Antalya’nın Aksu ilçesi sınırları içinde bulunan Perge antik kenti, Türkiye'nin kültür hazineleri arasında yer alır. Helenistik dönem boyunca dünyanın en zengin şehirlerinden biri kabul edilen Perge, her yıl yüz binlerce ziyaretçinin akınına uğrar. Bir bütün olarak günümüze ulaşmış en büyük ve önemli antik yerleşimlerden biri olan Perge, kazılarda tespit edilen kalıntılar ve eserlerin uygarlık tarihindeki önemi nedeniyle UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'ne alındı.

PERGE; ÖKLİD, ARŞİMET VE APOLLONİUS'UN DOĞUP BÜYÜDÜĞÜ KENT

Perge, aynı zamanda Öklid ve Arşimet ile birlikte Helenistik çağın en önemli üç matematikçisinden biri olan Apollonius’un da doğup büyüdüğü yer.  MÖ 333’te Büyük İskender tarafından fethedilen Perge, Roma döneminde Pamfilya Secunda eyaleti başkenti olmuş. Böylesine tarihsel ve kültürel özelliğe sahip Perge adını nereden aldı? Perge adı nereden geliyor? Sorunun cevabını sizler için araştırdık.

Perge Antik Kenti Üstten Bakış

PERGE'NİN ADI PARXA’DAN GELİYOR

Şehir kapısında bulunan bir kitabeye göre Perge, Troia savaşından sonra bölgeye gelen Amphilokhos, Mopsos ve Kalkhas tarafından kurulmuş. 1986 yılında Boğazköy’de (Hititlerin başkenti Hattuşa) gün ışığına çıkan tunç tablette M. Ö. 1220 dolaylarına bir Hitit yazıtında şehrin adı Parxa/ Parha olarak geçmekte. M. Ö. 454 yılında Atina Haraç Listelerinde Perge / Perga olarak adlandırılan şehir 1842 yılına ait bir kaynakta Eskikale, 1926 yılına ait Erkân-ı Harbiye-i Umumiye ve Müdafaa-i Milliye Vekâleti haritasında Örenşehir Harabesi olarak geçmekte. Parxa eski Anadolu dillerinde “tepe / yükselti / yüksekçe yer” anlamına gelmekte. (Sevan Nişanyan, Yeradlara Sözlüğü; Bilge Umar, Tarihsel Adlar)

Perge Antik Kenti Yol

HEYKEL ÜRETİM MERKEZİ

Perge'nin tarih ve sanatseverler açısından gözde bir yerleşim olmasının nedeni Antik Çoğ'ın en önemli heykel üretim merkezlerinden birinin burada bulunması. Yapılan kazı çalışmalarında ortaya çıkarılan bu heykellerin sergilendiği Antalya Müzesi dünyanın en zengin Roma heykel müzeleri arasında sayılıyor. Antik kent gezisnin ardından Müze'ye yapılacak ziyaret Perge'nin bir zamanlar sahip olduğu görkem hakkında ipuçları verecek ve kente olan hayranlığı daha da artıracaktır.

EN PARLAK YILLARI ROMA DÖNEMİNDE

Perge, en parlak yıllarını Roma hâkimiyetinde olduğu M.S. 2.-3. yüzyıllarda yaşamış olup günümüzde görülen yapı kalıntılarının büyük bölümü de bu döneme aittir. Ancak yerleşimin tarihi çok daha eskiye gider. Antik kente girildiğinde ilk dikkati çeken, büyük bölümü yıkılmış olsa da görkemiyle hâlâ hayran bırakan ve Perge'nin sembolleri olarak kabul edilen iki kule M.Ö. 3. yüzyıla tarihlendirilir. Bir zamanlar aralarında kente girişi sağlayan ana kapı bulunuyordu. Kulelerin ardında ise anıtsal çeşmeye kadar uzanan 300 metre uzunluğunda bir cadde mevcut. Kente girenler kapıdan geçtikten sonra bu caddeyi takip ederlerdi. 

AZİZ PAUL BURADAN GEÇTİ

Aziz Paul de dâhil olmak üzere 2 bin yıl önce burada yaşayanlarla aynı yerde adım attığınızı bilmek gezinizden alacağınız keyfi artıracaktır. Kentin ana caddesi olan bu yolun iki tarafında bir zamanlar dükkânlar sıralanıyordu. Perge'nin arkeolojik açıdan öneminin nedenlerinden biri kent planlamasında ulaşılan düzey ve Roma Dönemi'nin en düzenli kentleri arasında yer alması. Kent planının ana akslarından birini de yine bu cadde meydana getirmekteydi. 

SU YAPILARI ÜNLÜYDÜ

Perge'de su yapılarının fazlalığı mutlaka dikkatinizi çekecektir. Tam dört adet anıtsal çeşmeye ve bu bölgedeki benzerlerinin en büyüğü olan iki hamama su getiren düzenek, sütunlu caddenin ortasında uzanan su kanalıydı. Aynı zamanda caddenin iki yanındaki dükkânların da su ihtiyacı bu kanal ile gideriliyordu. 

STADİON DİKKAT ÇEKİYOR

Kentteki bir diğer önemli yapı ise 12 bin kişilik Stadion. Antik Çağ'da spor müsabakalarının, heyecanlı yarışların gerçekleştirildiği bu yapı günümüze en iyi durumda ulaşmayı başarmış bulunuyor. 

HRİSTİYANLIĞIN DA ÖNEMLİ MERKEZİ

Perge, Hristiyanlık tarihi açısından önemli bir yerleşim. Bunun nedeni bu dinin tüm dünyaya yayılmasında büyük pay sahibi olan Aziz Paul'ün yolculuklarında birden çok kez buraya uğramış olması. Türkiye'nin en popüler trekking rotalarından olan Aziz Paul Yolu'nun başlangıç noktası da burası.

KAZILAR DEVAM EDİYOR

Kentin kazı tarihçesi Ord. Prof. Dr. Arif Müfid Mansel’in 1946 yılındaki çalışmalarıyla başladı. Süreç içerisinde 1970’li yıllarda Prof. Dr. Jale İnan’ın gerçekleştirdiği kazıları 1990’lı yıllarda Prof. Dr. Haluk Abbasoğlu devraldı. Bununla birlikte Perge kazıları 2012 yılından bu yana Antalya Müzesi Müdürlüğü başkanlığında yürütülmekte olup; kazı, restorasyon ve konservasyon çalışmaları Antalya müze Müdürlüğü’nce sürdürülmekte. 

Muhabir: MUSTAFA KOÇ