İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Antalya Şubesi, 7 Ağustos 1999 Gölcük Depremi’nin 26’ncı yıl dönümü dolayısıyla basın toplantısı gerçekleştirdi. Hotel Su’da düzenlenen toplantıya yönetim kurulu üyeleri ve çok sayıda üye katıldı. Toplantıda, Türkiye’nin deprem geçmişi ve 1999 Gölcük Depremi’nin ardından izlenilen yol haritası ele alındı. İMO Antalya Şube Başkanı Mehmet Soner Akdoğan, “O gün ‘bu deprem bizler için dönüm noktası olacak’ demiştik. Bugün geldiğimiz noktada ise hiçbir şeyin değişmediğini görüyoruz.” dedi.
YIKILINCA AKILLARINA GELİYOR
Akdoğan, denetim eksikliklerinin ve eğitim ile malzeme kalitesindeki yetersizliklerin 26 yıldır devam ettiğini belirterek, “Yapı denetim sisteminde denetleyenin her zaman denetlenenden daha yetkin olması gerekir. Şantiye şefleri eskiden imzacılık yapardı, bu aynı şekilde devam ediyor. 2019’dan bu yana 4 defa düzenleme yapıldı, şimdi yine yapılacak. Müteahhit, teknik personele ödediği ücreti boşa ödüyor gibi bakıyor. Ne zaman bina yıkılırsa teknik personel akıllarına geliyor ve suçu onun üzerine atıyorlar” diye konuştu.
TARTIŞMALI RAPOR
Akdoğan, “Bizim hiçbir açıklamamızda yapı denetimciler asgari ücret altında çalışacak diye bir şey yoktur. Şantiye şefleri imzacılık yapabilir diye de bir şey yoktur. Bu sistemi kuran biz değiliz” dedi. Akdoğan, Çorum ve Yalova’da bazı meslektaşlarının projeler üzerinde oynadığını, bin 500 binanın depreme dayanıksız olduğunun tespit edildiğini aktardı.
VAHİM İDDİA
Akdoğan, “Bazı tabela üniversitelerinde hocaların, ‘3 milyon dolar verirseniz bu projeleri imzalarım’ dediği konuşuluyor. Birçok projede sürekli ‘sizi dava ederiz’ söylemleriyle karşılaşıyoruz. Bundan sonraki süreçte bazı meslektaşlarımızın canı yanacak. Bundan sonra otursunlar bizi izlesinler. Bakalım neler değişecek göreceğiz. Bazı şeylerin değişmesi için bazı canların yanması gerekiyor. Gerçek suçlular ortaya çıkacak” dedi.
ONBİNLERCE KİŞİ ÖLDÜ
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu İkinci Başkanı Ali Erman Aydın ise, “İstanbul'un Silivri ilçesi açıklarında, Marmara Denizi'nde 23 Nisan 2025 tarihinde, 6,1 büyüklüğünde meydana gelen deprem endişeleri bir kez daha canlandırmış, kentin depreme karşı ne kadar hazır olduğu konusunda soru işaretleri oluşturdu. Son yüz yılda Türkiye’de 85 yıkıcı deprem meydana gelmiş ve yaklaşık 85 bin civarında insanımız hayatını kaybetti. Yani ortalama her 1,5 yılda bir yıkıcı sonuçları olan depremler meydana geliyor. Dolayısıyla nüfusun yüzde 96’sı deprem riski altında bulunan bölgelerde yaşayan yurttaşların öncelikli sorunu, depremlere karşı güvenli yerleşim alanları ve güvenli yapılaşma ihtiyacıdır" dedi.
GÖZ GÖRE GÖRE ÖLÜM
Aydın, “Ancak ne yazık ki 6 Şubat 2023 depremleri, aradan geçen onca yılda hiçbir sorunun çözülemediğini, Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı dahilinde atılması gereken adımların pek çoğunun atılmadığını gözler önüne sermiştir. Bu çalışma yapılmış olsaydı, 6 Şubat Depremlerinde, 11 ilde yıkılan ve ağır hasar alan 240 binden fazla bina belki de tespit edilmiş olacak ve yurttaşlarımızın göz göre göre ölmesine izin verilmeyecekti" açıklamasına yer verdi.
YÜZDE 4 DÖNÜŞTÜRME
Antalya Körfez Gazetesi muhabiri Ertuğrul Gün'ün haberine göre; 2012 yılında başlayan kentsel dönüşüm çalışmalarında, 2024 yılına kadar merkezi bütçeden yalnızca 480 milyar TL harcandığına dikkat çeken Aydın, “2012 yılından bu yana tespit edilen riskli yapılardan yalnızca 238 bin civarında yapının dönüşümü tamamlandı. Yani en yetkili ağızlardan dile getirilen 6 milyon riskli yapının yalnızca yüzde 4’ü bugüne kadar dönüştürüldü. Depremlere hazırlık konusunda bir milat kabul edilen 17 Ağustos’tan 24 yıl sonra meydana gelen 6 Şubat Depremleri, onca bilimsel çalışmaya rağmen aradan geçen yıllarda neredeyse hiçbir ilerlemenin sağlanmadığını acı bir şekilde gözler önüne serdi. Resmi rakamlara göre 50 binden fazla insanımız hayatını kaybetmiş, yaklaşık 40 bin bina yıkılmış, 200 binden fazla bina ağır hasar almıştır. Cumhurbaşkanlığı verilerine göre maddi kaybın 100 milyar doların üzerinde olduğu tahmin edilmektedir” dedi.
BİLİMSEL İLKELER
Açıklamasında birtakım uyarılarda bulunan Aydın, “İnşaat Mühendisleri Odası olarak altını çiziyoruz. Deprem, doğal bir olaydır; afete dönüşmesi ise tamamen insan kaynaklıdır. Bilimsel bilgi ışığında hareket edildiğinde depremler felakete dönüşmez, can ve mal kaybı yaşanmaz. Bu nedenle siyasal irade, yerel yönetimler ve tüm ilgili kurumlar, sorumluluklarını yerine getirmeli; kentlerin planlanmasından yapı üretim süreçlerine, yapı denetiminden kentsel dönüşüme kadar tüm adımlar bilimsel ilkelere göre atılmalı.” açıklamasına yer verdi.
HAREKETE GEÇELSİN
Aydın, “Toplumun yaşam hakkı, siyasal ve ekonomik çıkar hesaplarına kurban edilemez. Bugün yapılması gereken bellidir: Rantı önceleyen değil, insanı önceleyen bir kentleşme ve yapılaşma anlayışı derhal hayata geçirilmelidir. Yapı denetimi kamusal bir hizmet olarak yeniden örgütlenmeli, meslek odalarının bilgi birikimi ve deneyimli insan gücü sürece dahil edilmeli. Depremler kaçınılmaz; ancak afetler önlenebilir. Bu gerçeği görmezden gelmek, binlerce yurttaşımızın hayatına mal olmuştur. Daha fazla geç kalmadan, bir tek insanımızı daha yitirmeden bilimin ve kamusal sorumluluğun rehberliğinde harekete geçilmeli” ifadelerini kullandı.