Antalya’da yaşayan emekli kimya mühendisi Sopiha Eyüpoğlu Ügümü, pandemi döneminde tanıştığı çakıl taşı sanatıyla beş yılda 100’ün üzerinde eser ortaya koydu. 30 yılı aşkın süredir kentte yaşayan Ügümü, evini küçük bir sergi salonu ve atölyeye dönüştürdü. Yaptığı eserleri evinde sergileyen Ügümü, çalışmalarının büyük ilgi gördüğünü söyledi.
ANTALYA ÇOK ZENGİN
Pandemi sırasında evde ne yapabileceğini araştırırken çakıl taşı sanatıyla tanıştığını belirten Ügümü, “Taşları çok severdim, bu sanat ilgimi çekti. Başlangıçta çok basit taşlarla yapıldığını gördüm. Bunu çeşitlendirmeye karar verdim. Antalya taş açısından çok zengin bir şehir. Lara’da farklı, Konyaaltı’nda farklı taşlar var. Bir gün yürürken fil kafasına benzeyen bir taş gördüm ve onu işleyerek bir fil figürü yaptım. Bu beni çok heyecanlandırdı” dedi.

KÜÇÜK BİR YANSIMASI
Ügümü, eserlerinin üretim sürecinin hikâyeye göre değiştiğini, zengin taş malzemesi varsa bir haftada bir eseri tamamlayabildiğini söyledi. Ügümü, “Eserlerimde doğayı çok yansıtıyorum. Bu eserler doğa sevgimin küçük bir yansıması. Görenler doğaya farklı bakıyor, bu da beni çok mutlu ediyor. İnsan ilişkilerini de işlerim. Çocuklar ve gençler özellikle ilgileniyor. Onlara daha çok hitap ediyorum.” diye konuştu.

BİRÇOK SERGİDE YER ALDI
Sanat yolculuğunda bugüne kadar birçok sergide yer aldığını belirten Ügümü, ilk sergisini Muratpaşa Fikret Okyar Sergi Salonu’nda açtığını söyledi. Ardından Trabzon’da düzenlenen uluslararası bir sanat festivaline katıldığını ifade eden Ügümü, son sergisini ise Antalya Kültür Yolu Festivali kapsamında Etnografya Müzesi’nde gerçekleştirdi.
BENİM İÇİN AYRI BİR HİKÂYE
Antalya Körfez Gazetesi muhabiri Ertuğrul Gün'ün haberine göre Ügümü, yaptığı eserlerle insanların doğayı ve taşları daha farklı görmeye başladığını belirterek, “Görenler kendileri de yapmak istiyor. Bu sanat biraz yetenek, ama en önemlisi sevgi. Bir insan doğayı seviyorsa yapabilir. Beş yıl içinde 100’den fazla eser ortaya koydum ve her biri benim için ayrı bir hikâye.” dedi.





