Eğitim-İş Antalya Şubesi, geride kalan eğitim-öğretim yılının yarattığı "tekinsiz" tabloyu gözler önüne sermek amacıyla Attalos Meydanı'nda bir sergi düzenleyerek basın açıklaması yaptı. Açıklamaya Eğitim-İş Antalya 1 Nolu Şube Başkanı Sadık Acar, 2 Nolu Şube Başkanı Önder Güneş, sendika yöneticileri ve çok sayıda üye katıldı.
ÇÖZÜLMEYEN SORUNLAR VE DERİNLEŞEN EŞİTSİZLİKLER
Açıklamayı okuyan Eğitim-İş Antalya 2 Nolu Şube Başkanı Önder Güneş, 2023-2024 eğitim-öğretim yılının geride bıraktığı takvimle birlikte çözülmemiş sorunlar, derinleşmiş eşitsizlikler ve görmezden gelinen adaletsizliklere dikkat çekti. Güneş, "Bugün burada açtığımız bu sergi, işte o tekinsiz yılı belgelemek için hazırlandı. Adını da ‘Tekinsiz Eğitim, Tekinsiz Gelecek’ ifadesinden aldı" dedi. "Tekinsiz" kelimesinin Türkçedeki "güvensiz, huzursuzluk veren, karanlık bir tehdit taşıyan" anlamlarına vurgu yapan Güneş, eğitim sisteminin tam da bu tanıma uygun hale geldiğini belirtti.
TEKİNSİZ EĞİTİM DÜZENİNİN FAİLLERİ
Güneş, okulların depreme dayanıksız binaları, temizlenmeyen sınıfları, ısınmayan mekanları ve güvensiz bahçeleriyle sorunların korunduğu yerler haline geldiğini ifade etti. Eğitimin ideolojik dayatmalarla bilimden uzaklaştığını, pedagojiyi dışladığını ve eşitsizlikleri derinleştirdiğini söyleyen Güneş, çocukların tarikat ve cemaatlerin ya da sermayenin kucağına itildiğini, sınavlarla boğulduğunu ancak duygularının ve hayallerinin yok sayıldığını dile getirdi.
"Çocukları tehlikeye attınız" diyerek Bakan Tekin'i hedef alan Güneş, "Bu serginin 'eser sahibi' sizsiniz Sayın Yusuf Tekin! Çünkü bu sistem sizin bakanlığınızda, AKP iktidarının 23 yıllık karanlık mirasıyla şekillendi" ifadelerini kullandı. Cemaatler, tarikatlar ve patronlarla iş birliği yaparak eğitimi bilimden, laiklikten ve kamusallıktan kopardıklarını iddia eden Güneş, velilerin kendi çocuklarının tuvaletlerini temizlediği, okullarda sabunun bile bulunmadığı bir yıl yaşandığını vurguladı. Kadrolu hizmetli ataması yapılmaması ve İŞKUR üzerinden "geçici çözümler" dayatılması eleştirildi. Ayrıca, TYP üzerinden eski hükümlülerin okullara sokulmasının çocuk istismarına yol açtığı ve Bayraklı'da yaşanan taciz olayının bu ihmal zincirinin en acı halkası olduğu belirtildi.
MİLYONLARCA ÇOCUK EĞİTİMİN DIŞINDA
Başkan Güneş, sokakta, tarlada, atölyede, fabrikada çalışmak zorunda kalan, istismarın, şiddetin, erken yaşta evliliğin kurbanı olan milyonlarca çocuk gerçeğiyle karşı karşıya olunduğunu belirtti. Çocukların ya tarikatların ya da sermayenin kucağına itildiğini, kimisinin ekonomik yoksunluk, kimisinin taşımalı eğitimin engelleriyle okuldan koptuğunu söyledi. 12 yıllık zorunlu eğitime rağmen hala yüzde 100 okullaşmanın sağlanamadığına dikkat çekildi. Eğitim dışındaki çocuk sayısının yüzde 38,4 oranında artarak 612 bin 814'e ulaştığı, açık öğretime kayıtlı 327 bin 710 öğrenci ve MESEM'e kayıtlı yaklaşık 500 binin üzerindeki öğrenciyle birlikte, 1,5 milyondan fazla çocuğun örgün eğitim sisteminin dışına itildiği ifade edildi. TÜİK verilerine göre kayıtlı çocuk işçi sayısının 869 bine ulaştığı ve 16-17 yaşındaki 9 bin 354 kız çocuğunun evlendirildiği bilgisi paylaşıldı.
