Antalya Kent Konseyi tarafından 200’ün üzerinde kurum ve uzmanın katkısıyla hazırlanan 21. Yüzyılda Antalya Çalıştayı kapsamında gerçekleştirilen Kentsel Su Yönetimi ve Sürdürülebilirlik başlıklı oturum, Kent Konseyi Toplantı Salonu’nda yapıldı. Oturuma kamu kurumları, meslek odaları ve akademik çevrelerden uzmanlar katıldı. Programın oturum başkanlığını Makine Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Prof. Dr. İbrahim Atmaca yürüttü.
SU FAKİRİ OLUYORUZ
Şehrin ciddi bir su baskısı altında olduğunu ifade eden Atmaca, “Şehrin geleceğini korumak adına önlemler alınması gerekiyor. Nüfusumuz her geçen gün artıyor. Tarımda ve turizm tesislerinde kontrolsüz bir su kullanımı var. Su fakiri olma yolunda hızla yol alıyoruz. Bütün bunların yanında birçok noktada da içme suyu çalışması devam ediyor. Toplam su kaynaklarımız 197,20 milyon metreküp” ifadelerine yer verdi.
SU TEHDİT ALTINDA
Antalya Kent Konseyi Başkanı Semanur Kurt, kette su yönetiminin çok önemli olduğunu belirtti. Su kaynaklarının korunmasına yönelik bugüne kadar çok sayıda çalışmaya imza attıklarını ifade eden Semanur Kurt, “Günümüzde dünya nüfusunun yüzde 55'inden fazlası kentlerde yaşıyor. Bu oran 2050 yılında yüzde 68'e ulaşacak. Kentleşme hızla artarken, su kaynaklarımız aynı oranda artmıyor. Aksine, iklim değişikliği, kirlenme ve plansız tüketimle birlikte su kaynaklarımız tehdit altında" dedi.
SU İSRAFINI ÖNLEYELİM
Antalya Körfez Gazetesi muhabiri Ertuğrul Gün'ün haberine göre; su yönetiminin sadece su temininden ibaret olmadığını savunan Kurt, “Bu noktada aklımıza şu soru geliyor: Kentlerimizi nasıl daha dirençli, daha verimli ve daha sürdürülebilir olmanın yolu entegre ve sürdürülebilir su yönetimi politikalarından geçiyor. Kentsel su yönetimi, sadece su temininden ibaret değildir. Aynı zamanda atık suyun arıtılması, yağmur suyunun toplanması, su israfının önlenmesi ve su kalitesinin korunmasını da kapsar. Bu süreçlerde teknolojinin, planlamanın ve toplumsal farkındalığın uyum içinde çalışması gerekir” sözlerine yer verdi.
SU YAŞAM KAYNAĞI
Gelecek nesillerin su hakkının korunması yönünde bir çağrıda bulunan Kurt, “Bunun için şehirlerimizde suyu sadece tüketen değil, aynı zamanda yeniden kullanan sistemlere ihtiyacımız var. Yağmur suyu hasadı, gri suyun geri kazanımı, akıllı sayaç sistemleri ve yeşil altyapılar gibi çözümler artık birer lüks değil, zorunluluktur. Yeraltı su kaynaklarımızı tasarruflu kullanmak ve korumak büyük öneme sahip. Bu bağlamda kaçak su kuyularının önlenmesi ve denetlenmesi gerekiyor. Unutmayalım ki su, yaşamın kaynağıdır. Ve bu kaynağın sürdürülebilirliği, ancak bilinçli, planlı ve adil yönetimle mümkün” dedi.
SU KAYNAKLARI AÇISINDAN ZENGİN
Devlet Su İşleri’nden (DSİ) Dr. Tuğba Özkoca, Antalya’nın su potansiyelini değerlendirdiği sunumunda, bölgenin Türkiye genelinde su kaynakları açısından zengin bölgelerden biri olduğunu vurguladı. Antalya’nın yer üstü ve yer altı su kaynaklarının toplam kapasitesinin 17 bin 023 hektometreküp olduğunu belirten Özkoca, bu kaynakların sürdürülebilir şekilde kullanılması gerektiğine dikkat çekti.
ŞEHRİN HARİTASI DEĞİŞTİ
ASAT Etüt ve Plan Dairesi Başkanı Levent Hansu, Antalya genelinde içme suyunun yüzde 98’inin yer altı, yüzde 2’sinin yer üstü kaynaklardan sağlandığını aktardı. Her ilçede farklı su sorunlarıyla karşılaşıldığını belirten Hansu, özellikle Elmalı ve Korkuteli’nde su teminine yönelik ciddi çalışmalar yürüttüklerini söyledi. İzotop hidrolojisi gibi yöntemlerle su kaynaklarını izlediklerini belirten Hansu, kuraklık nedeniyle son üç ayda kentin su haritasının ciddi şekilde değiştiğini dile getirdi. Artan sıcaklıkların ve azalan yağışın enerji maliyetlerini de yükselttiğini vurguladı.
SU TOPLAMA ALTYAPI YETERSİZ
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Antalya Şubesi’nden Hakkı Dikmen ise sanayi alanları, gri su ve yağmur suyu yönetimi konularında bilgi verdi. Antalya’da yağmur suyu toplama altyapısının yetersiz olduğunu söyleyen Dikmen, suyun geri kazanımı için yeni binalarda zorunlu uygulamaların hayata geçirilmesi gerektiğini ifade etti.
