Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, katıldığı bir televizyon programında hem Türkiye’deki hem de dünyadaki sol siyaset hakkında açıklamalarda bulundu. Uysal, dünyada artık Sosyalist Enternasyonal adı verilen yeni bir sol siyaset türünün olduğunu belirterek Türkiye’nin bu siyasetteki yerine dikkat çekti. Son yıllarda Türkiye’nin de Sosyalist Enternasyonal’in ilkelerinin pençesinde olduğunu ama bu ilkelerin Mustafa Kemal Atatürk’ün altı ok ilkelerine zıt olduğunu belirten Uysal, sağ-sol kavramının artık başka bir boyuta evrildiğini vurguladı.
“SAĞ-SOL ARTIK YOK”
Artık vatandaşlar arasında sağ-sol kavramının olmadığına değinen Uysal, “Öncelikle şunu ifade etmek lazım; vatandaşımız için sol-sağ siyaset ayrımının çok bir önemi kalmadı. Vatandaşımız kendi yaşam şekliyle kendi varlığıyla olduğu gibi rahat ve özgür yaşamak istiyor. Güvenli yaşamak istiyor evi açısından, ülkesi açısından, çocukları aşçısında… Ekonomik kalkınma istiyor. Bağımsız güvenebileceği bir yargı istiyor. Bu da çok anlaşılır bir şey. Kamu hizmetimizde vatandaşlarımız arasında sol-sağ gibi ayrımlara gitmiyoruz ancak kendisini sağ sosyolojide tarif eden inşalarımızın müsaadesiyle şimdi kuracağım cümleler kendisini solda ifade eden insanların iç tartışmalarıyla ilgili cümleler olacak. Bu sol-sağ tartışması içinde altın ok üzerinden yapılan tartışmaların ayrı bir güncel durumu var, ayrı bir önemi var. Eskiden beri Sosyalist Enternasyonal dünyadaki sosyal demokrat sol siyasetin ana yörüngesini belirleme iddiasında olmuştur. Tabii bir de bizim kendi Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ruhunu da ifade eden Cumhuriyet Halk Parti’mizin de sembolü olan altı ok ilkeleri var” dedi.
“BUNA AYKIRI HAREKET EDEN KİŞİ VEYA KURUMLAR, YOK OLUYOR”
Dünyanın artık çok daha farklı bir süreç içerisine girdiğini ifade eden Başkan Uysal, “Çok farklı bir tarihsel süreç içinden geçtiğimizi söyleyebilirim. Reel sosyalizmin yıkılmasıyla 1992 yılında Fukuyama tarafından yazılan bir kitap var ‘Tarihin Sonu.’ Bütün dünyada çok yaygınlaştırılmış. Burada deniyor ki özetle, ‘Liberal kapitalist demokrasiler dünyanın artık tartışmayacağı insanlığın sonudur. Bir daha artık ekonomik sistem tartışmasına gerek yoktur hatta kamunun devletlerin ellerindeki her şey satılmakladır! Bütün dünyada bu hem ekonomik hem siyasi liberal doktrin hüküm sürmelidir.’ Tabii bu reel sosyalizmin yıkıldığı bir konjonktüre denk geliyor. Burada bütün dünyada bu yaygınlaşıyor. Politikaya dönüşüyor. Buna aykırı hareket eden kişi veya kurumlar, siyaset tablosunun dışına çıkıyor bir şekilde” diye konuştu.
SOSYALİST ENTERNASYONAL’İN İLKELERİ NELER?
Sosyalist Enternasyonal’in ilklerini açıklayan Uysal, “Üretim araçlarındaki mülkiyet tartışılmıyor. Kabaca eşitlik ve adalet arayışı yetiyor. Bir sınıf çelişkisinden söz etmek hiç gerekmiyor. Emperyalizm sözcüğü uluslararası sömürü asla buna girilmemesi gerekiyor. Kriterler ne? Uzlaşmacı tutumlardan yana olmak, eşitliğe ve adalete önem vermek, partilerin de demokratik olabilmesi, insan haklarına saygı, iklim konuları, cinsel v etnik kimlik hakları, küçük küçük egemenliğin sınırlığı… Gümrük vergisi koyamayan, mal ve hizmetlere açık pazar durumdan olan ülkelere neden olduğu için etnik kimlik hakları, global sistemin çok işine geliyor. Aslında muhafazakar ve liberal siyasetin de savunabileceği genel kavramlara dönüşüyor. Sosyalist Enternasyonal’in üyelik kriterleri” ifadelerini kullandı.
