Antalya Kadın Platformu üyeleri, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü kapsamında, Halkbankası çıkışlı yürüyüş gerçekleştirdi. Sloganlarla desteklenen yürüyüş, Attalos Meydanı'na saat 18.00’da yapılan basın açıklaması ile kamuoyuna önemli mesajlar verdi. Çok sayıda sivil toplum kuruluşunun desteklediği programda, Platform adına açıklama metnini Gülcan Şahin okudu.

MİRABEL KARDEŞLER ANILDI

Şahin, açıklamasına 25 Kasım tarihinin anlamını vurgulayarak başladı. 1960 yılında Dominik Cumhuriyeti’nde faşist diktatör Trujillo’ya karşı mücadele eden ve 'Kelebekler' kod adıyla bilinen Maria, Minerva ve Patria Mirabel kardeşlerin diktatör askerlerince katledildiğini hatırlattı. Şahin, "Kelebekler, 65 yıldır dünyanın dört bir yanında erkek-devlet şiddetine karşı direnen kadınların özgürlük mücadelesinde yaşamaktadır. Her 25 Kasım’da onların direngenliğini sokaklara taşıyoruz" ifadelerini kullandı.

"AİLE YILI" POLİTİKALARINA TEPKİ

Açıklamada, iktidarın 2025 yılını "Aile Yılı" ilan etmesine tepki gösterildi. Şahin, "İktidar, yılı yetersiz bularak bir de 'Aile 10 Yılı' ilan etmiştir. Ancak kutsallaştırılan bu aile yapısı içinde yoksulluk, erkek şiddeti ve görünmeyen emeğimiz bulunmaktadır. Kutsallaştırma, şiddetin üstünü örtmez. Kadınlar en çok en yakınlarındaki erkekler tarafından öldürülmektedir" dedi ve "Aile Yılı Değil Direniş Yılı" sloganını dile getirdi.

DİYANET BÜTÇESİ ELEŞTİRİSİ

Gülcan Şahin, ülkede kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve kadın cinayetlerinin iktidar, Diyanet ve yargı eliyle katlanarak arttığı iddiasında bulundu. Diyanet'in fetvaları ile kadınların yaşam biçimine, giyimine ve erkeğe itaate zorlandığını, bu durumun gerici odakların erk düşüncelerini beslediğini öne sürdü. Şahin, "Faşizmin kadın düşmanlığı dinci gericilikten beslenmeye devam etmektedir. Diyanete ayrılan bütçenin büyüklüğüne karşın, kadınlara ayrılan bütçe yetersizdir" dedi.

Şahin, 2025 yılı Diyanet bütçesinin 130 milyar lira olduğunu, ilk 9 ayda yaklaşık 98 milyar liralık kısmının harcandığını ve bunun günlük 359 milyon 800 bin liraya tekabül ettiğini iddia etti. Kadınlara ayrılan bütçenin ise günlük 38 kuruş olduğunu belirterek, "Diyanet'e değil kadınlara bütçe!" talebini yineledi.

HAK KAYIPLARI VE CEZASIZLIK VURGUSU

Platform, nafaka hakkının gasp edilmeye çalışılması, miras hakkına yönelik girişimler ve Medeni Kanun’dan doğan hakların tartışmaya açılmasının kadınları şiddet karşısında savunmasız bıraktığını belirtti. Şahin, kadın katillerinin ve şiddet faillerinin yargılamalarında "iyi hal" ve "haksız tahrik" indirimleri uygulanırken, özsavunma kullanan kadınlara yüksek cezalar verildiğini eleştirdi.

Açıklamada, 4 yıl önce İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması ve 6284 Sayılı Kanun’un etkin uygulanmaması, fail erkeklerin cezasızlıkla ödüllendirilmesinin kadın cinayetlerinin önündeki en büyük sebep olduğu savunuldu. Platform, kayıp ve şüpheli kadın ölümlerine (Rojin ve Gülistan örnekleri) dikkat çekerek, "Yaşamak istiyoruz" mesajını verdi.

İŞ CİNAYETLERİNE İSYAN

Büyüyen işsizlik ve yoksulluğun kadına yönelik şiddeti tırmandırdığı, kadınların güvencesiz ve niteliksiz işlere mahkûm edildiği belirtildi. Şahin, son olarak Kocaeli Dilovası’nda denetimsizlik ve iş güvenliği eksikliği nedeniyle bir iş yerinde çıkan yangında altı kadın ve çocuk işçinin hayatını kaybetmesini "iş cinayeti" olarak nitelendirdi.

Şahin, "2025 yılında sadece MESEM’lerde ölen çocuk işçi sayısının 80’e ulaştığını görüyoruz. Kadınların ve çocukların emeğini ucuz sayan bu katliam düzenine karşı isyandayız" dedi. Açıklama, İstanbul Sözleşmesi’nden, eşit işe eşit ücretten, güvenceli gelecekten ve barış içinde yaşama talebinden vazgeçilmeyeceği vurgulanarak, "Yaşasın Kadın Dayanışması" ve "Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz" sloganları ile sonlandırıldı.

Muhabir: BÜLENT ÖNER