Antalya’nın Akseki ilçesine bağlı Güzelsu köyü, Cumhuriyet’in ilk yıllarında bölgenin kalabalık ve merkezi köylerinden biri. Bu özelliği ile Akseki’nin nahiyeleri arasında yer almış. Türkiye’nin 3. Diyanet İşleri Başkanı olan Ahmet Hamdi Akseki de bu köyde doğmuş. Sultan Abdülmecid döneminde eski adı Sülles olan Güzelsu köyünde bir medrese yapılmış. Akdeniz’i İç Anadolu’ya bağlayan geçitlerin olduğu bir coğrafya üzerinde kurulu olan köyde eğitime verilen önem günümüze kadar sürmüş.
TOROSLARIN KOYNUNDA BİR YERYÜZÜ CENNETİ
Güzelsu köyünün coğrafyası Torosların tipik özelliklerini yansıtıyor. 1250 rakımlı köyün çevresi sedir ormanlarıyla kaplı. Karışık ormanlar, tipik maki ekosistemleri ve yaylaların zengin bitki çeşitliliği bu bölgeyi bir biyoçeşitlilik cenneti kılıyor. Köyün meydanındaki sohbetlerin konusu, karşılaşılan yaban keçileri, bahçe duvarlarını yıkıp meyvelerin dadanan ayılar, gece saati sokakları mesken tutan tilkiler ve bu mevsimde karpuz ekili bahçeleri, mısır tarlalarından nemalanma telaşındaki yaban domuzları. Özetle Güzelsu, zengin bir yaban hayatının tam ortasında duruyor. Köy ve çevresindeki insan deviniminin geçmişe göre azalması, yaban hayatının yerleşimlere bu kadar içli dışlı olmasının bir nedeni olsa da bir başka önemli nedeni de son yıllarda giderek artan orman yangınları ve vahşi madencilik yüzünden yaşam alanları daralan yaban hayvanlarının daha korunaklı ve yaşamını sürdürebileceği habitatlarda yönelmesi. Köylülerin anlattığına göre Gündoğmuş bölgesinde yaşanan büyük yangınlardan kurtulan yaban hayvanları Akseki dağlarına yönelmiş.
CENNETİ CEHHENEME ÇEVİRME GİRİŞİMİ VE KORUMA BİLİNCİ
Antalya Körfez Gazetesi muhabiri Yusuf Yavuz'un haberine göre; Haziran 2018’de Akseki ilçesine bağlı Güzelsu, Pınarbaşı, Çaltılıçukur, Çukurköy ve Taşlıca köylerinin tam ortasında açılmak istenen mermer ocağı için ÇED süreci başlatılmıştı. Ormanlar, su kaynakları, arıcılık, biyoçeşitlilik ve henüz tescil edilmemiş zengin kültürel miras tehdit altına girince Güzelsu Derneği’nin öncülüğünde bir araya gelen yöre halkı büyük bir dayanışma örneği sergileyerek coğrafyanın altını üstüne getirecek mermer ocağı projesini engellemeyi başarmıştı.
HALKIN ÇABASI MADEN SAHASINDA 62 ARKEOLOJİK VARLIĞI TESCİL ETTİRDİ
Güzelsu Derneği’nin çatısı altında yürütülen bilimsel çalışmalar kapsamında mermer ocağı açılmak istenen bölgede tam 62 ayrı arkeolojik alan tescil edildi. Tapınak kalıntıları, işlikler, antik yerleşim kalıntıları gibi onlarca ayrı başlıkta tam 62 kültür varlığının tespiti köylülerin bilinç ve çabalarıyla, tescili ise Koruma Bölge Kurulu tarafından yapıldı. Ayrıca ÇED raporda yok sayılan flora ve fauna ile 10 binin üzerinde zeytin ağacı tespit edilerek, uzmanlarınca raporlandı. Bu bölgede 1200 rakıma kadar yetişen zeytin, güney bakıya sahip bu eğimli coğrafyanın özel bir ekokliması olduğunu gösteriyor…
DÖRT YILLIK MÜCADELEYİ HALK KAZANDI
Sonuç olarak Güzelsu Derneği öncülüğünde, Dernek Başkanı Mehmet Ali Kahyaoğlu ve yönetim kurulu üyeleri ile bölgenin korunması için olağanüstü çabalar gösteren Cengiz Demirtaş, Abdullah Kara, Yaser Öztekin ve adını sayamadığımız birçok memleket sevdalısı çok önemli bir dayanışma sergileyerek bölgenin geleceğini karartacak bu yıkım projesini durdurmayı başardılar. Uzun ve gerilimli bir sürecin ardından Temmuz 2022’de madencilik projesinin ÇED süreci sonlandırıldı. Bu süreçte en başından beri yöre halkının haklı mücadelesini ve yapılan bilimsel çalışmaların sonuçlarını her fırsatta kamuoyuna duyurduk. Yöre halkının sesini, taleplerini açıklıkla yansıttık.
