Yaş Sebze ve Meyveye Katma Değer Katarak İhracat Yapma

• Kurutulmuş, dondurulmuş, konserve, suyu çıkartılmış, salça edilmiş sebze ve meyvelerde Rusya pazarında payımız bindelik düzeylerde. Türkiye artık yaş sebze meyve üretimi yanında bu ürünleri işleyerek sanayi ürünlerine yönelmelidir. Konserve, salça, kurutulmuş meyve-sebze, dondurulmuş meyve-sebze, meyve suları, turşular üreterek Rusya pazarında yerini almalıdır.

• Yaş sebze üretiminde birinci olan Antalya bölgesinde yaş sebzeleri işleyerek gıda üretecek tesisler kuracak yatırımcılar teşvik edilmelidir.

İyi Tarım Uygulamaları

• Avrupa’da ihracatta etkili olabilmek için market zincirlerine girmek çok önemli. Bunun için de üreticilerimizin EURUPGAP sertifikası almaları gerekmektedir.

• Çiftçilerimiz EURUPGAP sertifika almaları hem alt yapı hazırlığı maliyetinin, hem de sertifika veren kuruluşların sertifika ücretlerinin yüksek olması nedeni ile bu sertifikaları alamamaktadır. Devlet EURUPGAP sertifikasının %50’sini karşılayarak zorunlu hale getirmelidir.

Nakliye

Türkiye ihraç ettiği yaş sebze ve meyveyi konumu itibari ile kara, deniz ve hava yolu taşımacılığını kullanarak en kısa sürede son noktaya ulaştırabilir. Ancak her üç ulaşım şeklinde de çözmesi gereken sorunlar vardır;

Karayolu Taşımacılığı

• Türkiye Rusya ile yapacağı anlaşmalarda tır araçları için transit geçiş belgesi (dozvola) sayısını arttırmalıdır. Rusya’nın dışında Avrupa ülkelerine yapılan ihracatta da dozvola sorunu yaşanmaktadır. Dozvola sorunu yaşanan ülkelerle bu sorunun çözülmesi gerekir.

Havayolu Taşımacılığı

• Yaş sebze ve meyvenin kısa sürede bozulmasından dolayı ihracatın karayolu ile yapılmasının zor olduğu ülkelere hava kargo taşımacılığı ile ihracat gerçekleştirilmelidir. Yaş sebze ve meyvenin havayolu ile yapılabilmesi için hava kargo maliyetlerinin düşürülmesi gerekmektedir. Öncelikle Atıl durumda olan Gazipaşa ve Isparta hava limanları kargo taşımacılığına uygun alt yapı çalışmaları yapılarak aktif hale getirilmelidir. Kargo uçak şirketleri fiyat belirlerken dönüş maliyetlerini de ekleyerek fiyat vermektedir. Türkiye hava kargo şirketlerine dönüş yükü garantili bir sistem kurabilir. Bunun da yolu ithal ettiği ürünlerin hava kargo ile Türkiye’ye gelmesini sağlamaktır. Ya da yaş sebze meyve ihracatında hava taşımacılığını kg başına sübvanse etmektir.

Denizyolu Taşımacılığı

• İhracatta deniz yolunun kullanılabilmesi için öncelikle devletin hem Türkiye limanlarında hem de yurtdışı pazar limanlarında lojistik desteği sağlayacak alt yapıyı kurması gerekmektedir.

• Antalya limanından da yaş sebze ve meyve ihracatının yapılabilmesi için konteyner terminali, konteynerlerin yükleninceye kadar konteyner içindeki sebzelerin bozulmaması için konteynerlerin soğutulacağı soğuk hava depoları yapılmalıdır.

• Devlet yaş sebze ve meyve ihracatına uygun konteyner terminalini, ya kendisi yapmalı ya da yatırımı yapacak Türk operatörlere ve Türk deniz taşımacılık şirketlerine teşvik vererek Antalya limanını yaş sebze meyve ihracatına uygun hale getirmelidir.

