayacağını bu yüzden şehitlerinde ünvanlarının son derece önemli olduğuna dikkat çeken Yurdakul, “Onbaşı dediğimiz için unutulmuyor, çocuklarımız bile biliyor. Biz neden bugün tabeladan şehidimizin rütbesini kaldırıyor? O orada sonsuza dek Şehit Jandarma Yüzbaşı, Şehit Astsubay, Şehit Öğretmen diye kalsın. Şehidimizin bir okula isminin verilmesi ailenin o okula gittiği zaman onun iyi hissedeceği ve her zamana gurur duyacağı bir yer. O yüzden bu tarz olaylarda bizlerin görüşleri mutlaka alınsın istiyoruz” dedi.





