Tarım insanoğlunun en temel ihtiyaçlarından birisini karşılaması bakımından oldukça stratejik bir sektördür. Dünya nüfusunun 20. yüzyılın başından bu yana 1,6 milyar düzeyinden 7,6 milyara kadar yükselmiş olması ve kişibaşı tarımsal tüketimin önemli oranda artması, bir taraftan tarımsal üretimde yaşanangenişleme ve verimlilik artışı ile mümkün olurken, diğer taraftan da tarım sektörünü giderek daha fazla zorlamaya başlamıştır.

Dahası Sanayi Devrimi öncesindeki dönemin tersine bugün dünyanın büyük bir bölümünde insanların şehirlerdeyaşadığınıdüşünürsek tarımsal üretim daha da stratejik açıdan ele alınması gerekmektedir. Bu durum tarımsal üretimin yanı sıra şehirlerdeyaşayan insanların tarımsal ürünlere verimli ve etkin bir şekildeerişebilmesinin de ne kadar önemli bir noktada olduğunu gözler önüne sermektedir.

“Bir Çiftçinin Gözünden Antalya Tarım Sorunları ve Çözüm Önerileri Raporu”nu hazırlama motivasyonumun arkasında temelde bu perspektif yer almaktadır. Özellikle sorunun içinde yaşayanlar, tarım sektöründe çiftçiler tarımın insanların yaşamlarını sürdürebilmeleri noktasında kritik bir öneme sahip olduğunun daha çok bilincindedir. Ve dolayısıyla tarımın ciddi oranda eksik rekabet özellikleri gösteren piyasa ekonomisinin inisiyati ne bırakılmayacak derecede stratejik bir sektör olduğununun, devletin merkezi bir planlamayla bütünsel üretimi, ülkenin ihtiyacına göre şekillendirmesinin bir ihtiyaç olduğunun farkındadırlar.

Bu açıdan sürdürülebilir stratejik bir orta ve uzun vadeli plan çerçevesinde tarım sektörünün devlet tarafından yönlendirilmesi ve planlanması gerekmektedir. Özellikle Covid-19 salgınıyla insanlığınyaşadığı kriz, milli tarımın ve üretimin yaşamsal öneme sahip olduğunu tüm ciddiyetiyle göstermiştir.

Bu rapor ile özellikle Antalya’da yaşanan tarımsal sorunlara dikkat çekmek istedim. Bölgede on yıllar içinde oluşmuş deneyimimle yaşadıklarımı, sorunlarımızı ve çözüm önerilerimi bir rapor haline getirerek yine “KoranavirüsPandemisi” sonrası daha da önemli bir duruma gelecek tarımsal üretimin ülkemiz için ne kadar stratejik bir unsur olduğunu Antalya özelinde belgelemek istedim. Herkesin bildiği gibi yeni dünya düzeninde; tarımsal üretimde de kendi kendine yetebilme meselesi aynı zamanda da bağımsız olabilme ve kalabilme yetisidir.

İnanıyorum ki kuruluş yıllarında üretim devrimiyle birlikte tarımda kendi kendine yetebilen ve üretim hamleleriyle stratejik tarım ürünleri ihracat eden Cumhuriyetimiz; ikinci yüzyılında yeniden tarımda da kuruluşun görkemini halkın iktidarıyla tekrar yaşayacaktır.

Raporum, kaçınılmaz olarak gelecek o aydınlık günlere hazırlık için kendi payımdan, bir çiftçinin bilimsel bakış açısıyla oluşmuş bir katkıdır. Bu çerçevede Türkiye’de tarımı birçok boyutta ele alan ve çözüm önerileri sunan bu çalışmanın politika yapıcılar ve konuyla ilgili kurum, kuruluş, araştırmacılar için faydalı olmasını, nihayetinde de Cumhuriyet Halk Partisi’nin ve cumhuriyetin sürdürülebilir ekonomi bağlamında tarım politikalarına katkı sağlamasını ümit ediyorum.

Tarımın dünyadaki ve ülkemizdeki önemini pandemi ile daha iyi anladığımız bir dönemden geçiyoruz. Her ülkenin kendisi için stratejik ürünleri olası bir krizde sıkıntıya düşmemek için stokladıkları, uzun vade için üretim planlaması yaptıkları görülüyor. Ülkemizde de bu durumun plansızlık içinde ilerlediği net bir gerçeklik olarak karşımızda durmaktadır.

Ülkemizde çiftçi para kazanamadığı için tarımsal üretimden adeta vazgeçti. Ve bunun sonucu olarak birçok ürünü üretim değerinden daha pahalıya ithal ediyoruz. Ülkemizin ihtiyacı tarımda merkezi üretim planlaması ile üretimi arttırıp hem ülkemizin ihtiyacını karşılamak, hem de tarımda ihracat pazarı olan ürünlerin üretimini teşvik ederek, kriz döneminde ülke ekonomisine katkı sağlamak olmalıdır. Pandemi döneminde tüm sektörler devre dışı kalabiliyorken (Turizm, restoranlar, kafeler) tarımsal üretiminin önünde hiçbir engel olmadığı durumda bile tarım sektörüne yönelik teşvik ve planlama yoksunluğu nedeniyle üretici krizle karşıkarşıyabırakılmıştır.