İKİLİ EĞİTİM DEVAM EDİYOR, EŞİTSİZLİKLER DERİNLEŞİYOR
"Yıllardır ‘ikili eğitimi bitireceğiz’ dediniz. Bitirmediniz! Aksine yaygınlaştırdınız" diyen Güneş, 2023-2024 eğitim-öğretim yılında taşımalı eğitim kapsamında eğitim görmek zorunda kalan öğrenci sayısının 1 milyon 9 bin 214'e ulaştığını belirtti. Güneş, köy okullarının kapatılmasıyla çocukların taşımalı eğitime mecbur bırakıldığını, sabahın köründe yola düşüp karanlıkta eve dönen çocukların yorgunluğunun ve yılgınlığının sorumlusunun Bakanlık olduğunu söyledi. İkili eğitim yapılan okullarda ders saatlerinin 40 dakikadan 30 dakikaya düşürülmesiyle bir yılda 45 gün eksik ders saati oluştuğunu ve öğrencilerin öğrenme kayıplarının arttığı, eğitimdeki eşitsizliklerin daha da derinleştiği ifade edildi. OECD verilerine göre Türkiye'de her 4 çocuktan birinin okula aç gittiği, ancak Bakanlığın bu çocuklara bir öğün yemeği bile çok gördüğü ve yerel yönetimlerin yemek dağıtmasını engellediği vurgulandı.
KAMUSAL EĞİTİM BOŞALTILDI, TARİKATLAR OKULLARA YERLEŞTİ
Kamusal eğitimin içini boşaltarak ailelerin özel okullara mecbur bırakıldığını belirten Güneş, "Parası olan çocuğunu 9 kişilik sınıfa, parası olmayan 45 kişilik sınıfa gönderdi. Bu düzen, eğitimde sınıf farklarını kalıcı hale getirdi" dedi. 2012'de 4 bin 664 olan özel okul sayısının bugün 14 bin 352'ye ulaştığına dikkat çekildi. MESEM'lerdeki "modern kölelik sistemi" nedeniyle 14 çocuğun hayatını kaybettiği, yüzlerce çocuğun yaralandığı belirtilerek, bu ölümlerden Bakan Tekin'in sorumlu olduğu vurgulandı.
Tarikatların ve cemaatlerin "sivil toplum" maskesiyle okullara yerleştiğini ifade eden Güneş, ÇEDES projesiyle öğrencilerin cami temizliğine gönderildiğini, önlerine mezar konulduğunu, ellerine bıçak verildiğini ve pedagojik cinayet işlendiğini iddia etti. Anayasa'nın yok sayıldığını, laik eğitimin çökertildiğini, Atatürk'ün adının silindiğini, bilimin dışlandığını ve her derse dogmanın boca edildiğini söyleyen Güneş, bu müfredatın pedagojik değil, ideolojik olduğunu ve itaat öğretildiğini savundu.
EĞİTİM BÜTÇESİ YETERSİZ, ÖĞRETMENLER YOKSUL
OECD ülkeleri arasında öğrenci başına en az harcama yapan ülkenin Türkiye olduğu belirtilirken, Maarif Vakfı'na ayrılan bütçenin 600 kat artarken, Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin yarım kat bile artmadığı eleştirildi. Okulların döküldüğü, öğretmen açığının ücretli öğretmenlerle kapatılmaya çalışıldığı ifade edildi.
Öğretmen maaşlarının açlık sınırına dayandığını belirten Güneş, "Öğretmen maaşı 20 yılda 20 gram altından 7'ye düştü. En düşük öğretmen maaşı ile 2014 yılında alınabilen ekmek sayısı 5 bin 370 iken 2025 yılında bu sayı 3 bin 631'e geriledi" dedi. Öğretmenlerin diplomalarının ve mesleki onurlarının her gün ayaklar altına alındığı bir dönem yaşandığına dikkat çekildi. Proje okullarındaki keyfi atamalarla yüzlerce öğretmenin görev yaptığı okullardan gerekçesiz ve ani bir şekilde sürüldüğü, Milli Eğitim Bakanlığı'nın Tekin döneminde öğretmeni koruyan değil, cezalandıran bir kuruma dönüştüğü ifade edildi.
Başkan Güneş, serginin bir dönemin utanç albümü olduğunu ve her sayfasında Bakan Tekin'in imzasının bulunduğunu vurgulayarak, "Bu enkazı görüyoruz. Hesabını tutuyoruz ve bu tekinsizliğe teslim olmayacağız. Sizin yarattığınız karanlığa karşı; Eğitim-İş’in aydınlık mücadelesi büyüyerek sürecek. Laik, bilimsel, kamusal eğitim için mücadele etmeye devam edeceğiz" sözleriyle açıklamayı sonlandırdı.