Antalya’da düzenlenen ‘Geçinemiyoruz’ mitingi büyük ilgi gördü. Isparta ve Burdur illerinden de büyük katılımın sağlandığı mitingde polis olağanüstü güvenlik önlemleri aldı. Aydın Kanza Parkı’ndan Cumhuriyet Meydanı’na yürüyen kitle örgütleri, istek ve taleplerini dile getirdi.
ANTALYA'DAN "GEÇİNEMİYORUZ" İSYANI YÜKSELDİ
“Halk İçin Bütçe, Demokratik Türkiye” emekçi yürüyüşüne CHP Antalya İl Başkanı Nail Kamacı, CHP Antalya İl Örgütü Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Antalya Şubesi, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Tüm Emekliler Sendikası, Toplumsal Dayanışma için Avukatlar Derneği (TODAK), İşçi Avukatlar Kurulu, Antalya Barosu, Türkiye İnsan Hakları Derneği (İHD) Antalya Şubesi ve işçi-emekçi sendikaları ile Isparta ve Burdur’dan demokratik kitle örgütleri katıldı.

POLİS OLAĞANÜSTÜ GÜVENLİK ÖNLEMLERİ ALDI
Antalya’da bugün düzenlenen miting nedeniyle polis Aydın Kanza Parkı ile Cumhuriyet Meydanı arasında olağanüstü güvenlik önlemleri aldı. Katılımın oldukça yüksek olduğu mitingde, kitle örgütleri yaşanan sorunları sloganlara yansıttı. Yürüyüşün ardından Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan kitle örgütleri basın açıklaması gerçekleştirdi. Kitle adına açıklamayı KESK Antalya Dönem Sözcüsü Devrim Mol gerçekleştirdi. Mol, “Hepimizin bildiği gibi 2026 yılı Bütçesi TBMM inde görüşülüyor. Biliyoruz ki, bu ülkenin bütçesi biz milyonların maaşlarından ve çarşıda, pazarda, ekmeğimizden, suyumuzdan alınan vergilerden oluşuyor. Ama sıra adil bölüşüme gelince, biz yokuz. Ne zaman “insanca yaşamak istiyoruz” desek, “Bütçe imkânı yok”, “kaynaklar yetersiz” diyorlar. Kaynak var ama kaynak, sermayeye teşvike, faize, savaşa, yandaş müteahhide gidiyor. Kaynak var ama bunlarda utanma yok” diye konuştu.

“RANTTAN VURGUNDAN BESLENENLER VAR”
“Bu ülke; ranttan, vurgundan beslenen, uluslararası sermayeye en yüksek faizi veren ülkeler sıralamasında dünya ikincisi” diye konuşan Devrim Mol, “Bu ülke çarşıda, pazarda, mutfakta yaşanan enflasyonu yarı yarıya düşük gösteren sanal TÜİK rakamlarına rağmen, en yüksek enflasyon sıralamasında hem AB hem OECD ülkeleri içinde açık ara birinci sırada olan, semt pazarlarında arta kalanları akşam karanlığında toplayanların sayısının hızla arttığı bir ülke. Bu ülke; her 3 çocuktan 1’nin okula aç gittiği, MESEM adı altında devlet eliyle patronlara ucuz işçi olarak kullandırılan 14,15,16 yaşındaki çocuklarımızın öldüğü, çalışanların hayatının hiçe sayıldığı, iş cinayetlerinde Avrupa’da birinci, Dünya’da üçüncü sırada bir ülke. Bu ülke; çalışan her 2 işçiden 1’inin açlık sınırı altında asgari ücrete mahkum edildiği, her 4 emekliden 1’inin açlık sınırının yarısı aylıkla yaşam savaşı verdiği, sırf geçinememe kaygısıyla sağlık sorunlarına rağmen emekli olamadığı bir ülke” dedi.

