Emekli öğretmen Tahsin Yarar'ın müzikle tanışması, 1985 yılında bir arkadaşı tarafından kendisine hediye edilen bir kabak kemaneyle başladı. O güne dek kabak kemane görmemiş olan Yarar, aldığı hediyeden ilham alarak, “Daha iyisini yaparım.” düşüncesiyle kendi kabak kemanesini yapmaya karar verdi.
Yarar, “O gün sabaha kadar kabak kemane çalmaya çalıştım.” dedi.

BEN BU İŞİ YAPACAĞIM
Yarar, kendi köyünden getirttiği kabaklarla denemelere başlar ve bir süre sonra kendi kabak kemanesini üretir. Bu heves, zamanla zanaate dönüşür. Yarar, “Ben bu işi yapacağım.” diyerek, kabak kemane yapımına devam etti. İlk gelen kabakların tohumlarından bahçesinde yetiştirdiği kabaklarla kemane yapımını sürdürdü. Kaliteyi artırmak için sanatçılarla iş birliği yaptı ve üretimine devam etti.

ULUSAL VE ULUSLARARASI BAŞARI
Tahsin Yarar, ürettiği kabak kemaneleri Türkiye'nin her bölgesine gönderirken, uluslararası arenada da adını duyurur. Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşayan bir Türk, Yarar’a internet üzerinden ulaştı ve kendisinden 2 adet 3 telli cura ve 2 adet kabak kemane sipariş etti. Yarar, kabak kemane dışında üç telli cura, dört telli cura, kısa sap bağlama, uzun sap bağlama ve divan sazı da yapmakta.

GELENEĞİN GELECEĞE TAŞINMASI
Yarar, üniversitelerin bu alanda daha aktif olmasını ve geleceğin gençlerine bu kültürün aktarılmasını istiyor. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’nde açılan Çalgı Yapımı bölümünün aktif hale getirilmesi gerektiğini belirten Yarar,
“Hayatında hiçbir çalgı görmemiş, kabak kemane görmemiş çocuklar geliyor. Onlara kabak kemane çalıyorum. Çok hoşlarına gidiyor, mutlu oluyorlar Her şey para değil. Şu meslek ya da kültür gelecek nesillere aktarılsın.” şeklinde konuştu.
