TMMOB Peyzaj Mimarları Odası Antalya Şube Başkanı Gülsüm Kıldan, “Kurakçıl Peyzaj Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esasları’na yönelik açıklamalarda bulundu. Kıldan, “18 Ekim 2025 tarihli ve 33051 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Kurakçıl Peyzaj Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esaslar”, Türkiye’de peyzaj uygulamaları açısından son derece önemli bir dönüm noktasıdır” dedi.
SUSUZ, BİTKİSİZ, TAŞTAN OLUŞAN ANLAYIŞ...
Başkan Kıldan, “Bu düzenleme; iklim değişikliğiyle mücadele, su kaynaklarının etkin kullanımı ve kentlerin ekolojik dirençliliğinin artırılması amacıyla hazırlanmış, açık ve bağlayıcı hükümler içeren bir çerçeve sunmaktadır. Söz konusu Usul ve Esaslar, kurakçıl peyzajı; yerel iklim ve doğal vejetasyonla uyumlu, su ihtiyacı düşük bitkilerle tasarlanan, çevresel, ekolojik ve kültürel değerleri gözeten sürdürülebilir bir peyzaj yaklaşımı olarak tanımlamaktadır. Bu tanım, kurakçıl peyzajın yalnızca “az sulama”, “susuz”, “bitkisiz”, “yalnızca renkli taşlardan oluşan”, “bakımsız alan yaratma” anlayışıyla ele alınamayacağını açıkça ortaya koymaktadır” dedi.
YANLIŞ UYGULAMALAR
TMMOB Peyzaj Mimarları Odası olarak kurakçıl peyzajın 7 temel ilkesini hemen her platformda anlattıklarını aktaran Kıldan, “Ne yazık ki Antalya’da ve hatta Türkiye genelinde birçok uygulamaların, ne 7 temel ilkenin ışığında ne de yasal düzenlemenin ruhuna ve içeriğine uygun biçimde hayata geçirilmemektedir. Özellikle Kamu alanlarında, üniversite yerleşkelerinde, kavşaklarda ve yol altı düzenlemelerinde, ilçe girişlerinde; mevcut bitkilerin, ağaçların ortadan kaldırılarak, hiç bitki kullanmadan ya da bir elin parmağını geçmeyen sayıda bitki bırakılıp tüm alanların yalnızca taş, çakıl veya benzeri sert malzemelerle kaplandığı uygulamalar, kamuoyuna “kurakçıl peyzaj” olarak sunulmaktadır. Bu uygulamalar ve bu yaklaşım hem bilimsel gerçeklerle hem de yürürlükteki mevzuatla bağdaşmayan tamamen yanlış uygulamalardır” dedi.

ARTAN SICAKLIKLAR KENTSEL YAŞAM KALİTESİNİ OLUMSUZ ETKİLİYOR
Kurakçıl peyzaj uygulamasının bitkileri yok eden değil, doğru bitkiyi doğru yerde kullanan doğru bitki kompozisyonlarla doğal faunayı da koruyan bir sistem olduğunu kaydeden Kıldan, “Bitkilerin yerini taşların aldığı alanlar; oksijen üretmez, karbon tutmaz, yağmur suyunu ekosistem içinde yönetemez ve kentlerde ısı adası etkisini ciddi biçimde artırır. Akdeniz iklim kuşağında yer alan kentlerimizde bu tür uygulamalar, yaz aylarında yüzey sıcaklıklarını yükselterek hem insan sağlığını hem de kentsel yaşam kalitesini olumsuz etkilemektedir. Özellikle Antalya’da yeni yapılan kavşakların, köprülerin altları, ilçe meydanları, ilçe girişleri gibi alanlarda görülen bitkisiz düzenlemeler, kurakçıl peyzaj anlayışının yanlış yorumlandığını açık biçimde ortaya koymaktadır. Bu alanlar, suyu yönetmek bir yana, iklim krizinin etkilerini artıran uygulamalara örnek teşkil etmektedir. Ve bir an önce yeniden düzenlenmesi gereken alanlardır” şeklinde konuştu.
DÜZENLEMELER GÖZDEN GEÇİRİLMELİ
Kurakçıl Peyzajın yanlış değerlendirilmemesi gerekliliğini söyleyen Kıldan, “Yürürlükteki Usul ve Esaslar; çim alanların zorunlu durumlar dışında sınırlandırılmasını, yerel ve kuraklığa dayanıklı bitkilerin kullanılmasını, bitki su ihtiyacına göre zonlama yapılmasını, malçlamanın bitkisel düzenlemelerle birlikte ele alınmasını ve tüm peyzaj uygulamalarının izlenmesini zorunlu kılmaktadır. Dolayısıyla yalnızca taş ve benzeri malzemelerle oluşturulan alanların kurakçıl peyzaj olarak tanımlanması hukuken de mümkün değildir. Kurakçıl peyzaj, estetik bir tercih değil, kamusal bir sorumluluktur. Kentlerimizi taşlaştırarak değil, bilimsel, ekolojik ve mesleki ilkeler doğrultusunda bitkilendirerek geleceğe hazırlayabiliriz. Aksi halde bugün yapılan yanlış uygulamalar, yarının daha sıcak, daha yaşanmaz ve daha kırılgan kentlerini yaratacaktır. Bu nedenle, kamu kurumlarını ve yerel yönetimleri; yürürlükteki mevzuata uygun, peyzaj mimarlığı disiplininin bilimsel bilgi birikimini esas alan uygulamalara davet ediyoruz. Bitkisiz peyzaj düzenlemelerinin gözden geçirilmesi, yalnızca taşla kaplanmış alanların bitkisel peyzajla yeniden düzenlenmesi ve kurakçıl peyzajın doğru biçimde uygulanması artık bir tercih değil, zorunluluktur” diyerek sözlerini noktaladı.