“KADIN İŞSİZLİĞİNDE AVRUPA BİRİNCİSİYİZ"
Kadın işsizliğine ve likayat eksikliğine dikkat çeken Mol, “Kamu hizmeti halk içindir ve kamu emekçisi bu ülkenin omurgasıdır. Ama bütçe bizleri bir kez daha kamu emekçisi değil kapıkulu bekçisi olarak tarif ediyor, yok sayıyor. 24 yıllık AKP kamuda liyakat yerle bir edildi, torpil ve kayırma istihdamın temelini oluşturdu. Nitelikli kamusal hizmet üretmek isteyen bizler, ayrımcılığın kıskacında, mobbingin gölgesinde, güvencesizliğin ortasında bırakılıyoruz. Sefalet düzeyinde maaşlara mahkûm ediliyoruz. Bir maaşla ayın sonunu getirmek, temel ihtiyaçlarımızı karşılamak bile mucizeye döndü. Kadınlar hem işte sömürülüyoruz, hem evde görünmeyen emeğimizle tükeniyoruz. Kadın işsizliğinde Avrupa birincisiyiz! Kadınlar güvencesiz işlerde, yarı zamanlı kölelik düzenine mahkûm ediliyor. En esnek en güvencesiz işlere razı ol diyorlar. Temizlik, yemek, çocuk/yaşlı/hasta bakımı bizlerin doğal görevi olarak görülüyor. Tüm bunlara rağmen bu bütçede kadın yok! Çünkü tamamen eril bir bütçe! Biz toplumsal cinsiyet eşitliğini esas alan bir bütçe istiyoruz” şeklinde konuştu.

“BÜTÇEDE GENÇLER YOK”
Genç işsizliğine dikkat çeken Mol açıklamalarını şu şekilde sürdürdü: “Bir yanda saraylarda lüks içinde yaşayan çocuklar, diğer yanda kirayı ödeyemediği için memleketine dönmek zorunda kalan gençler var. İşsizliğin, göçün kıskacında kalan gençler, sistem dışına itiliyor. Umudu yurt dışında, geleceği belirsizlikte arıyor. İşte bu yüzden diyoruz ki: gençliğin geleceği bütçede başlar. Kaynaklarımızı bir kez daha “güvenlik” adı altında savaştan nemalanan baronlara sunuyorlar. Biz biliyoruz ki gerçek güvenlik daha fazla silah değil; adalettir, eşitliktir, insanca yaşam koşullarıdır! Ve biliyoruz ki, gerçek savunma tankla, topla, dronla olmaz. Gerçek savunma, halkın aç kalmaması, çocuğun okula gidebilmesi, kadının güvenle yaşaması, işçinin güvenceli çalışmasıdır. Demokrasiyi, halk iradesini ve özgürlükleri hedef alan saldırılar, halkın oyuyla seçilmiş belediyelere kayyum atamaları, belediye başkanlarının, siyasetçilerin hapsedilmesi, itiraz eden tüm kesimlere karşı yapılan antidemokratik uygulamalar yine bizlerin sürekli yoksullaşmasına sebep oluyor" dedi.
"HİÇBİR SARAY, BİÇBİR BÜTÇE BİZİ SUSTURAMAZ"
"İrade gasp edilmişse bütçe de gasp edilmiştir" diyen Mol, "Biz biliyoruz ki, demokrasi olmadan bütçe de halktan yana olamaz. Bu nedenle buradan bir kez daha söylüyoruz. Kayyuma karşı demokrasi, siyasallaşan yargıya karşı hukuk, saray bütçesine karşı halkın bütçesini, emekçilerin bütçesini istiyoruz. Görüyoruz ki bütçe bu taleplerimizin yakınına bile yaklaşmıyor. Çünkü bu bütçe emeğin değil, sermayenin bütçesidir! Çünkü bu bütçe yoksulluğun, eşitsizliğin, savaşın bütçesidir. Bir yıkım bütçesidir. Her şeye rağmen umutluyuz. Çünkü emeğe dayatılan kölelik düzenine karşı örgütlülüğümüz var! Çünkü birlikte ve ortak mücadeleyi savunan milyonlar var. Çünkü zalime, zulme karşı güçlü mücadele geçmişimiz ve kararlılığımız var. Ve biz biliyoruz ki, birlikte mücadeleyi yükselttiğimiz anda hiçbir iktidar, hiçbir saray, hiçbir bütçe bizi susturamaz" ifadelerini kullandı.





