Brookings Enstitüsü 21 Ocak 2021’de “Büyük Sıfırlama: Afrika” başlıklı bir rapor yayınladı. Rapor; Türkiye Varlık Fonu’nun da danışmanlık aldığı meşhur Mckinsey&Company şirketi ile ortak hazırlanmış.

Raporda önümüzdeki 25 yılda Afrika’yı ekonomik durgunluk geleceği yazıyor. Doğal değil mi? Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi/ Arap Baharı ile ve eşbaşkanlar aracılığı ile Libya, Somali ve Sudan olmak üzere Kıta’yı silahla ya da halklarına ihanet eden iktidarlarla sömürdükleri ise raporda yer almıyor!

Covid-19 gerekçesi i iyice batırılan ekonomilerini düzeltmek için Kıta’nın politikacılarına önerileri ise uluslararası bankalardan kredi alarak borçlanmaları öneriliyor! Küçük işletmeleri destekleyin, ulusal ekonomi anlayışına gerek yok, ithalata kapıları açın deniyor.

Covid-19 sonrası açlık sınırında yaşayan nüfusun artacağı ifade edilirken diğer yandan “dijital dönüşümün” hızlandırılması gerektiği dikte ediliyor. Yani e-devlet, e-banka, e-beyanname, e-dernek…

“Türkiye Dijital Ofisi” 2006’da faaliyete başlamıştı, hatırlatayım dedim!

Raporda Afrika’yı öven bölüm de var. 1 Ocak 2021’de Afrika Kıtası Serbest Ticaret Bölgesi çalışmalarına başlamasını, sınırları kaldırıp, gümrüksüz pazar haline gelmesini övüyorlar! Elbette uluslararası tekellerin, Kıta’yı sömürüsünün meşrulaştırılmasından başka bir şey değildir…

Raporun ikinci bölümünün başlığı ise “Bir Sonraki Pandemiye Hazırlık.”

Anlaşılan önümüzdeki çeyrek asır pandemiler ile geçeceğe benziyor. Emperyalizm topla tüfekle terbiye edemediği insanoğlunu pandemiler ve ekonomik krizler ile terbiye etmeye çalışacağı gözükmektedir. Büyük Sıfırlama böyle gerçekleşecek görünüyor.

Bize gelince, biz dijital dönüşümü 2006’da tamamlamışız. Teknoloji karşıtı falan değilim ancak bir tuşla ülkenin tüm verilerine ulaşabilecek bir sistemdir diye düşünüyorum. Hele de ABD teşvik ediyorsa iki kere düşünün derim.

Türkiye varlık Fonu ile Mckinsey&Company Şirketi ile yapılan çalışmalar sonrası Türkiye açık pazar olmuştur. Türkiye’nin yeraltı-yerüstü tüm zenginlikleri, toprakları dâhil uluslararası şirketlere ya satılmış ya da satılmaktadır. Çünkü bütün veriler Mckinsey&Company şirketinin elindedir…

Çare var mı? Evet!

ABD emperyalizminin çıkarlarını değil kendi halkının çıkarlarını savunmak, geldiğin yolda geri dönüp yakıp yıktığın her şeyi yeniden inşa etmekten başka çare yoktur. 2023’de Türk halkı bunu başlatacaktır…

RUSYA’DA NELER OLUYOR?

Putin’e muhalif lider Alexei Navalny’ın tutuklanmasının ardından yapılan protestolar sonucu 3000 kişinin gözaltına alındığı basında yazıldı çizildi. Putin’in sarayı vardı yoktu ve anayasa değişikliklerin tartışması ile Putin ve Rusya köşeye sıkıştırılmaya çalışıldı. Rusya, ABD’nin yeni yönetim ile görüşmeye açık olduklarını ifade ederken aynı zamanda ABD’yi tutuklanan muhalif lider Navalny’ı desteklemek için kitlesel protestoları organize etmekle suçladı.

Rusya 30 Aralık 2020’de, seçimlerde gerçekleştirilecek mitinglerin yurtdışından finanse edilmesini yasaklayan bir yasa çıkardı. Elbette mütareke basının paket haberinde yer almadı. Rusya yaklaşan 2024 seçimleri öncesi dışarıdan müdahalelerin önün kesiyor olması ABD’nin işine gelmiyor.

Rusya, ABD güdümündeki muhalefetin sokağa dökülmesiyle köşeye sıkıştırılmak isteniyor. ABD-Rusya arasındaki Yeni Stratejik Silahların Azaltımı Antlaşması süresi 5 Şubat 2021’de dolacak. ABD, Rusya’yı kendi planına ikna etmek istiyor. Elbette 25-29 Ocak 2021 tarihleri arasında İsviçre’deki Birleşmiş Milletler(BM) Cenevre Ofisinde gerçekleşecek olan Suriye Anayasa Komitesinin 5.tur görüşmeleri de yine Rusya’yı karıştırmak için yeterli bir nedendir.