Antalya’da sosyal medya platformlarında radar ve trafik kontrollerine ilişkin yapılan paylaşımların ardından sürücülere yöneltilen açık çağrı bir tartışmayı alevlendirdi:
“Trafik kurallarına neden uymuyorsunuz?”

Yargılamadan, dalga geçmeden, samimi bir şekilde cevap verilmesi istenen bu soruya yüzlerce kişi yanıt verdi. Cevapların ortak noktası şuydu:

“Kuralı biliyoruz, ama uymuyoruz. Çünkü sistem de uymuyor, insanlar da.”

Birçok sürücü, kurallara bilinçli şekilde uyulmamasının gerekçelerini samimi bir şekilde dile getirirken, sorunun temelinde eğitim eksikliği, denetimsizlik, toplumsal bencillik ve hatta devlete duyulan güvensizlik olduğunu belirtti.

Antalya Sürücülerinin Itirafları (1)

“YILLARCA KURALLARA UYDUM, 40 YILLIK ENAYİLİK YETER”

Bazı sürücüler ise daha karamsar bir tablo çizdi. Yıllarca kurallara uymalarına rağmen, diğer araçların kuralsızlıkla avantaj elde ettiğini, kendilerinin ise cezalandırıldığını dile getirdi.

“Ben şeridimde beklerken, güvenlik şeridinden önüme onlarca kişi geçiyor. 40 yıllık enayilik yeter. Artık ben de geçiyorum.”

Bu yorum, toplumsal uyumun nasıl bozulduğunu ve bireysel çözüm yollarının da kuralsızlığa dayandığını gösterdi.

“HERKES HER ŞEYİ BİLİYOR AMA İŞİNE NASIL GELİYORSA ÖYLE YAPIYOR”

Sürücülerin önemli bir kısmı, kuralları bildiklerini ama kişisel çıkarlarının bunu gölgelediğini açıkça ifade etti:

“Sağa dönerken sinyal vermemek trafik suçu. Ama çoğu sürücü sinyali son anda veriyor ya da hiç vermiyor. Çünkü umurunda değil.”

“Kırmızı ışıkta kimse yoksa geçiyorum. Polis yoksa hız yapıyorum. Çünkü sistem de böyle çalışıyor.”

“YOLLAR KÖTÜ, KURALLAR TUTARSIZ, DENETİM KEYFİ”

Bazı sürücüler, yaşadıkları şehirlerdeki fiziksel altyapı eksikliklerinin de kuralsızlığı teşvik ettiğini belirtti. Antalya özelinde, bazı yollarda hız sınırlarıyla ilgili çelişkili uygulamalara dikkat çekildi.

“Şehir içinde yaya geçitleri olan caddelerde 70 km hız sınırı var. Kime göre, neye göre belirlenmiş bu? Sonra birine çarparsın diye seni suçlu ilan ederler.”

“Trafik işaretleri eksik, yollar bakımsız, eğitim yok. Ama ceza var. Üstelik ceza sistemi bile tutarsız.”

“KAVŞAKTA KİMİN ÖNCELİĞİ VAR, HALA ANLAMADIM”

Döner kavşaklar konusu, sürücülerin kafasını karıştıran başlıklardan biri olarak öne çıktı. Birçok kişi, teoride önceliğin kavşak içinde olan araçta olduğunu bilse de, uygulamada bu kuralın “güçlü olan geçer” mantığıyla işlediğini savundu.

“Döner kavşakta önümdeki araç haklı olabilir ama durmazsam ne olacak? Korna çalıyor, sıkıştırıyor, hak arayamıyorsun.”

“TOPLUMSAL BENCİLLİK YAYGIN”

En dikkat çeken tespitlerden biri de toplumsal ego ve saygı eksikliği oldu. Yorumların çoğu, bireylerin sadece kendi önceliğini düşündüğünü ve empati kurmadığını vurguladı.

“İnsanlar sinyali vermez, sonra ani dönüş yapar. Korna çalarsın, camdan el kol hareketi gelir.”


“Herkesin acelesi var ama kimse diğerini önemsemiyor. Böyle bir kültürde trafik de düzensiz olur.”

“1000 YIL AT SÜRDÜK, KURALA ALIŞAMADIK”

Kimi yorumlarda ise konunun sosyokültürel boyutuna dikkat çekildi. Eğitim sisteminin yetersizliği, kırsaldan şehre göç eden insanların şehir yaşamına uyum sağlayamaması gibi nedenler sıralandı.

“1000 yıl kural tanımadan yaşamış bir milletiz. Şehirde kurallı yaşamı 100 yılda öğrenemeyiz. Hele ki böyle bir eğitim sistemiyle…”

CEZADAN ÇOK EĞİTİM, SİSTEMDEN ÖNCE SAYGI

Sonuç olarak, Antalya’daki sürücüler arasında yapılan bu açık çağrı, trafik sorunlarının yalnızca denetimle ya da ceza sistemiyle çözülemeyeceğini gösterdi.
Temel sorun; saygı, empati ve sorumluluk bilincinin eksikliği olarak analiz edildi.

“Trafik kurallarını bilmek yetmez. Başkalarının hakkını ihlal etmemeyi öğrenmek gerekir. Saygı yoksa sistem de işlemez.”

Antalya Sürücülerinin Itirafları (5)

BİRKAÇ DAKİKA KAZANMAK UĞRUNA BİR HAYATI KAYBETMEK DEĞMEZ

Toplumsal kurallara uymak yalnızca cezadan korkmakla değil, birlikte yaşam kültürünü benimsemekle mümkün hale geliyor. Trafikte birkaç dakika kazanmak adına yapılan kural ihlalleri, sadece hayatları değil, güveni de mahvediyor. Antalya’da başlayan bu samimi itiraflar, tüm Türkiye için bir “ayna” niteliği de taşıyor.

Muhabir: DUYGU TEKİN