“Canımı yakanlardan intikam almayı düşünmedim hiç, hayat benden daha yaratıcı.” Simone de Beauvoir
Bir futbol maçında, pankart açmışlar; “Doğum normal, normal doğum olmalı” diye. Kadınlar bunu protesto ettiler, Antalya Kadın Danışma Merkezi/ Dayanışma Derneği de basın açıklaması yaptı. Bu konu es geçilemezdi. Protesto eden bir grubun elinde “Normal doğumu sen yap” yazan bir pankart vardı ve çok haklıydı.
Doğum yapabilmek, bir üstünlük olmalıyken, bazı kesimler sanki utanılması gerekiyor gibi davranışlar sergiliyor. Kadın; ister doğursun, isterse doğurmamayı seçsin, o birçok açıdan zaten üstündür ama buna karşın kadınlar, hiçbir zaman üstünlük istemez, eşitlik ister, bunun için mücadele ederler, ediyorlar.
Kadından doğan erkekleri, doğum her zaman rahatsız etmiştir. Elbette “erkekler” derken kimleri kastettiğimi herkes biliyor. Eşi doğum yaparken ona destek olmak için doğuma giren, bebeğini büyütürken sorumluluk duyanlara sözüm yok, onlar alınmasınlar.
Doğum; uzmanların söylediğine göre, sekiz kemiğin aynı anda kırılmasının acısıdır. Bunca acıya dayanıp doğum yapan kadına saygılı davranmak yerine, bir de “Neden kız doğurdun? Neden sezaryenle doğum yapmak istedin? Benim istediğim yöntemle doğuracaksın!” diyebilecek kadar ileri giden erkeklere ben bir şey demeyeyim siz deyiniz. Kadın bedeniyle uğraşmaya doyamayan sistemi siz eleştiriniz. Kadının doğurması, doğurmaması, nasıl doğum yapacağı konuları, yalnızca kadını ilgilendirmeli. Karar yalnızca kadının olmalı, başka türlüsü düşünülemez bile.
Yüzlerce yıldır kadının giyinmesi, davranışı, nasıl yaşaması gerektiği gibi saçma sapan düşünceler kadına dayatılıyor. Yine yüzlerce yıldır kadın, bunlar için mücadele ediyor. İnsan olabilmeyi başaran böylesi düşünceleri savunmaz, kadına destek olur, onların eylemini, söylemini destekler. Bunun aksi insanlık suçu olmalıdır. Ayrıca kadını aşağılayan, haklarını gasp etmeye çalışan davranışı birileri kendilerine nasıl yakıştırıyor şaşıyorum. Onlar, başka dünyadan mı geldiler, yoksa yumurtadan yeni mi çıktılar? Kadının haklarına kavuştuğu, bu dünyada mutlu, huzurlu olduğu kadardır yaşam. Kadın mutluysa erkek mutlu olabilir, kadın huzurluysa erkek de huzurlu olabilir. Aksini düşünen, çarpık düşünce ortaçağa göre bile gerilerde kalır. Dünyanın neresinde olursa olsun, kadının insan haklarına saygı duyulmuyorsa, kadınlar buna karşı dururlar, durmalıdırlar. Kimse, kadının nasıl yaşayacağı hakkında keyfi kararlar almaya kalkmamalıdır. Her insan eşit doğar, eşit yaşamalıdır…”Aslan, ceylan, sırtlan, zebra aynı yöne koşuyorsa, orman yanıyor demektir.”