Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği Başkanı, Antalya Şehir Hastanesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Kalp Damar Cerrahisi Kliniği Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Nevzat Erdil, kanı kalpten organlara taşıyan atardamarlar (arterler) ve kanı organlardan kalbe geri getiren toplardamarlarda (venler) ortaya çıkan geniş bir hastalık grubu olan damar hastalıklarının günümüzde arttığına dikkati çekti.

BAZI HASTALIKLAR GENETİK

Bazı damar hastalıklarının genetik olabileceğini ve değiştirilemeyeceğini kaydeden Prof. Dr. Erdil, “Bunların dışında damar hastalıklarını önlemek için bazı risk faktörleri ile de mücadele edilmesi gerekiyor. Bu faktörler obezite, diyabet, hipertansiyon, sigara kullanımı ve alkol tüketimi. Bu faktörlerin önlenmesi çok önemli" dedi.

İNSAN ÖMRÜ UZADI

İnsan ömrünün 100 yıl öncesine oranla çok uzadığına dikkati çeken Prof. Dr. Erdil, 100 yıl önce insanların 50 yaşında öldüğünü ve 50 yaşın yaşlı kabul edildiğini söyledi. Günümüzde artık 50 yaşa orta yaş bile denmediğini, genç kabul edildiğini ifade eden Prof. Dr. Erdil, yaşlılık kelimesinin 80 yaş ve üstü için kullanıldığını vurguladı. Prof. Dr. Erdil, insan ömrünün uzamasının en önemli nedeni olarak, gelişen teknolojiyle birlikte hastalıkların kolaylıkla tespit edilip, tedavi edilebilir olmasını gösterdi. Ömrün uzamasıyla birlikte damar hastalıklarının artmasını ise ‘damarların yaşlanması’ olarak açıklayan Prof. Dr. Erdil sigara kullanımı, hareketsizlik, obezite, kontrolsüz hipertansiyon ve sağlıksız beslenmenin de damar hastalıklarının ortaya çıkmasında en önemli etkenler olduğunu kaydetti.

DAMAR YAŞININ ÖNEMİ

İnsanın damar yaşı kadar sağlıklı olduğunu belirten Prof. Dr. Erdil, pıhtı, derin ven trombozu, kronik venöz yetmezlik gibi venöz hastalıkların son yıllarda daha fazla görüldüğünü belirtti. “Yoldan 50 yaş üstü 10 kişiyi çevirsek 8’inde venöz damar hastalıkları olmama ihtimali yok" diyen Prof. Dr. Erdil, damarları korumak içinse özellikle diyabet, hipertansiyon ve obezite hastalarının kontrol altına alınmasının ilk şart olduğunu yineledi.

HAREKETSİZLİK VE YETERLİ SU İÇMEMEK PIHTI NEDENİ

Fleboloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Erdal Aslım ise son yıllarda toplumda sık görülmeye başlanan ‘pıhtı’ konusuna değindi. Hareketsizlik ve yeterli su içilmemesinin kan hücrelerinin birbirine yapışıp küme (pıhtı) oluşumunu kolaylaştırıcı bir sebep olduğunu belirten Prof. Dr. Aslım, sigarayla birlikte doğum kontrol haplarının kullanılmasının da pıhtılaşmayı kolaylaştırdığını kaydetti.

ŞEHİR EFSANESİ

Covid pandemisinin ardından toplumda aşıların pıhtıya neden olduğu yönünde bir inanış olduğunu söyleyen Prof. Dr. Aslım, “Bu bir şehir efsanesi" dedi. Tüm dünyada bu konudaki bilimsel çalışmaların sonuçlarının çıkmaya başladığını belirten Prof. Dr. Aslım, şöyle devam etti: “Covid geçirmiş aşı olmamış insanlar, Covid geçirmiş aşı olmuş insanlara göre damarlarda pıhtı oluşumu ile daha fazla karşı karşıya kalabiliyor. Pıhtılaşmada aşı değil Covid etken."

KAN SULANDIRICILAR

Kan sulandırcı olarak bilinen aspirin gibi ilaçların belli bir yaş üzerinde pıhtıdan koruyucu olarak kullanılıp kullanılmamasının dünyada tartışıldığını da vurgulayan Prof. Dr. Aslım, “Tabi aspirin kullanımı, sigara içenlerin damar duvarlarındaki dejenerasyonu tedavi etmiyor. Aspirin benzeri ilaçların yaptığı, kan hücrelerinin birbirine yapışıp kümeleşmesini baskılamak" dedi.

Kaynak: DHA