Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Antalya Milletvekili Hilmi Durgun, 2026 yılı Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesi ile ilgili olarak MHP Grubu adına Genel Kurul’da konuşma yaptı. Durgun, konuşmasında çiftçilerin ekonomik zorluklarına, tarımsal üretimin sürdürülebilirliğine ve Tarım ve Orman Bakanlığı'nın bütçesinin önemi üzerine vurgu yaptı. Durgun, "Bugün burada sadece bütçeyi değil, yüce bir milletin alın terini, köylümüzün umudunu, üreticilerimizin çabasını ve vatan toprağımızın geleceğini konuşuyoruz" dedi.
TARIMIN STRATEJİK ÖNEMİ
Durgun, Türkiye’nin tarım sektörünün stratejik önemine dikkat çekerek, "Türkiye'nin stratejik ve mükayeseli üstünlüğü tarımdır" ifadesini kullandı. Tarımın, Türkiye için geleceğin dünyasının inşa edilmesinde kilit rol oynadığını belirtti. Durgun, örtü altı yetiştiriciliğinin, küresel ısınma ve artan nüfusun olumsuz etkileri karşısında sürdürülebilir gıda arzının garantisi olduğunu vurguladı. Özellikle Antalya'nın tarım başkenti olduğunu belirten Durgun, Türkiye’de turfandacılığın (örtü altı yetiştiriciliği) yarısının Antalya'da yapıldığını söyledi.
ÇİFTÇİLERİN ZOR DURUMU
Durgun, Antalya'daki çiftçilerin zorluklarına da değindi. Özellikle domates üreticilerinin durumuna dikkat çeken Durgun, "Bir kilogram domatesin toptancı halinde çiftçiden alım fiyatı, üretim maliyetinin altındadır" dedi. Tarımsal girdilerin, özellikle tohum, fide, ilaç, gübre, işçilik ve mazot gibi kalemlerde fiyat artışlarının çiftçilerin maliyetlerini artırdığına işaret etti. Geçtiğimiz yıl, tarımsal girdilerin fiyatlarının yüzde 50 oranında arttığını belirten Durgun, ancak buna karşılık çiftçilerin ürünlerinin satış fiyatlarının yarı yarıya düştüğünü söyledi.
İHRACAT SORUNLARI VE DÜŞEN FİYATLAR
Türkiye'nin yaş sebze ve meyve ihracatındaki düşüşe de değinen Durgun, bu sorunun tüm tarım paydaşlarını olumsuz etkilediğini belirtti. Türkiye'nin, dış pazarlara olan bağımlılığını azaltması gerektiğini vurgulayan Durgun, dost ve müttefik ülkelerle ticaret hacminin artırılması gerektiğini ifade etti. Durgun, ihracat destek mekanizmalarının ve milli tarım stratejisinin dış baskılara karşı güçlendirilmesi gerektiğini söyledi.
PESTİSİT KALINTISI KONUSU
Sınır kapılarındaki geri dönüşlere de değinen Durgun, pestisit kalıntısı nedeniyle bazı ürünlerin geri döndüğünü ancak bu oranın çok düşük olduğunu belirtti. 2024 yılında Türkiye'den 4.6 milyon ton yaş sebze ve meyve ihracatı yapıldığını, bunlardan sadece 4.8 bin tonunun geri döndüğünü söyledi. "Geri dönen her tırda pestisit kalıntısı olduğunu söyleyemeyiz. Ticari anlaşmazlıklar, kalite ve belge eksikliği gibi nedenler de geri dönüşlere sebep olmaktadır" diyen Durgun, Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi’nin Türkiye ile ilgili ciddi bir tehdit bulunmadığını belirttiğini aktardı.
MİLLETVEKİLİ DURGUN'DAN ÇÖZÜM ÖNERİSİ
Durgun, Türkiye'deki tarımsal üretimde biyolojik mücadele yöntemlerinin giderek daha fazla kullanılmaya başlandığını söyledi. Antalya'nın batı ilçelerinde biyolojik yöntemlerin yüzde 50 oranında kullanıldığını belirten Durgun, bunun önemli bir başarı olduğunu vurguladı. Ayrıca Türkiye’de su kaynaklarının yüzde 70'inin tarımsal faaliyetlerde kullanıldığını belirten Durgun, suyun taşınmasındaki kayıpların önlenmesi için açık kanal sistemlerinin modern boru sistemlerine dönüştürülmesi gerektiğini söyledi.
"GEREKLİ ADIMLAR BİR AN ÖNCE ATILMALI"
Durgun, yer altı suları ile ilgili sorunlara da değindi. Kayıt dışı sondajların sayısının fazla olduğunu belirterek, yer altı suyu kanununun etkin bir şekilde uygulanması gerektiğini ifade etti. "Su stresi yaşayan bir ülke olarak, su kaynaklarımızın daha verimli kullanılması için gerekli adımlar bir an önce atılmalıdır" dedi.
ORMAN KANUNU VE 2B UYGULAMALARI
Orman köylerinin sosyal ve ekonomik gelişimi için Orman Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen çalışmaların önemine değinen Durgun, özellikle 2B uygulamalarına dikkat çekti. Antalya'nın da içinde bulunduğu birçok ilde, 2B arazilerinin tespit edilmesi ve hak sahipliğinin sağlanması gerektiğini söyledi. Durgun, 2026 yılı sonuna kadar bu çalışmaların tamamlanarak, orman vasfını kaybetmiş araziler üzerinde emek veren vatandaşların mülkiyet haklarına kavuşmasının sağlanması gerektiğini vurguladı.
AVCILIK FAALİYETLERİ VE AV BİZ SİSTEMİ
Durgun, avcılık faaliyetlerini sürdüren vatandaşların da bazı sorunlarla karşılaştığını belirterek, Av Biz sisteminin altyapısının yetersiz kaldığını söyledi. Teknolojik gelişmelere paralel olarak, bu sistemin güncellenmesi gerektiğini ifade etti. Durgun, avcıların kayıt altına alınması ve avlaklarda belirlenen kotaların daha hızlı ve güvenli bir şekilde alınabilmesi için gerekli düzenlemelerin yapılması gerektiğini belirtti.
"SGK PRİM GÜN SAYISI EŞİTLENMELİ"
Son olarak, çiftçilerin sosyal güvenlik sistemine dair önemli bir talepte bulunan Durgun, "Çiftçilerimizin SGK primlerini ödeyerek emekli olabilmeleri için prim ödeme gün sayısının 7200 güne düşürülmesi gerektiğini" söyledi. Ayrıca, halen 9000 olan prim ödeme gün sayısının, diğer sigortalılarla eşitlenmesini talep etti.
Durgun, konuşmasını, "Türkiye’nin güçlü tarım politikaları ve üreticilerimizin hak ettiği düzeyde desteklenmesi ile ülkemizin tarımda daha güçlü bir konumda olacağına inanıyorum" diyerek sonlandırdı.