• En büyük yaş sebze meyve pazarımız olan Rusya Federasyonunun Novorossiysk, Gelincik ve Tuapse, Soçhi/Adler, Taman ve Kavkaz limanlarında Türkiye yaş sebze ve meyve ye uygun terminal yatırımları yapmalıdır. Rusya limanlarında terminalleri ve soğuk hava depoların yapılması sonucunda yaş sebze ve meyveler gemide bekletilmeden soğuk hava deposuna alınarak, Rusya federasyonu karantina teşkilatı tarafından kontrol ve inceleme işlemleri bitinceye kadar bozulmadan korunabilir.

• Avrupa ülkelerine ihracat yapabilmek için İtalya ve Fransa limanlarına Türkiye’nin yaş sebze meyveye uygun terminal ve lojistik yatırımları yapmalı veya yapacak Türk şirketlerini teşvik etmelidir.

• Karadeniz de kıyısı olan ülkelere gidecek olan yaş sebze ve meyve taşıyan konteyner gemilerine boğaz trafiğinde öncelik verilerek malların bozulmadan boşaltmanın yapılacağı limana zaman kaybı yaşanmadan ulaşımı sağlanmalıdır.

Devlet Destekleri

Avrupa Birliği

• Avrupa Birliği ülkelerinin kendi aralarında mal alışverişlerinde gümrük oranı sıfır olduğundan ve ülkelerin birbirlerine yakın olmalarından dolayı nakliye giderlerinin az olmasından dolayı Türk ihracatçıların rekabet şansı azalmaktadır. Çözüm olarak Türkiye’nin ilk hedefi AB’ne girmek olmalıdır. AB’ye girinceye kadar ihracatçının ödediği gümrük vergilerini sübvanse edilmeli. Türkiye AB’ne girince gümrük vergisi muafiyetinden dolayı ihracatçının rekabet gücü artacaktır. Dolayısı ile çiftçi daha çok kazanacaktır.

Destekleme Primi

• İhracatçıya dış piyasada rekabet edebilmesi için ihraç ettiği yaş sebze ve meyvede kilogram başına destekleme primi vermelidir. Yıllar öncesi tonda

100 dolar teşvik verilmekteydi. Bu teşvikler tekrar uygulanmaya konsa ihracat artar, pazarda arz fazlası mal kalmaz ve çiftçi para kazanır.

• İhracatçıya destek primi uygulaması devlete zarar değil kazanç sağlar. Şöyle ki; İhracatın artması ile sektörde işçiye ihtiyaç olacağında işsizlik oranının düşmesini sağlar. Ambalaj sanayiinde üretim artışı olur, nakliye sektörü canlanır kısaca yaş sebze meyvenin ihracatı ile ilgili tüm sektörlerde katma değer yaratılır.

Bu durum ülkeye vergi kazancı sağlar. Verilen primden daha çok vergi kazancı sağlanır.

Antalya Kırsalda Tarım ve Kalkınma

• Köylülerin sosyal güvenlik primlerinin ödenmesi devlet köyde yaşayanlara ve kente göçenlere köye geri dönmeleri ve köyde planlı üretim yapmaları şartı ile sosyal güvence primlerini yatırsa o kişilerin sağlıktan ücretsiz yararlanmalarını ve zamanı gelince emeklilik haklarını alacaklarının garantisini vererek köyden kente göçü önleyebilir.

• Orman özelliğini yitirmiş arazileri satmak yerine o arazileri devletin planladığı ürünleri yetiştirme şartı ve mülkiyeti devlette kalmak şartı ile kullanım hakkını orman köylüsüne vermelidir.

• Devlet sulama projelerini hayata geçirerek sulu tarım yapılabilecek köylerde tarım uygulamalarını başlatabilmelidir.

Hayvancılık

• Teşvikler ilbazındadeğilherilçeningelirkaynaklarına göre yeniden düzenlenmelidir. Antalya’nın deniz ile bağlantısı olmayan, turizm geliri olmayan Akseki, İbradı, Gündoğmuş, Elmalı ve Korkuteli’nin gelir kaynakları hayvancılık ve tarıma bağlı olmasına karşılık hayvan yatırımcılığı teşviklerinden yararlanmaları sağlanmalıdır.

