Antalya Kent Konseyi tarafından, 200’ün üzerinde paydaşın katkısıyla hazırlanan ve 12 Mart 2025 tarihinde açılışı yapılan 21. Yüzyılda Antalya Çalıştayı kapsamında düzenlenen “Kentsel Çevre Sorunları ve Yaşam Kalitesi” başlıklı oturum gerçekleştirildi. Antalya Kent Konseyi toplantı salonunda gerçekleştirilen oturumda kentin karşı karşıya olduğu çevresel sorunlar, yaşam kalitesine etkileri ve çözüm önerileri ele alındı. Oturumun başkanlığını Akdeniz Üniversitesi’nden Doç. Dr. Nilüfer Gürer üstlendi.
BİRÇOK SUNUM YAPILDI
Program kapsamında, kamu kurumları, akademi ve meslek odalarından uzman isimler sunumlar yaptı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nden Dr. Nilgün Akbulut Çoban “Gürültü Kirliliği Yönetimi”, Doç. Dr. Güray Doğan ise “Hava Kirliliğinin Kaynakları ve Etkileri” konularını gündeme taşıdı. Kentteki görüntü kirliliğinden, imar planı kaynaklı sorunlara, ulaşım, kamusal alan işgalleri ve kurakçıl peyzaj gibi pek çok başlık masaya yatırıldı.
YILLARDIR GÜNDEMDE TUTUYORUZ
Oturumun açılış konuşmasını gerçekleştiren Antalya Kent Konseyi Başkanı Semanur Kurt, çevresel sorunların kent yaşamındaki etkilerini yıllardır gündemlerinde tuttuklarını belirtti. Konuşmasında, “Her çalıştayın konusu çok değerli. İlk sivil toplum hareketleri, çevre felaketleri sonrasında ortaya çıkmıştı. Dünya genelinde çevreye dair birçok zirve yapılıyor, ancak zaman içinde yalnızca çevre değil; sosyal, ekonomik ve yoksulluk gibi başka boyutlar da bu tartışmalara dahil oldu” dedi.
ORTADAN KALDIRILMASI GEREKİYOR
Antalya Kent Konseyi’nin 28 yılı aşkın süredir çevre sorunlarını gündemine aldığını vurgulayan Kurt, “Kaldırım işgalleri, trafik sorunları, yaya yolları, bisiklet yolları, yeşil alanlar, su kaynakları gibi pek çok başlığı defalarca gündeme taşıdık. Ancak ne yazık ki bu şehirde sürdürülebilir bir model hâlâ oluşturulmuş değil. Güvenilir sit alanları koruma altına alınmalı diyoruz, ama bazen bu alanlar bile talana açık hale getirilebiliyor. Yaşam kalitemizin yükselmesi için çevrenin olumsuz etkilerinin ortadan kaldırılması gerekiyor” diye konuştu.
DOĞAL PEYZAJ BÜYÜK BİR TEHDİT ALTINDA
Kurt, artan nüfusun kente çok boyutlu bir baskı oluşturduğunu ifade ederek, “Konyaaltı sahili için ‘Antalya’nın gerdanlığı’ diyoruz ama bu alanın her geçen gün işgal edildiğini gözlemliyoruz. Dağlarımız, ormanlarımız, doğal peyzajımız büyük bir tehdit altında. Tüm bu başlıklar yaşam kalitesinin doğrudan bileşenleridir” ifadelerini kullandı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nden Dr. Nilgün Akbulut Çoban, yaptığı sunumda gürültünün insan sağlığı üzerindeki etkilerini ve Antalya’da yürütülen çalışmaları detaylarıyla paylaştı.
HASTALIKLARA NEDEN OLABİLİR
Çoban, gürültünün çoğu zaman göz ardı edilen ancak uzun vadede ciddi sağlık sorunlarına neden olabilen bir çevre kirliliği türü olduğuna dikkat çekti. “Aşırı düzeyde gürültüye maruz kalmak; stres, uyku bozuklukları ve hatta kalp hastalıklarına kadar birçok sağlık sorununa yol açabiliyor” diyen Çoban, bu kirlilik türünün etkilerinin ilk etapta fark edilmediğini, ancak zamanla yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürdüğünü ifade etti.
EN ÇOK MESAİ GÜRÜLTÜYE
Antalya’da günlük olarak 2-3 gürültü denetimi gerçekleştirdiklerini belirten Çoban, eğlence mekanlarından gelen şikâyetlerin yoğunluğuna dikkat çekti. “En çok mesaiyi gürültü şikayetlerine ayırıyoruz. Sınır değerlerin aşılması ya da ruhsatsız faaliyet yürütülmesi durumunda yaptırım uyguluyoruz. Ancak bilgilendirmelere rağmen kurallara uymayan işletmelerle karşılaşıyoruz” dedi.
HAYATİ ÖNEME SAHİP
Kentte 2020 yılında hazırlıklarına başlanan gürültü eylem planının Çevre Bakanlığı’na sunulduğunu ve onay sürecinde olduğunu açıklayan Çoban, havalimanı gibi büyük ölçekli gürültü kaynaklarına yönelik özel planlamaların da yapıldığını belirtti. Gürültüye karşı bariyerler, sessiz alanlar ve işitsel peyzaj gibi uygulamaların önemine değinen Çoban, kamu katılımının da bu süreçte hayati olduğunu söyledi.
PERSONEL SAYISINI ARTTIRALIM
Antalya’nın güçlü yönleri arasında stratejik gürültü haritasının bulunması ve eylem planının hazırlanmış olmasını gösteren Çoban, zayıf yönler olarak ise sektörel farkındalık eksikliği, yalıtım yetersizliği ve denetim için personel sayısının azlığını sıraladı. Antalya’nın artan göçle birlikte bu alandaki tehditlere daha açık hale geldiğini vurgulayan Çoban, denetimlerin artırılması ve kamuoyunun bilinçlendirilmesi gerektiğini kaydetti. Çoban 2024 yılında en fazla denetimin gürültü kirliliğine ayrıldığını ifade ederek, bu alanda 600’den fazla denetim yaptıklarını ve şikayetlerin gece saatlerinde daha çok geldiğini sözlerine ekledi.