“ALTI OK ÇOK DAHA SOLDA KALIYOR”
Sosyalist Enternasyonal’in yanında altı okun çok solda kaldığını belirten Uysal, “Bu tabloyla kıyasladığınız da altı ok çok daha solda kalıyor. Doğal olarak. Devletçilik var. Üretim araçlarının kısmen devlette olabilmesi ya da devletin piyasayı düzenleyebilmek için adaleti tesis edebilmek için ara ara ekonomiye müdahale edilmesi anlamına gelen devletçilik çok ciddi bir fark. Yine sosyal dengeyi çok önemseyen Emile Durkheim’ın solidarizminden vaktiyle Ziya Gökalp’in uyarladığı sınıfların varlığını kabul eden ama sınıfları dayanışma içinde tarif etmeye çalışan toplumsal fayda için halkçılık var. O da çok ciddi ayraç. Yani bir sosyal demokrat yaklaşımı muhafaza ediyor ya da anayasadaki sosyal devlet ilkesini ifade ediyor. “Dünyadaki bütün gelişmeleri dinamik bir şekilde hayata uyarlamak al-anlamına gelen, ufuk açıklık, yen iliklere açıklık anlamına gelen devrimcilik var altı okun içinde. Bu da aslında hani Sosyalist Enternasyonal’in standartlarının epey dışında kalan bir yaklaşım. Laiklik prensibi zaten bütün anayasal demokrasiler için bir a-b-c temel prensip. Cumhuriyetçilik var. Bugün gelişmiş demokrasinin altyapısını teşkil eden bu da genel bir standart laiklik gibi” sözlerini kaydetti.
MİLLETÇİLİK KAVRAMI
Karşılaştırmalara devam eden Uysal şu ifadeleri kullandı:
“Milliyetçilik ülkesi var bu da Avrupa’daki gibi ırkçı milletçiliğin karşılığı hiç değil! Bizim 1924 Anayasa’mızdaki Türk ulusu tarifi çok belli. Irk ve din ayrımının dışında. Tamamen Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye ahalisi üzerinden bir vatanseverlik, batılıların patriot dediği şey. Bu zaten bütün ülkelerde olan bir standart. Atatürk’ün bağımsızlıkçı, anti-emperyalist karakterinin olduğu gibi altı oka da yansıdığını görüyoruz. Zaten bağımsızlığı da toplamamda ilkelerin tamamında çıkarabiliriz.”
“ALTI OKUN DEĞERİNİ BİLMEK LAZIM”
Altı okun önemine vurgu yapan Uysal, “İşte devletçiliği koyduğunuz zaman aynı zamanda bağımsızlığı da koyuyorsunuz iktisadi olarak. Şimdi gümrük vergileri koymamanız lazım. Kim koyacak? Devlet koyacak. Gümrük vergilerini kime karşı koyacaksınız? Uluslararası mal ve hizmetlere karşı! Zaten kıyamet buradan kopuyor, bağımsız olmuş oluyorsunuz. Bağımsızlıkçılığı da içermiş oluyor. Anti-emperyalizmi de içermiş oluyor. Sosyalist Enternasyonal kriterleri içinde hiç yer bulmayan bir genel sol yaklaşım oluyor. Ama devletçilik, halkçılık ve devrimcilik ilkeleriyle anti-emperyalizm bağımsızlıkçılık yaklaşımıyla altı ok Sosyalist Enternasyonal ortalamasına göre bugünün cari dünyasında çok daha sol bir yerde duruyor. Tabii bunu söylediğimiz zaman bazı ezberler bozluyor, bazı insanlar rahatsız oluyor ama görünen köyü kendileri incelesinler. Altı okun güncelliğini, bilimselliğini anlamak bu ülke için değerini bilmek gerekir” dedi.