Kaleiçi’nin sembol mimarilerinden Kesik Minare için hummalı bir restorasyon çalışma yapılıyor. 123 yıldır atıl vaziyette duran cami, 2019’da ibadete açılacak. Selçukluların işgali sonrası kiliseden camiye çevrilen 'Kesik Minare', mimari yapısı ve konumu itibariyle birçok medeniyeti bünyesinde barındırıyor. Yakın zamana kadar mezbelelik durumda olmasına rağmen Kaleiçi’ne inen yerli ve yabancı turistlerin uğrak yerlerinden birisidir Kesik Minare. Antalyalılar için aynı zamanda adres tarif etme aracıdır. (Kesik Minare’nin arkasındayız, Kesik Minare’nin 100 metre gerisindeyiz gibi)

Yıllar sonra bu güzide yapının elden geçirilmesi gerçekten hoş. Fakat cami olarak hizmete açılacak olması kafalarda soru işareti… Nedenlerini sıralayalım. Kiliseden camiye çevrilmiş, içinde farklı dinlerin geleneğini, kültürünü barındıran bir yapıdan bahsediyoruz. Öyleyse burayı sadece cami olarak görmek tarihe haksızlık olmaz mı? Kaldı ki orayı Müslümanların yanı sıra Hıristiyancından tutun da Yahudisine kadar farklı inanışlara sahip insanlar ziyaret ediyor.

İkincisi Kaleiçi’nin sadece cami olarak hizmet verecek bir yapıya daha ihtiyacı var mı? Kaleiçi’nde aktif olarak kullanılan camilerin doluluk oranı nedir? Kaleiçi’nde kaç kişiye bir cami düşüyor? Bu eksende devam edelim. Antalya’yı az çok tanıyanlar Kaleiçi’nde sadece ibadet için yeni bir camiye ihtiyaç olmadığını hemen tahmin edebilir.

O halde ne yapılmalı? Bu, ucu açık bir soru. Burada olayı kişiselleştirmeden uzmanların söylediklerine kulak vermeliyiz. Kentin kültürel miraslarının korunmasına yönelik bilimsel raporlar hazırlayan Antalya Kent Konseyi, 2013’te Kesik Minare’nin açık hava müzesi olmasına yönelik bir öneri hazırlayıp kamuoyuna sundu. Kent Konseyi raporuna bir göz atalım: “…Hellenistik Devir, Roma, Erken Bizans Dönemi, Selçuklu ve Osmanlı Devleti’ni yaşamış ve bu çağların hepsinin izlerini bugün taşımakta olan Kesik Minare için yapılması gereken, evrensel kültür mirasına mal olmuş bu alanın Antalya’ya yakışır bir şekilde korunması ve dünya insanlarına sunulmasıdır. Nitekim Antalya Koruma Bölge Kurulu’nun ‘’Açık Hava Müzesi’’ kararı bu yönde alınmış doğru bir karardır. Bu kararı hayata geçirmek durumunda olan kurum Vakıflar Antalya Bölge Müdürlüğü’dür. Kesik Mimari’yi de içine alarak Yivli Minare Cami Kompleksini bütün çevresiyle birlikte Müzeye (Anadolu Selçuklu Eserleri) dönüştürülmesi halinde, Antalya’nın çok eskiye dayanan çok kültürlülüğünün izlerini taşıyan mimari mirasını görmek için yerli ve yabancı konukların ilgisini çekecektir…”

Bunun yanı sıra Mimarlar Odası da Kesik Minare’nin açık hava müzesi olması için dava açtı. Mimarlar davayı önce kazandı, sonra kaybetti vs. Sonuç itibariyle Kent Konseyi ve Mimarlar Odası’nın ‘açık hava müzesi’ fikrini benimsiyorum. Kesik Minare’nin restorasyondan sonra açık hava müzesi olarak hizmet vermesi kültürlerarası bağın güçlenmesini sağlayacaktır.

Sevgili meslektaşım Hasan Alaybeyoğlu da Kesik Minare’nin geleceğine dair bir öneride bulunmuş. Hasan abi diyor ki, “…Bu minareyi bu kadar tanınır yapan, kubbesinin olmamasıdır.
Korkum şu ki kubbeli minare, caminin bütün o tılsımını da alıp götürecektir.
Çok uzatmadan gönlümden geçeni söyleyeyim. Teknoloji o kadar ilerledi ki her şeyin bir çözümü var. Camiye kubbe yapmak yerine lazer ışıklarından kubbe şeklinde ışıklandırma yapılsa..
Hava karardığı zaman sistem devreye girer, minarenin kubbesinin şeklini almış ışıklandırma ile daha mistik bir ortam yaratılmış olur. Böylece camiye bambaşka bir özellik katılmış olur.
Ayrıca ‘Kesik Minare’ özelliğini de yitirmemiş olur. Bir öneridir, dikkate alınmaya değer bulunursa ne mutlu bize…” Farklı bir yaklaşım. Dikkate alınmalı.