Türkiye’de 2020 yılında 31 milyon 196 bin ton sebze üretilmiştir. Bu üretimin 22 bin 677 bin tonu açıkta, 8 milyon 519 bin tonu örtü altında üretilmiştir. Toplam örtü altı varlığımız 839 bin 705 dekara ulaşmıştır. Türkiye, örtü altı varlığı bakımından dünyada ilk dört ülke arasında, Avrupa’da ise İspanya’nın ardından ikinci sırada yer almaktadır.
Türkiye’nin örtü altı bitkisel üretim değeri yaklaşık 10 milyar TL’dir.
Antalya örtü altı sebze ve meyve üretiminde % 47’lik payla (4,012 milyon ton) Türkiye birincisidir.
Antalya’yı sırasıyla, Mersin % 16 (1,2 milyon ton), Adana % 13 (1 milyon ton) ve Muğla % 9 (690 bin ton) illeri takip etmektedir. Bu 4 ildeki toplam örtü altı üretimimiz yaklaşık 6,7 milyon ton ile ülkemiz toplam örtü altı üretiminin yaklaşık % 86’sını oluşturmaktadır.
II. Antalya’da Çiftçinin Darboğazı
Konuya doğrudan bir saptamayla girmekte fayda var. Üretim miktarı fazla olmasına karşın Antalya çiftçisi para kazanamamaktadır. Bunun temel sebeplerini başlık başlık ele almakta fayda var.
A- Üretim Sürecinde Yaşanan Sorunlar
• Zararlı Zirai İlaç Kalıntıları
Antalya çiftçisinin yetiştirdiği sebze ve meyvelerin kalitesi rakip ülkelerin İspanya, Hollanda, İran, Mısır’dan daha iyidir ancak az sayıdaki çiftçi zaman zaman ilaç kalıntılı ürünleri üretici toptancı hallerine satılmak üzere getirmektedir. İlaç kalıntılı sebze ve meyvelerin ihracatı yapılınca Türkiye’nin imajı zedeleniyor, ihracatçı zarar ediyor, mallar imha edildiği için milli servet kayboluyor. Bunun sonucunda da sadece dış pazar kaybedilmiyor. Üretici de kaybediyor. Çözüm, devletin yapması gereken; “İyi Tarım” uygulamalarını zorunlu hale getirmek ve yetişecek olan ürünün fide aşamasından, tüketiciye ulaşıncaya kadarki sürecinin izlenebilirliğini sağlamaktır.
Bu nasıl yapılacak?
a- Tarım il ve ilçe müdürlükleri karantina ve bitki koruma bölümündeki ziraat mühendislerini sahaya indirecek. Çiftçinin fideciden aldığı sebze fidesinin sağlıklı olup olmadığının onayını verecek eğer fidede sorun varsa çiftçi o fideyi almayarak zarardan kurtulacak.
Belli periyotlarla üretim yapılan seralarda toprak, yaprak ve ürünlerde analiz yaparak ilaç kalıntısı olup olmadığını kontrol edecekler.
Son olarak üretici haline gelen ürünlerden numune alarak ilaç kalıntısı olup olmadığının analizini yapacaklar. Bu uygulamalar yapıldığı takdirde ithalatçı hiçbir ülke Türk sebze meyvesinde ilaç kalıntısı var diyemez.
b- Avrupa’da kullanımı yasaklanan zirai ilaçların eş zamanlı olarak Türkiye’de de üretimi, ithalatı ve kullanımı yasaklanmalı. Mevcut uygulamada Türkiye’deki yasaklamalar Avrupa’dan birkaç yıl sonra gerçekleşmektedir.