Türkiye, tarih öncesi dönemlerden günümüze kadar çok sayıda depremin meydana geldiği aktif bir deprem kuşağı üzerinde yer alıyor. 17 Ağustos 1999 Gölcük Depremi, saat 03.02’de meydana gelmiş ve moment büyüklüğü 7.6 olarak ölçülmüştü. Kocaeli, Sakarya, Düzce, İstanbul, Yalova ve Bolu illerinde yoğun şekilde hissedilen deprem, resmi rakamlara göre yaklaşık 20 bin kişinin hayatını kaybetmesine, 50 binden fazla kişinin ise yaralanmasına neden olmuştu. Felaket, Van ve Kahramanmaraş depremleriyle 12 ve 24 yıl sonra yeniden hatırlanmış oldu.
Sadece depremler değil, heyelan, taşkın, kaya düşmesi, obruklar, volkanik aktiviteler ve meteorolojik kökenli fırtına, aşırı sıcaklık, kuraklık ve yoğun kar yağışı gibi doğal olaylar da ülkemizde her yıl ciddi can ve mal kayıplarına yol açıyor. Son dönemde sıkça karşılaşılan orman yangınları da afetlerin çeşitliliğini ve etkilerini artırıyor. Türkiye, coğrafi ve iklimsel konumu nedeniyle bu tür doğa olaylarının etkisi altında yaşamaya devam ediyor.
ALTYAPIDA KIRILGANLIKLAR VAR
Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şubesi, 17 Ağustos 1999’dan bu yana geçen 26 yılda afetlere karşı toplumsal, sosyal, ekonomik ve teknik altyapıda ciddi kırılganlıklar olduğunu vurguladı. Yapılan çözüm ve düzenlemelerin çoğunlukla “yara sarma” niteliğinde kaldığını belirten oda, afet risklerinin etkin şekilde yönetilmesi gerektiğini açıkladı.
Açıklamada, afet risklerinin önceden belirlenmesi ve gerekli tedbirlerin zamanında alınması için “Afet ve Acil Durum Bakanlığı” kurulması gerektiği kaydedildi. Açıklamada, mevcut bakanlık düzeyine çıkarılmamış daire başkanlıklarının yetersiz kaldığı belirtilirken, yerel yönetimlerin çoğunun afet riskleri konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığı ifade edildi. Ayrıca, belediyelerde afetleri yönetmek üzere “Afet ve Risk Azaltma Daire Başkanlıkları” kurulmasının zorunlu hale gelmesi gerektiği vurgulandı.
TÜRKİYE RİSKLİ BİR BÖLGE
Türkiye’de Aydın, Balıkesir, Bingöl, Bolu, Burdur, Denizli, Erzincan, Erzurum, Eskişehir, Hakkâri, Hatay, Kahramanmaraş, Kayseri, Kocaeli, Konya, Manisa, Muğla, Osmaniye, Sakarya ve Tokat gibi fay hatları üzerinde bulunan kentler risk altında bulunuyor. Çok sayıda baraj, gölet, atık barajı ve kritik sanayi tesisi doğrudan fay zonları üzerine veya çok yakınına inşa edilmiş durumda. Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şubesi, bu uygulamalara derhal son verilmesi ve yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti.
ALINAN ÖNLEMLER YETERSİZ
JMO Antalya Şubesi, 17 Ağustos 1999’dan günümüze geçen süre zarfında doğa kaynaklı afetlere karşı alınan önlemlerin yetersiz olduğunu belirterek, etkin mevzuat altyapısı, güçlü kurumsal yapılanma, afet güvenliğini öncelikleyen ekonomi ve tedbirleri kararlılıkla uygulayan siyasetin gerekliliğine dikkat çekti. Afet farkındalığı yüksek bir toplum yaratmanın, can ve mal kayıplarını azaltmanın en temel yolu olduğu vurgulandı.