• Yem maliyetlerinin yüksek olması sebebi ile besicilerimiz ve süt üreticilerimiz para kazanamamaktadırlar. Devletin süt üreticilerine ve besicilere verdiği destekleme primleri yetersizdir. Destekleme primleri üretim maliyetlerine orantılı olacak şekilde verilmelidir.

• Hayvancı örgütlenmeleri teşvik edilmeli ve desteklenmelidir. Bu örgütler üreticilerin kendi ürünlerinin fiyatı ve alım koşulları ile girdi temininde söz sahibi olabilecek şartlara kavuşturulmalıdır.

• Et ve Süt Kurumu (ESK) ithalat değil, piyasaya müdahale edebilecek bir kurum haline getirilmelidir. Kırmızı et ithalatı kısıtlanmalıdır.

• Büyükbaş ve küçükbaş hayvancılıkta büyük ölçekli işletmelerin kurulması ve yaygınlaşmasını teşvik etmek yerine; küçük, orta boy girişimciler desteklenmelidir. Öncelikle meralardan etkin bir şekilde yararlanmalı, hayvan sayısı arttırılmalıdır. Böylelikle hem üretim tabana yayılacak hem de et üretimini artıracak kaynak oluşturulacaktır.

• Meralar ıslah edilmeli, mera ve tarım arazilerinin amaç dışı kullanımına asla izin verilmemeli; bu alanlar hiçbir gerekçe ile yapılaşmaya açılmamalıdırr.

Alternatif Ürünler

• Antalya ve ilçelerinde iklim ve toprak özellikleri yönüyle dış ticaret açığı verdiğimiz zeytin, badem, ceviz, keçiboynuzu alternatif ürün olarak üretimi yapılması uygun çeşitlerdir. Ayrıca tarım arazilerini sulamak için su kaynakları kıt olan Elmalı, Korkuteli, Akseki için çok su istemeyen üzüm iyi bir alternatif üretim kaynağıdır. Aynı durum Kaş ve İbradı için de geçerlidir bu yönde teşvik edilmelidir.

İklim Değişiklikleri ve Tarımsal Sulamada Çözüm Yolları

• Tarımsal sulama planlaması yapılmalıdır Antalya’nın 410 bin hektar tarım alanlarının %58’i olan 240 bin hektarın sulanamadığını görüyoruz. Öncelikle Antalya ve ilçelerinde tarımsal sulama planlaması yeniden yapılmalıdır. Sulamanın yapılabileceği alanlar belirlenmeli ve bu alanlara sulu tarıma uygun tarımsal üretim planlaması yapılmalıdır. Suyun kesinlikle götürülmesinin mümkün olmayacağı tarım alanlarına ise kış yağmurlarının yeteceği su ile yetişen meyve ağaçları dikilmelidir. Keçi boynuzu, badem, üzüm gibi.

• Gölet ve barajlar yapılmalıdır. Antalya’nın ilçelerinde gölet ve baraj yapılabilecek her yere ivedilikle göletler ve barajlar yapılarak, mevcut gölet ve barajların duvarları yükseltilerek toplanacak su miktarını arttırılmalıdır.

• Kapalı devre sulama sistemine geçilmelidir. Tüm ilçeler de tarımsal sulama kapalı devre sulama sistemi ile yapılmalıdır. Suyun kapalı borularla taşınması ile açık sistemde oluşan su kayıpları önlenerek suyun rantabl şekilde kullanılması sağlanacaktır.

• Sulama maliyetleri düşürülmelidir. Sulama maliyetleri çok yüksek sulama birlikleri dekara ilçeye göre yıllık 80 TL ile 250 TL aidat almaktadır. Sulama giderleri açık alan arazilerde üretim maliyetleri çok artmasına sebep olmaktadır.