Falezlerin görünmeyen dünyası bize ne anlatıyor?
Antalya'da denizden Döşemealtı bölgesine kadar üç basamaklı bir merdiveni andıran karstik plato yer alıyor. Suyun zamanla şekillendirdiği bu benzersiz oluşumlara aslında bir tür yaşayan traverten denilebilir. Bir yandan değişmeye, dönüşmeye, yeni şekiller almaya devam eden mağara sarkıtları ya da dikitler gibi su ve kayaçların binlerce yıldır bitmeyen aşkı yaşanıyor falezlerde.
Bir başka yanıyla da bir tür doğal hidrojeoloji laboratuvarı olan Antalya'nın karst platosunun çok büyük bir kısmı ne yazık ki son 50 yılda betonlaşmış durumda. Geriye kalan sahil bandına sıkışmış falezler ise bu yapılaşma baskısından büyük ölçüde nasibini almış. Kamu yapılarından konutlara, ticari alanlardan turistik işletmelere ve hatta 5 yıldızlı otellere kadar ağır bir kullanım baskısıyla karşıya kalan falezlerin aslında bir doğal miras, hatta tüm insanlığın ortak değeri olan dünya mirası olduğunu kavramak için aslında geç bile kalındı.
Ancak yine de bu bilinçle kentin en önemli doğal varlıklarının başında gelen falezlerin üzerine titremek için hala zaman var.
Kent halkının denizle buluştuğu sahil bandındaki parklarda dışarıdan bakıp geçtiğimiz, üzerinde oturup mavi Akdeniz'in sularını seyre daldığımız, Beydağlarının görkemiyle büyülendiğimiz falezlerin bir de mikro dünyası var...
Adeta iğne ucu gibi minik gözeneklerde su ve karst ilişkisi gözlerden uzak sürüp giderken falezler hem karasal, hem de denizel ekosisteme hizmet eden bir habitat da yaratıyor. Karadaki mercanları andıran falezlerin çok da göze batmayan traverten oluşumları birçok bitki ve canlı türünün yaşama tutunmasına olanak sağlıyor.
Bir kentin ve ülkenin gelişmişliği, turist sayısı, yüksek kazanç ya da gökdelenlerin yüksekliği ile ölçülmez. O kenti ve ülkeyi gelişmiş yapan şey, korunmuş doğal yaşam alanları ve kültürel mirasıyla bu alanları koruma bilincinin yüksekliğidir. Antalya sahip olduğu doğal ve kültürel mirasıyla Türkiye'nin en şanslı kentlerinin başında geliyor. Geleceğe gelişmiş bir kent bırakmak istiyorsak, falezinden çakıl taşına, ormanından yaylasına koruma refleksini artırmak zorundayız.
Falezler 1. derece doğal sit alanı olarak koruma altına alınmıştır ancak koruma statüleri denetim yetersizliği ve yaptırım eksikliği gibi nedenler yüzünden bu eşsiz mirası korumaya yetmiyor. Yurttaş refleksi ve şikayet mekanizmasının geliştiği kentlerde korunan alanların üzerindeki baskının azaldığı görülmektedir.
Kent halkına emanet olan falezler Antalya'nın karadaki mercan kayalıklarıdır. Binlerce yıl önce olduğu gibi, binlerce yıl sonra da varlığını sürdürmeli...
(Antalya Miras ve Hafıza Platformu)
Fotoğraflar: Antalya falezlerinden karstik oluşum detayları. (B. Künar arşivi)