TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde yaptığı kapsamlı açıklamayla çevre politikalarının iflas ettiğini ve Türkiye’nin doğal varlıklarının her geçen gün geri dönülemez biçimde tahrip edildiğini kaydetti. ‘Bir Felaketin Eşiğindeyiz’ başlığıyla yayınlanan bildiride, çevre mühendislerinin uyarıları yıllardır dikkate alınmadığı için ülkenin ciddi bir çevresel yıkımla karşı karşıya kaldığı vurgulandı.
"TARIM ARAZİLERİ, ORMANLAR, SULAR VE MERALAR TEHLİKE ALTINDA”
Oda tarafından yapılan açıklamada, sürdürülebilir olmayan madencilik faaliyetleri, plansız sanayileşme, denetimsiz yapılaşma ve iklim değişikliği gibi etkenlerin çevre felaketlerini tetiklediği belirtildi. Ormanların, zeytinliklerin, meraların ve verimli tarım arazilerinin rant projeleri uğruna feda edildiği, özellikle sanayi ve şehirleşme baskısıyla betonlaşmanın geri dönüşü olmayan zararlar doğurduğu ifade edildi.
İÇME SUYU VE ATIKSU ALTYAPISINDA CİDDİ RİSKLER
Açıklamada, içme suyu ve atıksu arıtma altyapısındaki yetersizliklerin halk sağlığı için büyük tehdit oluşturduğu vurgulandı. Bazı bölgelerde hala asbestli boruların kullanımda olduğuna dikkat çeken ÇMO, bu durumun su kaynaklarının kirlenmesine ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini bildirdi.
ÇEVRE MÜHENDİSLERİNİN ROLÜ YOK SAYILIYOR
Oda, çevre mühendislerinin sadece ‘belge düzenleyen’ konumuna indirgenmesini eleştirerek, karar alma süreçlerinde aktif görev almalarının zorunluluk olduğunu belirtti. Açıklamada, "Çevre mühendislerinin bilimsel bilgi ve deneyimi, mevzuatın hazırlanmasından denetime kadar tüm süreçlerde değerlendirilmeli" çağrısı yapıldı.
DENETİM MEKANİZMALARI BAĞIMSIZ OLMALI
Çevre Mühendisleri Odası, denetim sisteminin siyasi ve ekonomik baskılardan arındırılması gerektiğini belirterek, bağımsız ve uzman ekiplerle sıkı çevre denetimlerinin yapılması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, çevre suçlarına verilen cezaların artırılması ve hukuki süreçlerin hızlandırılması talep edildi.
SOMUT ÖNERİLER SIRALANDI
-
Açıklamada, felaketlerin önüne geçmek için atılması gereken acil adımlar da şöyle sıralandı:
-
Çevre mevzuatının güncellenmesi ve etkin uygulanması
-
ÇED süreçlerinin siyasi etkilerden bağımsız hale getirilmesi
-
Çevre mühendislerinin yetki ve rollerinin artırılması
-
Atık, su, orman ve tarım politikalarında bütüncül ve bilimsel yaklaşıma geçilmesi
-
İklim değişikliğiyle mücadele ve uyum politikalarının hızla hayata geçirilmesi
-
Halkın karar süreçlerine katılımının ve bilgiye erişimin sağlanması