Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ebubekir Gizligider, Antalya'da düzenlenen 'Tarımın Kalbinden Dünyaya: Antalya Tarım Zirvesi'nde konuştu. Toplantı, Türkiye’nin tarımsal üretim ve ticaretteki stratejik yaklaşımlarını ve geleceğini şekillendirmeyi amaçlıyor.
ÜRETİM PLANLAMASI VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
5 Nisan 2023’te yayımlanan yeni yasayla birlikte Türkiye, üretim planlamasına geçiyor. Gizligider, bu planlama ile kimin, nereye, neyi, ne kadar üreteceğine karar verileceğini ve üretimin bu plana göre düzenleneceğini belirterek,
“Biz Türkiye'deki misafirlerimizle, turistlerimizle her gün en az 100 milyon kişiyi doyuruyoruz. Üretim planlamasına bu yıl itibarıyla geçiyoruz. Belki kısa vadede itirazlar olacak... 10 yıl sonra ekim yapamayacak duruma gelebiliriz” dedi.
YANLIŞ SU KULLANIMININ YARATTIĞI TEHLİKELER
Gizligider, tarımsal üretimde yanlış su kullanımının, özellikle Konya’da, 600-700 civarı obruk oluşturduğunu ifade etti. Bu obrukların ilerleyen yıllarda köyleri, apartmanları yıkmak gibi ciddi tehlikeler oluşturabileceğini vurguladı.
DİJİTAL KİRALAMA VE ATIK TOPRAKLARIN VERİMLİLİĞİ
Yeni uygulamalarla, işlenmeyen araziler, dijital kiralama yöntemiyle kiralık olarak sunulacak ve topraklar üretime kazandırılacak. Gizligider, bu durumun toprak sahipleri için de ek gelir anlamına geleceğini belirten Gizligider,
“5 Nisan 2023 itibarıyla tarih başladı. 2 yıl içerisinde herhangi bir toprak parçası işlenmiyorsa, kiraya vermiyorsa, kendi üretmiyorsa, bir yöntem belirledik. O toprakları üretime kazandıracağız” ifadelerini kullandı.
ANTALYA'NIN TARIMSAL POTANSİYELİ VE İHRACAT GÜCÜ
ATSO Başkanı Ali Bahar, Antalya'nın bitkisel üretim değeri, cam ve plastik seralarındaki oranı ve avokado, mantar üretimindeki payıyla Türkiye’nin öncü illerinden biri olduğunu vurguladı. Bahar ayrıca, Antalya'nın yalnızca iç piyasa için değil, aynı zamanda dış piyasa için de üretim ve ihracat yaptığını ve böylece ülke ekonomisine önemli katkılarda bulunduğunu belirtti.
YORGUN DOMATES SENDROMU
Gizligider, ürünün tarladan çıkış fiyatı ile tüketiciye ulaştığındaki fiyat farkına dikkat çekti ve bu durumu çözme sözü verdi. Örneğin, bir domatesin Antalya'dan yola çıkıp Diyarbakır’a kadar gidip, oradan İstanbul'a döndüğünü belirten Gizligider, bu yüzden “yorgun domates” sendromunun ortaya çıktığını ve bunun tüketici fiyatlarını olumsuz etkilediğini belirtti.