Rapor için yaptığımaraştırmada, siyasal iktidarın tüm bu boş vermişliğinerağmen tarımsal üretimden vazgeçilemediğini gördüm. Tarımsal üretimin en önemli bölgelerinden biri Akdeniz bölgemiz ve Antalya da tarımda Türkiye’nin özellikle yaş sebze ve meyvede önemli bir tarım şehridir. Raporumuz bunu net bir şekilde göstermektedir. Lakin çiftçilerimizin tüm çabalarına rağmen, savruk tarım politikası, istikrasız dış politika ve stratejik ürünlere planlı teşvikin verilememesinden kaynaklı hem ulusal hem de uluslararası düzlemde tarımsal üretimimiz hak ettiği yeri alamamaktadır.

Türkiye ve Antalya tarımında yaşanan sorunları yansıtmak, sorunların çözümüne ışık tutmak ve sürdürülebilir bir tarım politikası oluşturabilmek için bu raporu birçok paydaşla bir araya gelerek hazırladım. Konunun çok farklı boyutlarını Antalya’da

hem oda, borsa hem de sivil toplum kuruluşlarınınbaşkan ve yöneticileriyle ayrıntılı bir biçimde müzakere ettim, görüş ve önerilerini aldım. Tarım sektörünün tüm bileşenlerinin ortak aklını ve taleplerini rapora yansıtmaya çalıştım. Bu bağlamdaçalışma özellikle Antalya’da tarımın yarınları için önemli veriler ve görüşler barındırmaktadır.

Antalya’da çiftçinin yaşadığı dar boğazı,hem üretim süreci hem de üretimin planlanması ve üretim maliyetlerinin düşürülmesi, toprak ıslah çalışmaları gibi birçok açıdan detaylandırırken, devlet destekleriyle, zirai kazançların vergilendirilmesi boyutlarını da çalışmada ele aldım. Ayrıca narenciye ve örtü altı sebze ihracat sorunları, dış ilişkilerdeatılması gereken adımlar, hayvancılık ve alternatif ürünlerde genel durum ve hangi adımların atılması gerektiğine de yer verdim. Hemen her başlıkta yer alan gra k ve tablolarla desteklenmiş en güncel istatistiki veriler, çalışmanın ayrı bir zenginliğinioluşturuyor.

Bunların dışında CHP Parti programında yer verilen tarım perspektini de sunduğum çözüm önerileriyle taşıdıkları paralellikleri göstermek için birçok bölüme doğrudan aktardım. Alıntıları tek tek belirttim. CHP’nin Türkiye’de çiftçi, tarım dostu politikalarının, çözüm önerilerinin temel sorunlara nasıl yanıt verdiğini ve çalışmamın temel dayanaklarından birini de oluşturduğunu göstermek istedim.

Ülkelerin gelişmişlik düzeyinin, sahip oldukları kaynaklardan çok, doğru hazırlanan ve iyi uygulanan ekonomi politikalarından etkilendiğigerçeğini unutmadan, tarım politikalarının önemini ve uygulamalarını ön plana almalıyız. Bu çalışmanın temel amaçlarından biri de Türkiye tarımının problemlerine, Cumhuriyetimizin İkinci Yüzyılında CHP’nin iktidar perspektidoğrultusunda çözümler üretmesine katkı sağlamak ve oluşturulması gereken tarım politikalarını sürdürülebilir ekonomi açısından çok yönlü ve çözümlü yeni bir bakış açısıyla irdelemektir.

KEMAL BİLAL ÖNER’İN ÖZGEÇMİŞİ

Antalya’nın Kumluca ilçesinde doğdu. İlk, orta, lise eğitimimi Antalya’da yaptıktan sonra üniversite eğitimini Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü’nde tamamladı. Vatani görevinin ardından iş hayatına Sümerbank mağazaları Kumluca bayiliğini alarak başladı. Daha sonra tarım sektöründe sebze ve narenciye ticareti yaptı. Büyük hipermarket zincirlerinin narenciye ve sebze tedarikçisi oldu.

Halen tarım sektöründe ailesinden kalan tarım arazilerinde çiftçilik yapıyor.

CHP’de aktif siyasete 2009 yılında Kumluca’da İl Genel Meclisi Üyesi Adayı olarak başladı. 2009-2014 yıllarında CHP ile bağını koparmadan sade bir üye olarak çalıştı. 2014 yılında olağanüstü ilçe kongresinde Kumluca İlçe Yönetim Kurulu üyeliğine seçildi. 2015 yılında Kumluca İlçe Başkanı’nın istifasının ardından yönetim kurulu üyelerinin oybirliği ile ilçe başkanı seçildi. 29 Kasım 2015’te tek aday olarak katıldığı olağan kongrede delegelerin oy birliğiyle Kumluca CHP İlçe Başkanı seçilen Öner, 2017 yılında yeniden aynı göreve getirildi.

CHP’nin 19’uncu, 35’inci ve 36’ncı büyük kurultaylarında kurultay delegesi olarak Antalya’yı temsil eden Öner, 24 Haziran 2018 tarihinde yapılan erken genel seçim ve Cumhurbaşkanlığı seçimi dolayısıyla 26 Nisan 2018 tarihinde ı̇lçe başkanlığı görevinden istifa ederek Cumhuriyet Halk Partisi’nden 27. Dönem 11’inci sıra Antalya milletvekili adayı oldu.

Kumluca Ticaret ve Sanayi Odası (KUTSO) ile Kumluca Ziraat Odası üyesi olan Öner, 2004-2009 yıllarında Kumluca Gönüllüleri Derneği Başkanlığı görevinde bulunarak Kumlucalı gençlere yönelik birçok sosyal yardım ve kültürel faaliyetlere imza attı.

Kemal Bilal Öner, evli ve bir kız babasıdır.