İYİ Parti Antalya Gençlik Kolları, ter*rle mücadelede hayatını kaybeden kahraman Mehmetçiklerin son mektuplarını halka ulaştırdı. Proje kapsamında, şehitlerin duygusal içerikli mektupları Antalya'nın çeşitli noktalarında vatandaşlara dağıtıldı. Dağıtım sırasında duygusal anlar yaşanırken, proje kısa sürede sosyal medya üzerinden de geniş kitlelere ulaştı.

"TERÖRÜN MEŞRULAŞTIRILMASINA ASLA İZİN VERMEYECEĞİZ"

Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan İYİ Parti Antalya Gençlik Kolları Başkanı Oğulcan Bayram, "Aziz şehitlerimizin hatıralarını unutturmayacağız. Eli kanlı teröristlerin barış güvercini gibi pazarlandığı, çözüm süreci adı altındaki ihanet sürecinin karşısında olduğumuzu bir kez daha haykırıyoruz. Milli ve manevi değerlerimize sahip çıkmak gençlik olarak bizim sorumluluğumuzdur" dedi.

ANTALYA HALKINDAN PROJEYE TAM DESTEK

Şehitlerin mektuplarını okuyan vatandaşlar duygusal anlar yaşarken, projeye yoğun destek verdi. Bazı vatandaşların gözyaşlarını tutamadığı gözlemlendi. Projeye yönelik sosyal medya paylaşımları kısa sürede binlerce kişiye ulaştı ve beğeni topladı. Günlük yaşamın koşturmasında, ülkenin gerçek gündemini hatırlatan bu anlamlı çalışma, toplumun farklı kesimlerinden takdir gördü.

İYİ PARTİ GENÇLİĞİNDEN ANLAMLI DURUŞ

İYİ Parti Antalya Gençlik Kolları’nın bu duyarlı hareketi, hem toplumsal hafızayı tazeleme hem de terörle mücadelede verilen bedelleri hatırlatma açısından önemli bir adım olarak değerlendirildi. Proje, Türkiye’de gençliğin milli meselelere duyarlılığını ortaya koyan örnek bir çalışma olarak kayıtlara geçti.

BİR ŞEHİT MEKTUBU: "EĞER BU MEKTUBU OKUYORSANIZ BEN ÖLMÜŞÜM DEMEKTİR"

Jandarma Komando / Şehit Murat Akman’ın Mektubu

“Bu yazı bir komando er mektubudur ve siz bu mektubu gazeteden okuyorsanız ölmüşüm demektir. Bir ailem olsaydı bu mektubu onlara yollamak isterdim ama yok.

Size koğuştaki ranzamdan yazıyorum. Şu an etrafımda Adana, Ağrı, Sivas, Edirne, Diyarbakır, Ankara, Antalya, İzmir, Urfa, Trabzon… Türkiye’nin dört bir yanından birbirini tanımayan ama birbirlerinin canını korumaya yemin etmiş bir sürü asker var. Birazdan operasyona gideceğiz, tek dileğimiz kayıp vermeden geri gelmek.

İlerde ölürsem eğer diye bir mektup yazmak çok zor. Aklına getirmek istemez ya insan ölümü, hani her zaman bir umut vardır ya. Askerliğim bittikten sonra yırtıp atacaktım bu mektubu ama şu an okuyorsanız yırtamadım demektir. Zaten pek de kalem tutmaz elim. Silah tutmayı daha iyi bilirim. Sizi korumam için siz öğrettiniz silah tutmayı.

Tuhaf olan siz bu mektubu okurken ben neden öldüğümü bile bilmiyor olacağım. Ya bir mayına bastım ya da yediğim birkaç kurşun. Bileniniz var mı ben nasıl öldüm?

Kışlada her televizyona bakışımda birbirinizi öldürdüğünüzü birbirinizin canını yaktığınızı gördüm. Müziğin sesini çok açtı diye komşusunu vuranlar. Gücü kadına yetenler. Cebindeki on lirası için adam vuranlar. Kız arkadaşına baktı diye alayını bıçaklayanlar.

Bileniniz var mı ben, kimi korumak için öldüm?

Eti az pişti diye garsona çıkışan adam; sen rahat uyu diye kurşunlar başımın üstünden geçerken ben dağda her bulduğumu kesip yedim.

Arabasını solladılar diye levyesini kapıp arabadan inen adam, beni bir çöp bidonuna atıp giden anam; söylesene ben kimin için öldüm?

Yetimhanede ve askerde en güzel şeyin ekmeğini bölmek olduğunu öğrendik biz. Peki size neyi bölmeyi öğrettiler?"

Muhabir: DUYGU TEKİN