Tarihçi ve yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı, Türkiye’nin sahillerinin ranta açılmasına ve Kaz Dağları’ndaki maden faaliyetlerine sert sözlerle tepki gösterdi. Hürriyet gazetesindeki köşe yazısında, doğal mirasın bilinçsizce tüketildiğini belirten Ortaylı, “Türkiye’nin sahilleri rant uğruna heba edilemez” ifadelerini kullandı.
“KAZ DAĞLARI TÜRKİYE’NİN EN GÜZEL BÖLGESİ”
Ortaylı, Kaz Dağları'nda sürdürülen altın arama çalışmalarını ‘yağma’ olarak nitelendirirken, bu bölgelerin doğal ve kültürel değerlerine vurgu yaptı. Ortaylı, “Gelibolu Yarımadası'nın karşısında yer alan Kaz Dağları, Türkiye’nin en güzel bölgelerinden biridir. Ne yazık ki önce bilinçsiz tatilcilerin köy evlerini yağmalamasıyla başlayan süreç, bugün ormanların derinliklerine kadar ilerleyen maden aramalarıyla büyük bir tahribata dönüşmüş durumda.” şeklinde belirtti.
“TOPRAĞIN ÜSTÜ DAHA KIYMETLİ”
Türkiye'nin maden kaynakları açısından çeşit zengini ancak verim fakiri olduğunu dile getiren Ortaylı, sürdürülebilirlik ilkesine dikkat çekerek, “Altın dahil, birçok madenin işletilmesi ekonomik anlamda rantabl değildir. Buna rağmen, bu kaynaklar çevreye büyük zararlar verilerek çıkarılmaya çalışılıyor. Halbuki Türkiye, toprak üstünü koruyup işleyerek zenginleşebilecek bir ülkedir.” ifadelerin kaydetti.
“KÖYLER HIZLA BOŞALTILIYOR”
Köylerin hızla boşaldığını, tarım faaliyetlerinin gerilediğini hatırlatan Ortaylı, toprağa ve kırsal yaşama yeniden değer verilmesi gerektiğini savunarak, “Aile yapısını yeniden tesis edecek, üretimi destekleyecek yasal düzenlemelere ihtiyacımız var. Türkiye'nin kurtuluşu, doğayla barışık bir kalkınma modelinden geçer.” dedi.
“SAHİLLER TURİZM DEĞİL, TOPLUM İÇİN KORUNMALI”
Türkiye kıyılarının, yabancı turistler için yapılaşmaya açılmasını da eleştiren Ortaylı, sözlerini şöyle tamamladı: “Sahillerimizi, yılda 10 gün bile gelmeyecek turistlerin otelleriyle doldurmak akıl kârı değildir. Zaten sınırlı olan kıyılarımızı gelecek nesillere bırakmak zorundayız. Türkiye, her fırsatçının zenginleşme alanı değildir; ama bilinçli bireyler yetiştirerek gerçek bir kalkınma başarabilir.”