GÜZELSU DERNEĞİNDEN DAYANIŞMA ÖDÜLÜ
El birliği ile madenci yıkımı tehdidini bölgeden uzaklaştıran Güzelsu Derneği’nin dün genel kurul toplantısı vardı. Birkaç gün önce Cengiz Demirtaş Bey telefonla arayarak derneğin bu etkinliğine davet etti. Bunun üzerine dün yolumuz Güzelsu köyüne düştü. Dernek yönetimi incelik ve kadirşinaslık gösterip bu mücadele sürecinde emeği geçen, katkı sunan, benim de aralarında olduğum isimleri birer plaket ile ödüllendirmeyi uygun görmüş. Bu da bir çeşit dayanışma ruhu, bu güzel topraklar için umudu besleyecek bir adım.
PLAKETLER SAHİPLERİNE VERİLDİ
Prof. Dr. Mustafa Sözen, Prof. Dr. Ahmet Duran, Prof. Dr. Mustafa Adak, Hakime Yılmaz, Cengiz Demirtaş, İsmail Çolak, Mehmet Özpınar, Fatma Kahyaoğlu ve bu süreçte emeği geçen birçok ismin plaketi dün yapılan genel durul öncesinde sahiplerini buldu. Yurt dışında bulunan ya da başka gerekçelerle toplantıya katılamayan isimlerin plaketleri ise yakınlarına verildi.
KURDUN KUŞUN HAKKI İÇİN
Derneğin plaketini, dağın taşın, kurdun kuşun, ağacın suyun adına Akseki Belediye Başkan Yardımcısı Sayın Mehmet Duran’ın elinden aldık. Bu tür buluşmalar toplumsal iletişimin, kamuoyu yaratan etkiye sahip kamu yararına hizmet eden haberciliğin ve bilimle halkın eylemlilik sürecinin bir araya gelmesiyle yaşamı savunmada nasıl bir yol alınacağını gösteren güzel örneklerden biri…
GÜZELSU, BİR DAYANIŞMA KALESİ
Geleneksel kırsal mimari örneği evleri, Cumhuriyet’in izlerini taşıyan meydanı, ulu çınarların gölgelediği sosyalleşme alanları, kütüphane ve dernek merkeziyle Güzelsu, boğulmak istenen bir yaşam modelinin topuğundan yakalayıp onu ayağa kaldırarak geleceğe taşımak isteyen insanların umudu eylemle büyüttüğü bir kırsal yerleşim. Bir de adı gibi güzel akan berrak suların diyarı. Bir zamanlar yurdun hemen her köşesinde, “bizim de köyümüz cennet gibidir” diyen insanların yaşadığı günlerden, hemen her güne yeni bir yıkım haberiyle uyandığımız günlere geldik. Cennetimizin cehenneme çevrildiği bu süreçte Güzelsu örneğindeki dayanışma ve ortak değerler için birlikte mücadele edebilme ruhu tüm ülkeye yayılmalı. İhtiyacımız olan ne varsa, ortak belleğimizin satır aralarında mevcut. Yeter ki bu umutsuzluğu ve ölü toprağını üzerimizden atalım. Ruhsal bağışıklığımızı güçlendirerek zamanın üstümüze örttüğü uyuşukluk yorganını silkeleyip atalım. Aşı, orada duruyor Aşı, orada duruyor…
