Antalya’nın efsaneleşmiş Belediye Başkanı Selahattin Tonguç’la röportaj yapan Gazeteci Uğur Dündar, Tonguç’un Antalyalılardan şehrin kıyılarında atılan adımlar karşısında sessiz kalınmasını istediğini dile getirdi. Tonguç’un halkçı belediye başkanı olarak Antalya’da önemli çalışmalara imza attığını ve şehrin doğal halinin korunduğunu anlatan Dündar, çarpıcı röportajı köşesine taşıdı. Deneyimli Gazeteci Uğur Dündar, Kepez Kitap Fuarı kapsamında yarın Antalya’da olacak ve imza günü ve söyleşisine katılacak.

"RANTA TESLİM ETMİYORUZ..."

Antalya’da 1973-1980 yılları arasında belediye başkanlığı yapan Selahattin Tonguç, deneyimli gazeteci Uğur Dündar’ın sorularını yanıtladı. Dündar o röportajın detaylarını köşe yazısına taşıdı. Röportajda Antalya’yı ranta teslim etmeyeceklerini dile getiren Tonguç, "Türkiye'de Doğal Sit Alanları birer birer 'Kesin Korunacak Hassas Alana düşürülüyor. Antalya'nın yalıyarları; falezler de Resmi Gazetede yayınlanan bir statü değişikliğiyle tehdit altında! Gerçekte 'Kesinlikle Korunmayacak Hassas Alan' anlamına gelen bu değişiklik, 630 kilometre alanı kaplayan, ortalama 250m kalınlığındaki travertenleri tehlikeye atıyor. Örneğin Konyaaltı Caddesi boyunca 1974'te kamulaştırılan, 1980'de Doğal Koruma Alanı ilan edilen Atatürk Parkını ve yalıyarlarımızı ranta teslim etmiyoruz" dedi.

"ANTALYA, EŞSİZ BİR KOLEKSİYONA SAHİP"

Tonguç açıklamalarında, "Phaselis, Antalya Lisesi, Kaleiçi, Konyaaltı, yalıyarlarımız, Antalya Ovası, Lara Kumul Alanları, Vakıf Çiftliği, Masadağı Mağaraları, Konyaaltı Obrukları ve nihayet Antalya Müzesi rant tehdidi altındadır! Antalya Müzesi, "kesintisiz insan yerleşimi açısından dünyanın en önemli yerlerinden biri olan Karain Mağarası'na ait, 500 bin yıllık insan yaşamının izlerini taşıyan, Paleolitik Çağ'dan Doğu Roma'ya eserlerle Türkiye'nin en eski tarihsel kesitini belgeleyen eşsiz bir koleksiyondur. Antalya Müzesi, Likya, Pamfilya ve Pisidya uygarlıklarına ait eserler ve Perge'den getirilen heykellerle, bölgenin kültürel sürekliliğini temsil eden paha biçilemez bir kaynaktır. 103 yıllık bu koleksiyon, dünyanın en büyük kültürel miraslarından biridir. Bu müze sadece bina değil, kent hafızasının taşıyıcısıdır. 'Yenileme' adı altındaki projeler, tarihi yapıların özgünlüğünü yok eden müdahalelerdir. Her 'yenileme', geçmişle bağımızı zayıflatan bir silme eylemidir" şeklinde açıklamalarda bulundu.

"ANTALYA’YI SİZE BÖYLE BIRAKMADIK!"

"1980 Antalya Kenti İmar Planı'nda, Sansu Çayı'ndan Kundu çayına kadar olan alan yani Antalya kentinin kıyı bandı doğal koruma alanı ilan edilmiştir. 1980 Antalya Kenti İmar Planı'na 'Kıyıların ve sulak alanların 100-500 metre yakınına imar yapılamaz' maddesi eklenmiştir" şeklinde sözlerini sürdüren Tonguç, "Antalya Belediyesi, Kıyı Koruma Kanunu'nu bir kent imar planına katan ilk belediye olmuştur. Bugün soluk alabildiğimiz ortamlar; devasa kent parkları, 6 şeritli bulvarlar, 1977-1980 arası yoğun çabayla çalışan dünyanın en iyi uzmanlarının, bizim şehir plancılarımızın yaptığı '1980 Antalya Kent İmar Planı'nın sonucudur. 1973-1980 arası Antalya Belediye Başkanlığı yapmış ve 1980 Askeri Darbesiyle zorla görevden alınan binlerce seçilmişten biri olarak anımsatmak isterim ki, bizlere bu ülkeyi de yönetim adabını da böyle bırakmadık sizlere..." dedi. Tonguç, Dündar’a açıklamalarını şu şekilde sürdürdü:

“Bu akıl dışılığı yaşamımızdan def etmek birincil görevimizdir! Geri adım atarsan, sessiz kalırsan bu bir başlangıç olacak! Sıra daha cüretkâr biçimde yaylalarına, dağlarına, ovalarına, masmavi denizine ve içtiğin sulara gelecek. Zorbaların rantına sözü yetmeyen doğanın da hatırına! Cumhuriyet'i kuranların hatırına! Halka sormadan bu denli cüretkår kararlar alanlara haddini bildir.”

Muhabir: BÜLENT ÖNER